EKONOMİ HABERLERİ

Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş: Enflasyon bir hastalıksa, bu hastalığa uyguladığımız tedavi eksik ve yavaş!

Merkez Bankası politika faizini piyasa beklentilerine uygun bir şekilde 100 baz puan indirme kararı aldı. Merkez Bankası'ndan emekli uzman Dr. Ayhan Bülent Toptaş, ''TCMB’nin bugünkü kararı, kurumun fiyat istikrarına öncelik veren stratejiden saptığını, reel sektörün içinde bulunduğu zor koşulların Para Politikası Kurulu kararlarında etkili olduğunu gösteriyor. Bu tür kararlar maalesef enflasyon görünümünde kalıcı bir iyileşme sağlanmaması, belirsizlikleri büyütme riski taşıyor'' mesajı verdi.

Abone Ol

Son Mühür- Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puan indirerek yüzde 39,5'e çekti.
Gecelik vadede borç verme faizini de yüzde 43.5'ten yüzde 42.5'e indirdi.
Merkez Bankası'nın faiz indirim kararını değerlendiren Merkez Bankası'ndan emekli uzman Dr. Ayhan Bülent Toptaş üç detayın altını çizdi.
Toptaş'ın açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle.


Önümüzdeki tablo bize ne söylüyor?


TCMB politika faiz kararını kabaca şöyle bir tabloya bakarak aldı:
Birincisi, Ağustos ve Eylül ayları için gelen enflasyon oranları beklentilerin üzerindeydi. Hatta Eylül ayının enflasyon oranı ile birlikte yıllık enflasyon oranı 16 ay sonra ilk kez yükselmiş oldu.
İkincisi, TCMB’nin Ekim ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları anketinde yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 30’un üzerinde geldi.
Üçüncüsü, yarın Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultay davası kararı var. Davanın parti yönetiminin değişmesine yol açacak bir kararla sonuçlanması halinde piyasaların böyle bir karara nasıl bir tepki vereceği kestirilemiyor ama TCMB 19 Mart krizine benzeyebilecek olası olumsuz gelişmeleri dikkate almak zorunda.
Tablonun bu bölümü TCMB’yi öncelikli amacı olan “fiyat istikrarını” (enflasyonu) düşünerek TCMB’yi politika faizini sabit bırakmaya yönlendirmekteydi.


Diğer tarafta reel sektör var...


Tablonun bir diğer köşesinde ise reel sektörün ve özellikle sanayi kesiminin acı içinde olduğu görülmekte. Yüksek faizlerin yarattığı finansal sıkıntılar nedeniyle bu kesim sürekli olarak para musluklarının gevşetilmesi yönünde taleplerini sık sık dile getirmekte.
Bu da TCMB’yi ikinci amacı olan “finansal istikrarı” düşünerek politika faizini aşağıya çekme yönünde baskı altına almaktaydı.


TCMB'nin tercihi o oldu...


TCMB politika faizini 100 puan indirerek fiyat istikrarından ziyade finansal istikrar amacına yakın olmayı tercih etti.
Bununla birlikte, karar metnindeki “Enflasyonun ana eğilimi eylül ayında yükselmiştir. Son döneme ait veriler talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna ancak dezenflasyon sürecinin yavaşladığına işaret etmektedir.
Başta gıda olmak üzere son dönem fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde oluşturduğu riskler belirginleşmiştir.” İfadesi enflasyonla mücadele açısından faiz indirimi için uygun bir ortam olmadığı izlenimi yaratıyor.
Öyle anlaşılıyor ki, bu ifadeye rağmen reel sektördeki sıkıntıların ağırlığı Kurulun kararı üzerinde enflasyonun baskısından daha fazla etkili oldu.


Bu hastalığa karşı uygulanan tedavi yanlış...


Enflasyonu bir hastalık gibi düşünürsek Türkiye’de bu hastalığa karşı uygulanan tedavinin yavaş ve eksik bir tedavi olduğunu söyleyebiliriz.
2024 yerel seçimlerinden önceki dönemde yerel seçim nedeniyle politika faizi çok yavaş artırıldı. Bu da tedaviyi yavaşlattı.

Tedavinin maliye politikası ayağının (özellikle kamu harcamalarında tasarrufu öngören) olmaması ise önemli bir eksiklik olarak karşımızda.

Tedavi iki yılı aşkın bir süredir devam ediyor ama hastada güçlü bir iyileşme belirtisi yok. Buna karşın, dar ve sabit gelirliler ile reel sektör çok yıprandı.
Bu tedavi ile tam bir iyileşme olmayacağına dair görüşler de yoğunluk kazanıyor. Enflasyonun yüzde 20’ler civarında takılıp kalacağı konuşuluyor.

Hastanın daha sağlıklı bir yaşam tarzına geçmesi için gerekli çabanın gösterilmemesi (yapısal tedbirler alınmaması) önemli bir problem. Bu şartlar yeni bir doktor ve/veya yeni bir tedaviye ilişkin spekülasyonları da gündeme getiriyor.


Enflasyonda kalıcı iyileşme beklemek zor...


Sonuç olarak, TCMB’nin bugünkü kararı, kurumun fiyat istikrarına öncelik veren stratejiden saptığını, reel sektörün içinde bulunduğu zor koşulların Para Politikası Kurulu kararlarında etkili olduğunu gösteriyor. Bu tür kararlar maalesef enflasyon görünümünde kalıcı bir iyileşme sağlanmaması, belirsizlikleri büyütme riski taşıyor.