Son Mühür/ Seçil Ünlü- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası'nın düzenlediği 13. Planlama Öğrencileri Yaz Eğitim Kampı, Efes Selçuk Belediyesi'nin ev sahipliğinde bu yıl da büyük ilgi gördü. Kamp kapsamında şehir planlama öğrencileri, Efes Selçuk Pamucak Sahili'nde düzenlenen özel bir söyleşide İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ile bir araya geldi. Moderatörlüğünü TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Akif Burak Atlar'ın üstlendiği bu önemli buluşmada, ülke gündemi, yerel yönetimlerin şehir planlama ile ilişkisi, afetlere hazırlık ve kent suçlarıyla mücadele gibi konular geleceğin şehir plancılarıyla detaylı bir şekilde ele alındı.
Başkan Sengel'den hukuk ve yerel yönetimlere yönelik eleştiriler
Söyleşide, özellikle merkezi iktidarın yerel yönetimlere yönelik tutumu ve hukukun üstünlüğü ilkesi tartışılan konular arasında yer aldı. Moderatör Akif Burak Atlar'ın, son dönemde tutuklu bulunan belediye başkanlarına ilişkin sorusu üzerine Başkan Sengel, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Başkan Sengel, "Ben diyorum ki, benim mezun olduğum okulda bana öğretilenlerle şu anda yaşananlar bir değil. Çünkü mevzuatlara uyduramadığımız aynı zamanda mevzuatlarla da açıklayamadığımız gerçekten hukukun üstünlüğü ile anlatamayacağımız üstünlerin hukukunun seyir ettiği ve dolayısıyla da hiçbir şekilde doğru cümleleri bulamadığım bir ortamdayız" diyerek mevcut durumu hukuki açıdan eleştirdi.
Efes Selçuk'un arkeolojik sit alanları, doğal sit alanları ve kentsel sit alanları açısından korunması gereken bir kent olduğunun altını çizen Başkan Sengel, kentin bu hassas yapısına rağmen yaşanan gelişmelere dikkat çekti. TOKİ projesinin, Şehir Plancıları Odası tarafından başlatılan yasal süreç devam ederken hayata geçtiğini ve 2863 Sayılı Yasa'ya aykırı bir şekilde Efes Alt Kapı'da bir otopark ve alışveriş merkezi inşa edildiğini geleceğin şehir plancılarıyla paylaştı.
"Sen yoksun, biz varız" anlayışına direniş
Merkezi iktidarın yerel yönetimleri yok sayan bir anlayışla hareket ettiğini belirten Başkan Sengel, bu duruma karşı verdikleri mücadeleyi net ifadelerle ortaya koydu. Sengel, "Kocaman kocaman bakanlıklar belediyelere diyor ki; 'Sen yoksun, biz varız'. Tüm bunları kabul etmiyoruz. Kimi zaman bize diyorlar ki; 'Direniyorsun sonucunda ne elde ediyorsun?' Karınca misali suyu taşıdığımız yeri biliyoruz. Omuriliğimiz sağlam, vicdanımız rahat bir şekilde kent suçu işlemiyoruz. Doğduğumuz topraklarda sözümüz olduğu sürece var olacağımızı biliyoruz. O anlamda o sözü kesmek isteyenlere, bizim sözümüz daha büyük diyenlere, biz ne istersek o olur siz kimsiniz diyenlere karşı direndiğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Biz mücadele etmeye devam ediyoruz ve şunu biliyoruz; 'Sarayın önünde hiç kimse bizi beyaz zambaklarla beklemeyecek. Biz o kapıları zorlayan ve zorladığımızda da aşabilecek taraftayız'" sözleriyle direnişin önemine ve inançlarına vurgu yaptı.
Başkan Tugay'dan şehir plancılarına kritik mesaj: Kamusal alanları planlama sorumluluğu
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise konuşmasında ortak yaşam ve insanlığın temel değerleri üzerine odaklandı. "İnsanların ve tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyulmayan bir dönemde yaşıyoruz. Mücadeleden vazgeçmeden, işi doğrusuna götürmeyi başarabilen bir varlık insan. Bunun yolunu bulabilirseniz, hissederek bulabilirseniz bilgi sahibi olmam lazım, adaletli olmam lazım, bu dünyayı paylaştığım başka varlıkların haklarına saygı duymam lazım, bu şekilde kendimi terbiye etmem lazım derseniz başarılı olabilirsiniz. Eğer bunu başarabilirsek sorunları çözebiliriz" diyerek, doğru bir yaklaşımın ve etik değerlere bağlılığın önemini vurguladı.
Şehir plancılığı mesleğinin özel bir sorumluluk taşıdığına dikkat çeken Başkan Tugay, "İnsanlığın gelişim süreci sonucunda yönetim ve devlet kavramlarının ortaya çıktığına dikkat çeken Başkan Cemil Tugay; “İnsanların en medeni olduğu zamanlar belki de mülkiyetin olmadığı zamanlar. İnsanların arasındaki çatışmaların çok büyük bir bölümü bir şeylere sahip olmaları üzerinden yani mülkiyet meselesinden doğuyor. Şehir plancılığı mesleğinin özel bir tarafı var; sizler insanların kişisel mülkiyetleri ile ilgili bazı düzenlemeler yapabilen bir mesleksiniz. Mesleğinizin daha büyük sorumluluk taşıyan kısmı şu; aslında siz herkese ait olan, halka, kamuya, bütün canlılara ait olan kamusal alanları düzenleme sorumluluğunu taşıyan meslek grubusunuz. Benim buraya gelmemin en önemli nedeni size bunu söylemekti. Sizler meslek disiplini olarak kamusal alanların olabildiğince adil, tüm insanlar ve hatta diğer canlılar tarafından da adil kullanımı için şehirleri, köyleri, dağları, ovaları, denizleri planlama sorumluluğunuz var” diyerek, genç şehir plancılarına kamusal alanların adil ve tüm canlıların yararına planlanması misyonunu hatırlattı. Bu buluşma, geleceğin şehir plancılarına hem mesleki vizyon kazandırmak hem de yerel yönetimlerin kent mücadelesini birinci ağızdan dinleme fırsatı sunması açısından büyük önem taşıdı.