GÜNDEM HABERLERİ

CHP’li Bulut’tan 24 Temmuz mesajı: “İktidarı eleştiren her ses “düşman” ilan edilmektedir”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 24 Temmuz’un artık sansürsüz gazeteciliğin değil, baskı ve ceza tehdidi altındaki medya çalışanlarının günü haline geldiğini söyledi. Basına yönelik idari ve yargısal müdahalelere dikkat çeken Bulut, “Basını susturmak, halkın haber alma hakkını yok saymaktır” dedi.

Abone Ol

Son Mühür- CHP Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de basın özgürlüğünün ciddi bir baskı altında olduğunu belirtti. Bulut, gazetecilerin mesleklerini icra etmelerinin her geçen gün daha da zorlaştığını vurguladı.

“Sansürün kaldırıldığı gün, sansürle anılır hale geldi”

Basında sansürün kaldırılmasının yıldönümü olan 24 Temmuz’un, günümüzde ne yazık ki sansür ve baskılarla anıldığını dile getiren Bulut, “Bir zamanlar özgür gazeteciliğin simgesi olan bu tarih, bugün basın mensuplarının yargılandığı, hedef haline getirildiği bir sürece dönüştü” dedi.

“Gazetecilik propagandaya dönüştürülmek isteniyor”

Halkın doğru bilgiye erişme hakkını savunan gazeteciliğin, siyasi iktidar tarafından araçsallaştırıldığını ifade eden Bulut, “İktidarın hoşuna gitmeyen her haber, RTÜK ve İletişim Başkanlığı tarafından dezenformasyon olarak yaftalanıyor. Eleştirel tüm sesler susturulmak isteniyor” diye konuştu.

“Basın emekçileri baskı kıskacında”

Basın çalışanlarının, güvencesiz koşullarda ve düşük ücretlerle çalıştığına dikkat çeken Bulut, sendikal hakların engellenmesiyle toplu sözleşme yapma imkanının da ortadan kaldırıldığını belirtti. “Gözaltılar, davalar ve tutuklamalar, gazetecilerin karşılaştığı sistematik baskıların bir parçası haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.

“Bağımsız kurumlar baskı aracı olarak kullanılıyor”

Bulut, Basın İlan Kurumu ve RTÜK’ün bağımsızlığını yitirdiğini ve cezalandırma aracı olarak kullanıldığını öne sürdü. “İlan ambargoları, ağır para cezaları, ekran karartmaları ve internet sitelerine getirilen erişim engelleriyle gazetecilik faaliyetleri engelleniyor” dedi.

“Sosyal medya dahi sansürleniyor”

Sosyal medyanın bile sansürden nasibini aldığını belirten Bulut, “Vatandaşın haber alma hakkı sosyal medya platformlarında dahi sistematik biçimde kısıtlanıyor. TRT gibi kamu yayıncıları ise kamu yararı yerine iktidar lehine yayın yapıyor” ifadelerini kullandı.

“Basın özgürlüğü demokrasi için şarttır”

24 Temmuz’un artık bir kutlama günü değil, basın emekçileri için direniş ve mücadele günü olduğunu kaydeden Bulut, şöyle devam etti: “Gerçekleri yazan, konuşan ve kamuoyunu bilgilendirme görevini sürdüren her gazetecinin yanında olmaya devam edeceğiz. Çünkü basını susturmak, halkı susturmak anlamına gelir.”

“Tarihe utanç olarak geçecek bir dönem”

Gazetecilerin mesleklerini özgürce yapamadıkları bu dönemin demokrasi tarihi açısından utanç verici olduğunu ifade eden Bulut, “Bu karanlık süreçte gerçeğin peşinden gitmeyi sürdüren tüm gazetecileri selamlıyorum. Gazetecilik suç değildir. Basın özgürlüğünün tam anlamıyla sağlandığı bir Türkiye umudunu koruyoruz” dedi.