Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen Ege Kültür Yolu Festivali’nin üçüncü günü, Çeşme’nin binlerce yıllık geçmişine odaklanan önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Çeşme Kalesi’nde gerçekleştirilen buluşmada, bölgede yürütülen arkeolojik kazıların en yeni ve çarpıcı bulguları bilim insanları tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Etkinlik, tarih ve arkeoloji meraklılarını bir araya getirdi.
Ticaretin sessiz tanıkları: Amforalar
Konferansta ilk sözü alan Arkeolog Kemal Çibuk, sunumunu "Amphoraların Günümüze Seslenişi" başlığı altında gerçekleştirdi. Çibuk, Klasik ve Hellenistik Dönem’den başlayarak Bizans İmparatorluğu dönemine kadar geniş bir zaman diliminde kullanılan amforaların kültürel ve ekonomik rolünü detaylıca aktardı. Amforaların üretim tekniklerindeki incelikleri, hangi amaçla kullanıldıklarını ve Akdeniz ticaret ağlarındaki kritik işlevlerini açıklayan Çibuk, "Bu kilden yapılmış eserler, yalnızca içlerinde taşınan zeytinyağı veya şarap gibi ticari malların kanıtı değildir. Onların biçimi, kil yapısındaki farklılıklar ve üzerlerindeki damgalar; aynı zamanda dönemin karmaşık ekonomik ilişkilerini, siyasi etkileşimlerini ve kültürel alışverişini de belgeleyen somut arkeolojik tanıklardır," ifadeleriyle amforaların önemini vurguladı.
4500 yıllık yerleşimde Santorini'nin izi
Çeşme Bağlararası Kazısı'nın başkanlığını yürüten Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu, bölgede devam eden kazı çalışmalarının, Ege’nin erken tarih öncesi dönemine dair çarpıcı bilgiler sunduğunu belirtti. Prof. Dr. Şahoğlu, kazı alanında ortaya çıkarılan yerleşimin yaklaşık 4.500 yıl öncesine tarihlendiğini ve burada insanlık tarihinin en büyük doğal afetlerinden biri olarak kabul edilen Santorini (Thera) Yanardağı patlaması sonrasında oluşan devasa tsunaminin izlerine ulaştıklarını açıkladı. Bu tespit, Ege’nin jeolojik ve tarihi olaylarla şekillenmiş geçmişine dair önemli bir bilimsel veri olarak kayıtlara geçti.
Kazılarda ulaşılan mimari ve ticari bulgulara değinen Şahoğlu, "Kazı alanındaki dar sokaklı kent dokusu, günlük ekmek ihtiyacını karşılayan fırınlar, büyük ölçekli depolama alanları ve şarap üretimine özgü atölyelerin varlığı, o dönemde Çeşme çevresinde ileri düzeyde gelişmiş bir üretim ve organize bir ticaret ağının bulunduğunu ispatlıyor. Bu verilerle, Çeşme’nin antik çağlarda Ege’nin en önemli ve işlek liman yerleşimlerinden biri olduğunu artık kesin olarak teyit etmiş bulunuyoruz," dedi.
Erythrai ve Cennettepe’den yeni veriler
Çeşme'nin bir diğer önemli antik bölgesi olan Erythrai (Ildır) Kazı Ekibi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Vapur ise, Erythrai ve komşusu Cennettepe’de elde edilen son bulguları paylaştı. Vapur, yürüttükleri titiz çalışmaların sadece antik kentin bilinen yapısal dokusunu değil, aynı zamanda bölgenin dinsel inanç sistemleri, sosyal yapısı ve mimari evrimi hakkında da yepyeni verileri bilim dünyasına sunduğunu dile getirdi.