İZMİR HABERLERİ

Büyükşehir’de fazla mesai krizi büyüyor: Yetkili sendika sessiz, memur tepkili!

Birlik Yerel Sen Genel Başkanı Reşat Bozat, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan kamu çalışanlarının yaklaşık iki aydır fazla mesai ücretlerini alamadığını belirterek, yetkili sendika Tüm Bel Sen’e sert eleştiriler yöneltti.

Abone Ol

Son Mühür / Atakan Başpehlivan Birlik Yerel Sen Genel Başkanı Reşat Bozat, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan kamu personellerinin 2 aya yakındır fazla mesai ücretlerini alamadıklarını belirterek, konuyla ilgili çalışma yürütmesi gereken İzBB’deki yetkili sendika Tüm Bel Sen’i eleştirerek, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Reşat Bozat: Rozet taşımak sendikacılık değildir

Memurun alın terinin iki aydır bekletildiğini aktaran ve yaşananların basit bir gecikme olmadığının altını çizen Birlik Yerel Sen Genel Başkanı Reşat Bozat, “Memurun alın teri iki aydır bekletiliyor, yetkili sendika ise derin bir sessizlikte. Bu, basit bir ‘gecikme’ değil; açıkça emeğin ötelenmesidir. Fazla mesai lütuf değildir, hak ediştir. Zamanında ödenmeyen her fazla mesai, kamu çalışanının cebinden alınan faizsiz bir borçtur. Yetkili sendikanın görevi tam da burada başlar. Masada olmak, koltukta oturmak, rozet taşımak sendikacılık değildir.” dedi.

“Sendikacılık susarak değil, sorumluluk alarak yapılır”

Son olarak, sendikacılık susarak değil sorumluluk alarak yapılır diyerek, yetkili sendika Tüm Bel Sen’i eleştiren Reşat Bozat konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Sessizlik onaydır. Susan sendika, memurun değil; sorunun yanında hizalanmıştır. Buradan açık konuşalım: hukuk var, mevzuat açık çalışma var, karşılığı belli hak var, ama savunan yok. Bu sürdürülebilir bir yönetim anlayışı değildir, kurumsal risk üretir. Motivasyonu düşürür, iş barışını bozar, kamuda güveni aşındırır.

Doğru olan basittir: Ödeme derhal yapılır. Gecikmenin gerekçesi şeffaf biçimde açıklanır. Bir daha yaşanmaması için takvim ve garanti ortaya konur. Sendikacılık susarak değil, sorumluluk alarak yapılır. Memur beklemez, hakkını ister. Biz de tam burada dururuz: Hakkın, emeğin ve hesabını soran sendikacılığın yanında. Kısacası; saat çalışıldıysa, ücret ödenir. Bunun adı ne siyaset ne de polemik. Bunun adı adalettir.”