GÜNDEM HABERLERİ

Bu suçları işleyen tahliye olamayacak! İşte, komisyonda kabul edilen 11. Yargı Paketi!

11. Yargı Paketi, Adalet Komisyonu’nda bazı değişikliklerle kabul edildi. Kovid-19’la ilgili düzenlemeleri içeren 27. maddede tahliye şartları daraltıldı ve terör suçlarıyla kadın ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ile çocuk istismarı suçlarında tahliye imkânı kaldırıldı. Ayrıca düzenlemeyle, çocukları suç aracı olarak kullanan çete ve örgüt yöneticilerine 30 yıla kadar hapis cezası verilmesi planlanıyor.

Abone Ol

Son Mühür - Kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak anılan “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, yapılan bazı değişikliklerin ardından TBMM Adalet Komisyonu tarafından kabul edildi.

Terör, çocuk-kadın cinayeti suçlusu tahliye olamayacak

AK Parti milletvekillerinin verdiği önergeyle Covid düzenlemesini içeren 27. maddede tahliyeye ilişkin kapsam daraltıldı. Böylece terör suçlarıyla kadın ve çocuklara yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuk istismarı suçlarından hükümlü olanların tahliye edilmeyeceği karara bağlandı.

55 Bin kişi tahliye mi olacak?

27’nci madde; 31 Temmuz 2023’ten önce suç işleyen hükümlülerin denetimli serbestlikten 3 yıl daha erken yararlanmasına ve açık ceza infaz kurumuna 3 yıl daha erken geçmesine imkân tanıyor. Terör ve örgütlü suçlardan cezaevinde bulunanların kapsam dışında bırakıldığı düzenlemede ilk etapta yaklaşık 55 bin mahkûmun tahliye edilmesi öngörülüyordu. Yeni değişiklikle bu sayının düşmesi bekleniyor.

Teklif kapsamında İcra ve İflas Kanunu’nda da değişiklik yapılacak. Buna göre nispi harç ve teminat yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ihalenin feshine yönelik talepleri, mahkeme tarafından dosya üzerinden ve kesin olarak reddedilecek. Teminatın ya da yatırılması gereken harcın hiç veya eksik yatırılması durumunda mahkeme, iki haftalık kesin süre tanıyarak eksikliğin giderilmesini isteyecek; süre içinde tamamlanmazsa fesih talebi dosya üzerinden kesin olarak reddedilecek. Süre sonunda eksiklik giderilmemişse mahkeme talebi derhal reddedecek.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına uygun yapılan düzenleme doğrultusunda, olağan hediyeler dışındaki bağışlar ile geçici veya kesin aciz belgesinin, aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının düzenlendiği ya da iflasın açıldığı tarihten önceki bir yıl içinde yapılan karşılıksız tasarrufların tümü iptale tabi olacak.

Alt ve üst soy ile üçüncü dereceye kadar kan hısımları; son bir yıl içinde evlilik sona ermiş olsa bile eş ve üçüncü dereceye kadar kayın hısımları; evlat edinen–evlatlık ilişkisi içindekiler ve ortak konutta yaşayanlar arasında yapılan işlemler, bedelin gerçek değere uygun olduğu kanıtlanmadıkça bağışlama sayılacak. Ayrıca borçlunun gerçek değer karşılığında yapılmadığı sürece, düşük bedelli sözleşmeler ile ömür boyu gelir, intifa ya da ölünceye kadar bakma sözleşmeleri de bağışlama kapsamında değerlendirilecek.

Aynı Kanun’un istinaf ve temyiz başvurularına ilişkin hükümlerinde ise parasal sınırların uygulanmasında, başvurunun yapıldığı veya davanın açıldığı tarihteki tutar esas alınacak.

Disiplin cezalarında değişiklik

Teklifle Avukatlık Kanunu’nda da değişikliğe gidiliyor. Buna göre, avukatların avukatlık görevlerinden ya da Türkiye Barolar Birliği ve baroların organlarındaki görevleri sırasında işledikleri suçlar nedeniyle haklarında son soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, bu durum ile yargılamanın sonucuna ilişkin nihai kararlar avukatın bağlı bulunduğu baroya bildirilecek. Avukatlık onuruna, unvanına, savunma hakkının gerektirdiği güven ve saygıya ya da özen ve doğruluk yükümlülüklerine aykırı davranışların tespiti halinde ise ihlalin niteliği ve ağırlığına göre Avukatlık Kanunu’nda düzenlenen disiplin cezalarından biri uygulanacak.

Teklif, Anayasa Mahkemesi kararına uyum sağlanması amacıyla avukatlara verilecek disiplin cezalarını yeniden düzenliyor. Buna göre disiplin cezaları; “uyarma”, “kınama”, “para cezası”, “işten çıkarma” ve “meslekten çıkarma” olarak sıralanıyor. Hangi fiilin hangi cezayı gerektirdiği ayrıntılı biçimde belirleniyor. Bir disiplin cezası kesinleştikten sonra 5 yıl içinde yeni bir disiplin suçu işlenmesi halinde, o fiil için öngörülen cezanın bir derece ağır olanı uygulanacak. İlk defa uyarma cezası alan bir avukat, bu cezanın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde işten çıkarma cezası gerektiren bir fiil işlerse, doğrudan meslekten çıkarma yerine işten çıkarma cezasının üst sınırı uygulanacak.

Bir kez işten çıkarma cezası alan bir avukat, bu cezanın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde en az kınama gerektiren bir fiil işlerse meslekten çıkarılacak. Meslekten çıkarma cezası gerektiren haller dışında, ilk kez disiplin cezası gerektiren bir fiil işleyen avukata bir derece daha hafif ceza verilebilecek. Aynı hüküm, hakkında verilen disiplin cezasının kesinleşmesinden 5 yıl geçmiş olanlar için de geçerli olacak. Bu kapsamda, detaylı disiplin düzenlemeleri getirildiği için Avukatlık Kanunu’ndaki bazı mevcut disiplin hükümleri yürürlükten kaldırılıyor.

Baro Disiplin Kurulunun kovuşturma sonucunu bekleme kararı vermesi halinde, kesinleşen mahkeme kararının ilgili baroya bildirilmesinden itibaren 1 yıl içinde ceza verilmediği takdirde zaman aşımı işleyecek. Soruşturma veya kovuşturma sonucunda verilen idari işleme karşı dava açılması durumunda zaman aşımı kesilecek. Mahkemenin iptal kararının baroya veya Türkiye Barolar Birliğine ulaşmasından itibaren en geç 2 yıl içinde yeni bir soruşturma veya kovuşturma yapılarak karar verilecek; iki yıl geçerse disiplin cezası uygulanamayacak.

Meslekten çıkarma dışındaki disiplin cezalarını alan avukatlar, cezanın uygulanmasından 5 yıl sonra disiplin kuruluna başvurarak sicillerinden silinmesini isteyebilecek. Tekerrür nedeniyle verilen işten çıkarma cezaları bu kapsamda değerlendirilmeyecek.

TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen ve kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kapsamında, örgüt faaliyeti çerçevesinde çocukların suç aracı olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılacak.

Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla oluşan boşluğu gidermek amacıyla Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapılıyor. Buna göre Kamu İhale Kurumuna ödenen itirazen şikâyet başvuru bedelinin, başvuru dilekçesindeki iddialar dikkate alınarak belirlenen haklılık oranına karşılık gelen kısmının başvuru sahibine iadesine karar verilebilecek. Ancak başvurunun reddi, eşit muamele ilkesi yönünden yapılan inceleme sonucu ihalenin iptali ya da düzeltici işlem belirlenmesi hallerinde başvuru bedeli iade edilmeyecek. Aynı iddia kapsamında birden fazla husus bulunması halinde her husus ayrı iddia sayılacak. Kurul kararının bildirilmesini izleyen 30 gün içinde başvuru sahibinin talepte bulunması şartıyla, bu talebi izleyen 30 gün içinde bedel iadesi yapılacak. İade edilen tutarlara faiz işletilmeyecek.

İtirazen şikâyet kararlarına karşı açılan davalar sonucunda veya Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “mücbir sebepler” maddesi kapsamında sözleşmenin feshedildiği durumlarda da doğal afetlere ilişkin hüküm çerçevesinde tahsil edilen bedelin, tamamlanmayan iş oranına denk gelen kısmının yükleniciye iadesi mümkün olacak. Bunun için yüklenicinin fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığının kendisine bildirilmesini izleyen 30 gün içinde başvuru yapması gerekecek. Başvurudan sonraki 30 gün içinde idare gerekli bilgi ve belgeleri Kuruma iletecek; belgelerin Kurum kayıtlarına girişinden itibaren 30 gün içinde iade yapılacak. Bu bedeller için faiz uygulanmayacak. Düzenleme 26 Aralık 2025’te yürürlüğe girecek.

O davalara artık asliye ceza bakacak

Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkilerine ilişkin Kanun’da yapılan düzenlemeyle, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “dolandırıcılık” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarına ilişkin yargılamaların farklı mahkemelerde yürütülmesinden kaynaklanan görev uyuşmazlıklarının giderilmesi hedefleniyor. Buna göre “dolandırıcılık” suçuna ilişkin davalar asliye ceza mahkemelerinde görülecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde devam eden yargılamalar ile istinaf veya temyizde bulunan “nitelikli dolandırıcılık” dosyaları için mahkemenin görev alanının bu Kanunla değiştiği gerekçesiyle görevsizlik ya da bozma kararı verilemeyecek. Bu dosyalar, kesin hükme bağlanıncaya kadar yürürlüğe girmeden önce geçerli olan görev kurallarına göre görülmeye devam edecek.

Türk Ceza Kanunu değişiklikleri

ürk Ceza Kanunu’nun “Akıl hastalığı” maddesinde yapılan değişiklikle, kısmi akıl hastalığı bulunan ve cezai sorumluluğu kabul edilen kişiler hakkında hem cezanın infazının sağlanması hem de akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması hedefleniyor. Bu kapsamda, bu kişiler için ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri kararı verilecek. Tedavi ve koruma amacıyla sağlık kuruluşunda kalma süresi; ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis gerektiren suçlarda en az 1 yıl, üst sınırı 10 yıldan fazla olan suçlarda ise en az 6 ay olacak.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda, mağdura yönelik sesli, yazılı veya görüntülü ileti yoluyla işlenen “hakaret” suçunun “ön ödeme” kapsamına alınması sağlanıyor. Böylece özellikle sosyal medya üzerinden kolay işlenebilen bu suçla daha etkin mücadele amaçlanıyor. Ancak kamu görevlisine, göreviyle bağlantılı şekilde hakaret edilmesi durumunda “ön ödeme” uygulanmayacak; bu hallerde genel hükümlere göre kamu davası açılabilecek.

Taksirle yaralama suçunun cezaları da artırılıyor. Buna göre, bir kişinin vücuduna acı veren veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozacak şekilde yaralanmaya neden olan fail için hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya, üst sınırı 1 yıldan 2 yıla çıkarılıyor. Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına yol açması halinde ceza aralığı 6–9 ay ile 3–5 yıl arasında olacak.

“Güveni kötüye kullanma” suçunda, eylemin konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması nitelikli hal sayılacak ve bu durumda ceza bir kat artırılacak. “Kurusıkı” olarak bilinen ses ve gaz fişeği atan silahlar, “Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçuna dahil edilerek bu tür silahların kötüye kullanımının önlenmesi hedefleniyor. Buna göre yangın çıkarma, bina çökmesi, toprak kayması, sel veya taşkın gibi durumlara yol açarak ya da korku ve panik yaratarak silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişiye verilecek hapis cezası 6 ay–1 yıl aralığından 1–5 yıl aralığına çıkarılacak. Ses ve gaz fişeği atan silahlarla işlenen fiillerde ise 6 ay–3 yıl arası hapis cezası uygulanacak. Suçun kalabalık ortamlarda işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılacak.

Teklifle ayrıca, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunda da cezalar yükseltiliyor. Buna göre, amaç suçları işlemeye elverişli yapıya sahip bir örgütü kuran veya yönetenler için hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan 5 yıla, üst sınırı ise 8 yıldan 10 yıla çıkarılıyor. Örgüt üyeleri için öngörülen üst sınır 4 yıldan 5 yıla yükseltilirken, örgütün silahlı olması halinde cezanın artırılma oranı “dörtte birinden yarısına kadar” yerine “yarısı oranında” olarak değiştiriliyor. Ayrıca örgüt faaliyeti kapsamında çocukların araç olarak kullanılması durumunda örgüt yöneticilerine verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılacak.