Son Mühür- ABD’nin kasasındaki 8.113 tonluk altın rezervi, 2025 itibarıyla dünyadaki en büyük resmî stok olmaya devam ediyor. Bu miktar, Çin’in sahip olduğunun yaklaşık dört katı. Mevcut 4.265 dolar/ons seviyesinden hesaplandığında, ABD’nin elindeki altının toplam değeri yaklaşık 1,12 trilyon dolar ediyor. Bu da, ülkenin 9,13 trilyon dolarlık dış borcunun yalnızca %12’sine denk geliyor.
Ancak altın ons fiyatı 16.000 dolara ulaştığında tablo dramatik biçimde değişiyor.
Bu senaryoda ABD’nin elindeki altın rezervlerinin değeri 4,18 trilyon dolara yükseliyor ve borcun yaklaşık %45’ini karşılar hale geliyor. Bu oran, tarih boyunca ABD’nin “borç sürdürülebilirliği”nin sorgulanmadığı dönemlere denk düşüyor.
Altın yükselirse ABD güçleniyor
Son yıllarda Çin Merkez Bankası’nın agresif altın alımları küresel fiyatları yukarı çekerken, bu durum ironik biçimde ABD’nin bilançosunu da güçlendiriyor. Altın fiyatındaki her artış, ABD Hazinesi’nin kasasındaki rezervin dolar karşılığını artırıyor; böylece borç/varlık dengesi ABD lehine iyileşiyor.
Bir başka ifadeyle, Çin altın aldıkça ABD rahatlıyor. Çünkü yükselen altın fiyatı, Washington’ın elindeki varlıkları değerlendiriyor; küresel güveni dolaylı biçimde yeniden tesis ediyor.
“Altın, doların sessiz sigortası”
Uzmanlara göre ABD’nin altın politikası uzun süredir pasif görünse de, sistemin güveni büyük ölçüde bu rezervin değerine dayanıyor. Altın, doların yerini almıyor — ama doların borç krizinde sarsılmamasını sağlayan sessiz sigorta işlevi görüyor. Bugün piyasalar “borç tavanı” tartışmalarıyla meşgulken, Washington’ın kasasındaki 8.113 ton altın, aslında çok daha derin bir gerçeği fısıldıyor:
“Altın 16.000 dolara çıkarsa, kimse ABD’nin borcunu sorgulamaz.”