İZMİR HABERLERİ

AK Partili İnan Özgür Özel'e yüklendi: İngiliz yardakçılığı yakışmaz!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i sert sözlerle eleştiren AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan, "Yabancı diplomatların arabalarından atları çözüp, o arabaları kendiniz de çekseniz, size bir kuru teşekkür reva görecek konjonktür, bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöplüğüne atıldı. Bir ana muhalefet liderine İngiliz yardakçılığı asla yakışmaz" dedi.

Abone Ol

Son Mühür- Berivan Kaya/ AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Menemen Belediyesi'ni ziyaret etti. Ziyarette İnan'a Genel Sekreter Yardımcısı Özgür Hızal, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Hakan Yıldız eşlik etti. 

Yolsuzluk konuşulurken... 

Menemen'in diğer ilçelerle kıyaslanamayacağını dile getiren Eyyüp Kadir İnan, "Menemen’in kaynağını sadece ve sadece Menemen için kullanan bir belediyecilik anlayışıyla İzmir’de diğer ilçe belediyeleriyle kıyaslanamaz şekilde öncüdür. Geçmiş dönemde hatırlayacaksınız: Menemen belediyesi, CHP zihniyetiyle yönetilirken personel maaşlarını ödeyemeyen, yatırım yapamayan, yolsuzluk ve iç hesaplaşmalarla anılan bir kuruma dönüştürülmüştü.  Ben o dönemde İzmir il gençlik kolları başkanıydım, Menemen Belediyesi denilince emekçilerin ücretlerini alamadığı, hizmetsizliğin revaçta olduğu bir yer aklımıza gelirdi.  Başta İstanbul olmak üzere CHP belediyeciliğinin bir kez daha yolsuzluklarla, usulsüzlüklerle ve rüşvetle birlikte konuşulduğunu hep beraber takip ediyoruz. 2021 yılından önce menemen belediyesi ak parti ile buluşmadan önce bu kurumun hali neydiyse şimdi de aynı manzarayı İstanbul’da görüyoruz.  Menemen’de 2020 senesinde irtikap, yolsuzluk, hırsızlık konuşulurken 2025 yılında da İstanbul büyükşehir belediyesinde aynı konuların gündem olduğunu görüyoruz" ifadelerine yer verdi. 

'İcra kağıtlarıyla değil!'

Menemen'e yapılan hizmetleri anlatan Eyyüp Kadir İnan, "Nasıl Menemen’de o gün elini bu işlere bulaştıranlar, gözünü yetimin, kimsesizin hakkına hukukuna dikenler adalet karşısında hesap verdiyse bugün İstanbul’da rüşvetçiliğe bulaşanlar, İstanbul’a hizmet için kendine emanet edilen parayı çalanlar da hukuk önünde hesap verecekler. Peki bugün menemen maaşını alamayan emekçilerle mi anılıyor? Hayır. Tam tersine bugün Menemen denilince İzmirlinin aklına yatırım geliyor, hizmet geliyor. Menemen belediyesi denilince akla başta vatandaşına güven veren bir kurum geliyor. Bugün Menemen, icra kağıtlarıyla, haciz evraklarıyla değil yeni alınan araçlarla beraber gündeme geliyor. Bu belediye; sosyal medya şovlarıyla değil, şantiyelerle, salonlarla, kurs merkezleriyle, aşevleriyle, gençlik merkezleriyle konuşulmaya başlamıştır. Bu da hem belediye başkanımız Aydın Pehlivan’a çalışkanlığıyla hem de ak parti belediyeciliği anlayışı sayesinde vücut bulmuştur. Bugün Menemen’de: 460 metrelik battı-çıktı projesi sadece 4 ayda tamamlanmışsa, 2 milyon 250 bin metrekare yol çalışması yapılmışsa, Türkiye’nin en büyük tematik çocuk oyun köyü kurulmuş ve 1 milyon 250 bini aşkın kişi tarafından ziyaret edilmişse, her gün 3 bin kişiye sıcak yemek ulaştırılan bir aşevi varsa, (deprem günü kapatılan sahte kent lokantalarına benzemez), eğitimden sağlığa, spordan kültüre her alanda yatırım yapılmışsa, Yüzme havuzları, kapalı spor salonları, gençlik merkezleri, kütüphaneler, düğün salonları, semt poliklinikleri, 40 halı saha ve 25 basketbol sahası varsa… Bu tablo; milletin kaynaklarını, yalnızca millete adayan ak parti belediyeciliğinin bir sonucudur. Milletimiz Menemen’in daha önceden nasıl yönetildiğini bildiği için, Menemen’in AK belediyecilikle tanıştıktan sonra nasıl yönetildiğine şahit olduğu için sandıkta cevaplarını çok net verdi.  Menemen’i yönetemeyen bir belediye elinde, yönetilemeyen kişilerin elinde heba etmedi" ifadelerini kullandı. 

İstanbul'un kaynaklarıyla koltuğa oturan Özel! 

Özgür Özel'i Menemen’e davet eden İnan, "Sosyal belediyeciliğin lafla olmadığını işle yapıldığını görmek istiyorsa buyursun görsün. Tabi özgür özel Menemen’in bugünkü halini görmek istemez. İşine gelmez.  İstanbul’un kaynaklarıyla satışa koyulan kurultayda genel başkanlık koltuğuna oturan Özgür Özel’in tutuklu bulunan eski belediye başkanı ihale komisyoncularıyla pazarlık yaparken menemen belediyesi gençler için gençlik merkezleri açıyordu. Buradan Özgür Özel’e bir çağrıda bulunmak istiyorum: gelin Menemen’den ders alın. Şovla, sloganla, sosyal medya makyajıyla belediye yönetilmez. Bu milletin vaktini de parasını da çalamazsınız. Menemen, İzmir’e yol gösteriyor İzmir’in hizmet üreten parmakla gösterilen örnek belediyesi olarak menemen, bir şeyi çok net göstermektedir: CHP’nin elindeki büyükşehir kaynaklarının boşa harcandığını… Menemen’de kısa sürede yapılanlar, İzmir büyükşehir Belediyesi’nin 20 yılda bu şehre yapamadıklarını ortaya koymuştur. Buradan hemşehrilerimize çağrımız nettir: İzmir’in tamamı da artık menemen gibi hizmete, dürüstlüğe ve icraata kavuşmalıdır.  İzmir’i Menemen gibi yöneteceğiz. Burada yapılan her yatırım, milletin alın teriyle, milletin yararına gerçekleşmiştir. Bu başarı hikâyesi, CHP’den devralınan enkazın üzerine inşa edilmiştir" dedi. 

'Özel'i kınıyorum'

İBB soruşturmasına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulunan AK Partili İnan, " En son safhasına kadar tüm aşamalarında birincil sorumlu CHP’lilerdir. Yargı kendisine gelen ihbarlar ve şikayetler üzerine harekete geçmiş, yani görevini yapmıştır. Ana muhalefet partisi, kendi iç meselelerini örtmek, İstanbul’da patlayan yolsuzluk barajının önünü tıkamak için ülke gündemini esir almak istiyor. CHP’nin ne yapmaya çalıştığının gayet farkındayız.  Eteklerinin neden tutuştuğunu, niçin bu kadar hırçınlaştıklarını, neyi saklamaya, neyi yargıdan kaçırmaya çalıştıklarını çok çok iyi biliyoruz. CHP’deki panik havasının sebebi, skandalın boyutlarının farkında olmalarıdır. Gelinen şu aşamada artık şunu görebiliyoruz: CHP yönetimi, suç örgütünün parti içindeki uzantılarının da etkisiyle, gerilim siyasetini bir müddet daha sürdürmek niyetinde.  Soruşturma derinleşip pislikleri ortaya saçıldıkça, suç bastırmak için daha fazla saldırganlaştıkları anlaşılıyor. Bu minvalde CHP’nin algı oyunlarının önüne geçmek, ak parti olarak, bizlerin boynunun borcudur.  Ne sokak hareketleri ne kışkırtmalar ne tehditler ne boykot adını verdikleri linç listeleri… Allah’ın izniyle bunlarla hiçbir yere varamazlar. O eski Türkiye artık yok. Anarşiyle sokaklarını teslim alınan Türkiye çok eskilerde kaldı. Üniversitelerini işgal edip, öğrencileri, hocaları esir aldığınız Türkiye, kötü bir hatıra olarak, artık geçmişte kaldı. Ticareti, üretimi kilitlediğiniz günler çok gerilerde kaldı. Sanatçıya, gazeteciye, yazara, medyaya, arkanıza aldığınız vesayet kurumlarıyla parmak salladığınız, ayar çektiğiniz Türkiye tarihte kaldı. Artık sadece millet var; milletin muazzez iradesi var. Bugün Kuvay-i Milliye ruhu her daim diri olan bir şehrin milletvekili olarak kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir’imizin genç bir milletvekili olarak manda sevdalısı ana muhalefet liderini kınıyorum. Yabancı diplomatların arabalarından atları çözüp, o arabaları kendiniz de çekseniz, size bir kuru teşekkür reva görecek konjonktür, bir daha geri gelmemek üzere tarihin çöplüğüne atıldı. Bir ana muhalefet liderine İngiliz yardakçılığı asla yakışmaz. Bu milletin emeğiyle büyümüş yerli ve milli ekonomimizi boykot etmek ana muhalefetin işi değil, 100 sene önce işgalci kuvvetlerin adeta çıkarına çalışan milli mücadele düşmanlarının dışarıya yaranma pratikleridir. Bu pratiklerin bugünkü yansıması Özgür Özel’de yer almaktadır" dedi. 

Kent lokantalarını vatandaşlara açmadılar! 

İstanbul'da meydana gelen depreminin İzmir depremini akıllara getirdiğini vurgulayan AK Partili İnan, "Ülkemiz deprem ülkesi, bu gerçeklikle yaşadığımızın farkındayız. Deprem bizim için dün de bugün de her zaman siyaset üstü bir mesele oldu.  Siyasi polemiklerimizi doğal afetlerimizden her zaman uzakta tuttuk. Vatandaşlarımızın zor anlarını siyasetin çekişmelerine konu etmeyi tercih etmedik. Ancak, depreme karşı vazifelerini bile yerine getiremeyen yerel yöneticilerin bir de üstüne üstlük bize saldırıya geçmeleri karşısında susacak değiliz. İstanbul depremi sonrasında gördüklerimiz ve şahit olduklarımız ülkemizin geleceği içinde ders vericiydi. O gece boyunca sayın cumhurbaşkanımız, kurumlarımız, teşkilatlarımız. İstanbul'da ayaktaydı ve sahadaydı. İstanbullu hemşehrilerimizi 1 dakika dahi yalnız bırakmadık. Cumhurbaşkanımız tüm gelişmeleri takip ettikten sonra gece geç saatlere kadar İstanbullu hemşehrileriyle birlikteydi. İstanbul’un yerel yöneticilerinin ise depreme önlem almak yerine yapı şirketlerinden rüşvet almaları ve İstanbul'da kapıldıkları yolsuzluk girdabı da İstanbul'umuz için talihsizlik oldu. O hani çok meşhur sözde hizmetleri kent lokantalarını evlerine girmeyen vatandaşlarımız için dahi açmadılar, hizmete sokmadılar. Hatta bir gün sonra depremzede vatandaşlarımıza parayla yemek sattılar. Maalesef İstanbul’da yaşanan deprem bize bir kere daha CHP’nin basiretsiz yönetim anlayışını göstermiş oldu.

1 sene geçti parmakla icraat göstermezler! 

CHP'li belediyelere çağrıda bulunan İnan, "İzmir bizim öncelikli sorumluluğumuz. Ayrışmadan, ötekileştirmeden her adımımızı. İzmir’i daha iyi yarınlara taşımak için atıyoruz. Bu şehir gençliğin, üretkenliğin, yeniliğin başkentlerinden biri. Gönlümüz de yolumuz da İzmir için… Mahalli idareler seçiminin ardından bir seneyi geride bıraktık. Toplantımızın ve değerlendirmelerimizin birçok sebebi yerel yönetimlerde bir seneyi arkada bırakmamızdır. Bir sene geçti ama CHP'li belediyelerde bir hareket görebilmiş değiliz. Elle tutulur bir faaliyetlerini konuşamıyoruz. CHP'li 28 ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesine sorsak parmakla bir icraatınızı gösterin desek gösteremezler. Cumhur ittifakı ve ak partili belediyeler iş üretirken CHP’li belediyelerin sadece slogan ürettiği, hizmetten kaçtığı bir döneme tekrar şahit olduk. Siyaset slogan üretme merkezi değildir. Afiş üretme merkezi değildir. İnsana doğrudan hizmet edebilme fırsatıdır. Biz İzmir'e hastaneler, okullar, statlar, tüneller, üniversiteler, otoyollar, yeni konutlar, yurtlar kazandırmış bir partiyiz. Biz İzmir için 450 milyar TL yatırım yapmış bir iktidarız. Devam eden projelerimiz için de var gücümüzle çalışıyoruz. Bakanlıklarımız İzmir için kolunu sıvamış durumda. Sürekli İzmir'i konuşuyoruz. İnşallah İzmir- Ankara arası yüksek hızlı treni de en yakın zamanda hizmete başlatmış olacağız. CHP'li ilçe belediyelerine de çağrımdır, İzmir'in yararına çalışabileceğimiz her konuda kapımız sonuna dek açıktır. Tüm iş birliklerine açığız, yeter ki şehrimizin faydasına olsun" dedi.