Son Mühür- Mağaza Market-Sen Sözcüsü Saliha Bahadırlı, katıldığı İlke TV programında Türkiye genelindeki zincir marketlerde çalışan emekçilerin karşı karşıya kaldığı ağır çalışma koşullarını gündeme taşıdı.
Bahadırlı, personel sayısının bilinçli şekilde düşük tutulduğunu belirterek, bu uygulamanın işçiler üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik yıkıma yol açtığını söyledi.
“Az personel politikası bir istisna değil, sistem haline geldi”
Zincir marketlerin büyük bölümünde “az personelle maksimum iş” anlayışının temel bir çalışma modeli haline geldiğini vurgulayan Bahadırlı, Türkiye’nin dört bir yanında benzer manzaralarla karşılaştıklarını ifade etti.
Bahadırlı, “Koskoca mağazalarda en fazla iki kişi çalışıyor. Mağazayı açan kişi çoğu zaman kapatmak zorunda kalıyor. Gün boyunca gelen ağır paletler tek başına taşınıyor. Bu koşullar iş kazalarını kaçınılmaz hale getiriyor” dedi.
Ağır paletler, artan iş kazaları
Market çalışanlarının sürekli ağır yüklerle baş başa bırakıldığını söyleyen Bahadırlı, paletlerin devrilmesi nedeniyle ciddi iş kazalarının yaşandığını belirtti.
Yetersiz personel nedeniyle güvenli çalışma koşullarının sağlanamadığını vurgulayan Bahadırlı, bu durumun hem çalışan sağlığını hem de iş güvenliğini tehdit ettiğini dile getirdi.
“Kasada oturmak yasak, mola kağıt üzerinde”
Programda çalışanların maruz kaldığı baskı ve mobbing uygulamalarına da dikkat çeken Bahadırlı, market işçilerinin adeta birer makine gibi görüldüğünü söyledi.
Bahadırlı, “Kasada çalışan bir işçinin oturmasına kesinlikle izin verilmiyor. Yasal olarak tanımlanan 1,5 saatlik mola süresini kullanan neredeyse hiç kimse yok.
Çoğu çalışan ayakta bir şeyler atıştırıp tekrar işe dönüyor. Tuvalete gitmekte bile zorlanan işçiler var” ifadelerini kullandı.
Fiziksel ve psikolojik yıpranma artıyor
Bu çalışma düzeninin ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Bahadırlı, market emekçilerinde varis, bel ve omuz ağrıları gibi fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra yoğun stres ve tükenmişlik sendromunun yaygınlaştığını söyledi. Bahadırlı, baskı ortamının çalışanların ruh sağlığını da olumsuz etkilediğini vurguladı.
“Sosyal hak gibi sunulan para yine markete dönüyor”
Saliha Bahadırlı, bazı zincir marketlerde “sosyal hak” adı altında uygulanan ek ödeme sistemini de eleştirdi. İşçilere üç ayda bir verilen 1700 TL’lik kartların yalnızca çalışılan market zincirinde kullanılabildiğini belirten Bahadırlı, bu uygulamanın gerçek bir destek olmadığını savundu.
Bahadırlı, “Sözde bir hak tanınıyor ama verilen para yine aynı zincirin kasasına dönüyor. İşçi bu parayla yol masrafını karşılamak istese bile buna izin verilmiyor” dedi.
“10 saati aşan mesailer karşılıksız”
Yıl sonuna doğru artan iş yüküne de dikkat çeken Bahadırlı, özellikle envanter sayımı dönemlerinde çalışanların daha da ağır koşullara maruz kaldığını söyledi.
Bahadırlı, “Resmiyette çalışma süresi 8 saat görünüyor ama Türkiye’de 8 saat çalışan bir market işçisi yoktur. Mesailer sürekli 10 saati aşıyor.
Temizlik, sayım ve sürekli değişen etiketler hep yetersiz personelle yapılıyor. İşçinin selam verecek hali kalmıyor” ifadelerini kullandı.
“Bayılan işçi görüntüleri buzdağının sadece görünen kısmı”
Toplumun, market çalışanlarının yaşadığı sorunları ancak sosyal medyaya yansıyan bayılma görüntüleriyle fark ettiğini söyleyen Bahadırlı, bunun günlük ve sistematik bir sorun olduğuna dikkat çekti.
Bahadırlı, zincir marketlerde yaşanan bu tablonun istisna değil, yaygın bir gerçeklik olduğunu belirterek yetkililere denetim çağrısında bulundu.