İZMİR HABERLERİ

Tunç Soyer’in ailesi ilk kez konuştu: “Cezayı değil, ödülü hak ediyor”

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in tutuklanmasının ardından ailesi ilk kez konuştu. Soyer’in eşi Neptün Soyer, kızları Defne ve Duygu Soyer ile damadı Çağan İzgi, davaya dair düşüncelerini paylaştı.

Abone Ol

Son Mühür- 1 Temmuz’da düzenlenen operasyon kapsamında tutuklanan Tunç Soyer’in ailesi, yaşanan süreci Söcü Gazetesi'nde değerlendirdi. Eşi Neptün Soyer, “Tunç her zaman ‘Bu memleket için ateşten gömleği giymek lazım’ derdi. O, demokrasi, adalet, barış ve özgürlük yolunda bedel ödemeyi göze almış bir insandır” dedi. Soyer ise açık görüş sonrası yaptığı paylaşımda duygularını, “Canım ailem, en büyük güç kaynağım. İlk kez açık görüşte onlarla kucaklaşmanın mutluluğunu yaşadım” sözleriyle ifade etti.

Soyer ailesi, operasyonun ve tutukluluğun yalnızca bir kişiye değil, toplum vicdanına da yapılmış bir haksızlık olduğunu ifade etti.

“Bütün duyguları bir arada yaşadık”

Avukat kızı Defne Soyer, operasyon sırasında hissettiklerini, “Üzüntü, öfke, belirsizlik… Ama sonra direniş başladı. Adalet ve özgürlük mücadelesine giriş yaptık” sözleriyle aktardı.

Defne Soyer ayrıca, babasının Silivri Cezaevi’ne gitmek üzere uçak bileti aldığını ancak gözaltına alındığı için ziyaretini gerçekleştiremediğini belirterek, “Gözaltında bile bu ziyareti düşündü, haber verilmesini istedi” dedi.

“Herkes eşittir, yaşamın değeri aynıdır”

Kızı Duygu Soyer İzgi, babasının hayata ve insana bakışını, “Kim haksızlığa uğrarsa destek olmuştur. Arka mahalleleri görünür kılmak için uğraştı” şeklinde tarif etti.

Damadı Çağan İzgi ise, “Bir insan siyasetin içinde olup da bu kadar iyi kalpli olabilir mi diye düşündüm. Onu tanıyınca umudum büyüdü” dedi.

“Sahip olmak değil, olmak önemlidir”

Eşi Neptün Soyer, Tunç Soyer’in para ve mülkiyete yaklaşımını şu sözlerle anlattı: “Araziyi çitle çevirmedi, köylülerle, kuşlarla, doğayla paylaşmayı sevdi. Markalı kıyafet giymez, para hırsı yoktur. Filamingoların da belediye başkanıyım derdi.”

Soyer’in sorguda da “75 metrekarelik köy evimiz var, yazlığım yok” dediğini hatırlatan Neptün Soyer, “Siyasete tok girdi, zenginleşmeyi hiçbir zaman etik bulmadı” ifadesini kullandı.

Kızı Defne Soyer, babasının cezaevindeki durumunu, “Morali yerinde. Spor yapıyor, kitap okuyor, yazıyor. İyimserliği elden bırakmıyor” diyerek anlattı.

Soyer’in cezaevindeki belediye çalışanlarını sık sık düşündüğünü de belirten Defne Soyer, “Kendinden çok arkadaşlarını merak ediyor” dedi.

“Aileler ayrıldı, hayatlar koptu”

Neptün Soyer, davada tutuklu bulunan 59 kişinin durumuna dikkat çekerek, “Kronik hastalığı olanlar, ilaçlarına ulaşamayanlar, sınava giren çocuklar, yeni doğan torununu göremeyenler… Bu insanlar haksız yere hayattan koparıldı” açıklamasını yaptı.

“Barınma hakkı için yola çıktı”

Duygu Soyer, Halk Konut modeline ilişkin, “Babam herkes için güvenli ve ucuz konutlar hayal etti. Bu projeyle rant sistemine karşı ekonomik demokrasiyi savundu” dedi.

Defne Soyer ise, Soyer’in kooperatifleşmeyi tüm alanlarda teşvik ettiğini belirtti ve “Depreme dayanıksız evler için kamucu çözümler üretti. Halk Konut modeli bu yaklaşımın ürünüdür” ifadelerini kullandı.

Neptün Soyer, Halk Konut projesinin Kanada ve Japonya’da örnek gösterildiğini söyledi ve “Bu model cezalandırılmamalı, ödüllendirilmeliydi” dedi.

Defne Soyer, Dünya Bankası ve Fransa Kalkınma Ajansı’ndan sağlanan düşük faizli kredi desteklerini hatırlatarak, “Başkanlık süresi bitince bu kaynaklar hayata geçirilemedi” diye konuştu.

“Belediye ticarethane değildir”

Projenin belediye açısından zarar değil kamu yararı içerdiğini belirten Neptün Soyer, “Kar oranı yasa gereği yüzde 1 olarak sembolik tutuldu. Tıpkı Dikili’de suyu 1 liraya veren başkanın yaptığı gibi” dedi.

Avukat Defne Soyer, yöneltilen suçlamayı, “Dolandırıcılığa teşebbüs deniyor ama kişisel menfaat sağlandığına dair hiçbir delil yok. İddianamede bile bu açıkça belirtiliyor” diyerek değerlendirdi.

“Konu Halk Konut’tur, dolandırıcılık değil”

Defne Soyer, projenin kriminalize edilmesinin siyasi olduğunu savundu ve şöyle devam etti: “İzmir’in depreme dirençli hale gelmesi için atılan adımlar cezalandırılıyor. Bu dava, aslında kooperatifçiliğe yönelmiş bir saldırıdır.”

Duygu Soyer son olarak, “Babamı içeri aldılar ama umudumuzu alamayacaklar. Doğrunun bir gün ortaya çıkma huyu vardır. Biz herkes için adalet istiyoruz” dedi.