BİLİM VE TEKNOLOJİ HABERLERİ

"Son 40 yılın toplamından daha fazla yenilenebilir enerji kurulacak"

Avrupa rüzgar enerjisi sektörünün çatı kuruluşu WindEurope'un Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson, iklim değişikliğiyle mücadelede 2030 yılına kadar kurulacak yenilenebilir enerji kapasitesinin, son 40 yılda kurulan toplam kapasiteden daha fazla olacağını belirtti.

Abone Ol

Brezilya'nın Belem kentinde devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) sırasında konuşan Dickson, Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) raporlarına göre dünyanın artık "elektrik çağına" girdiğini vurguladı.

Elektrifikasyon hızlanırken petrol ve doğal gaz üretimi zirve yapacak

Dickson, COP30'un küresel enerji politikalarının durumunu anlamak için çok değerli bir gösterge sunduğunu ifade etti. IEA'nin "2025 Dünya Enerji Görünümü" raporundaki bulgulara değinen Dickson, 2030'a kadar daha fazla yenilenebilir enerji kurulacağı öngörüsünün altını çizdi. Ayrıca, küresel petrol ve doğal gaz üretiminin de 2030'a kadar zirveye ulaşacağının öngörüldüğünü aktardı.

Bu bulguların önemli jeopolitik sonuçlar doğuracağını belirten Dickson, uluslararası ölçekte "elektrik süper gücü" olma yarışının hızlanacağını söyledi. Çin ve Asya'nın bu alanda kararlılıkla ilerlediğini, Avrupa Komisyonu'nun da elektrifikasyonu ve yenilenebilir enerjiyi güçlendirmek istediğini, bu durumun ise ABD ve bazı diğer ülkeleri nispeten izole bıraktığını kaydetti.

Şebeke modernizasyonu ve depolama yatırımı kritik öncelik

Dickson, COP30'da elektrik şebekelerinin modernizasyonu ve enerji depolamaya yapılan vurgunun küresel açıdan altyapı çalışmalarını desteklemesi açısından önemli olduğunu belirtti. Ağırlıklı olarak yenilenebilir enerjiye dayalı bir sisteme geçişin, elektrik şebekelerine ve depolama kapasitesine çok daha fazla yatırım gerektirdiğine işaret etti.

Dickson, yetersiz şebeke altyapısının sonuçlarının şimdiden görüldüğünü belirterek, bir örnek verdi: "Örneğin Almanya, deniz üstü rüzgar enerjisinin yaklaşık yüzde 20'sini sınırlamak zorunda kalıyor. Sebep basit, Almanya'nın kuzeyinde üretilen elektriği, ülkenin güneyinde bulunan sanayi tüketicilerine iletecek yeterli şebeke yok. Bu bir israf. Bu, gereksiz karbondioksit emisyonu ve gereksiz derecede yüksek elektrik fiyatları anlamına geliyor."

Bu sorunların çözümü için daha fazla merkezi şebeke planlaması, ülkeler arası bağlantılar, öngörülü şebeke yatırımları ve hızlı şebeke izin süreçleri gerektiğini vurguladı. Avrupa Komisyonu'nun bu kapsamda 10 Aralık'ta bir AB Şebeke Paketi sunacağını belirten Dickson, bu politikaların, ekonomisini enerji açısından daha güvenli ve rekabetçi yapmak isteyen her Avrupalı politika yapıcının önceliği olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, kablo, inverter ve trafo gibi kritik şebeke ekipmanlarının üretim kapasitelerinin artırılması gerektiği uyarısında bulundu.