Son Mühür- TBMM Yasama Yılı açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefet liderleriyle birlikte yan yana oturması, CHP içinde fitilini Muharrem İnce'nin ateşlediği bir süreçle, ''DEVA ve CHP'' gerginliğine yol açmıştı.
CHP lideri Özgür Özel'in telefonla arayarak özür dilediğinin ortaya çıkmasına rağmen DEVA Partisi lideri Ali Babacan CHP içinden kendilerine gelen eleştirilere, ''Nereye gideceğimizi, kimi selamlayacağımızı size mi soracağız? Siz bizi ne sanıyorsunuz? Bizim hareket tarzımızı siz mi belirleyeceksiniz?'' sözleriyle yanıt vermişti.
İki parti arasındaki gerilimi değerlendiren siyaset bilimci akademisyen Nurettin Kalkan, Altılı Masa döneminde yapılan pazarlıklara dikkat çekti.
Özgür Özel bunun farkında...
''Aslında ortada kurumsal bir gerginlik yok. CHP'nin velayetini kendilerinde gören gazeteci, akademisyen ve trol konsorsiyumu ile Ali Babacan arasında bir sürtüşme var.'' diyen Kalkan,
''Her şeyden önce, 24 Ekim arifesinde CHP'nin diğer muhalefet partileriyle karşı karşıya gelmemesi lazım. Özgür Özel bunun gayet farkında ve itidali elden bırakmıyor. Ne var ki, kendilerini Altı Ok'un en usta kemankeşi sananlar, Özgür Özel'in olgun ve soğukkanlı duruşunu taşıyamıyorlar. Nişan almadan, hesap yapmadan, hedefi tartmadan ok fırlatıp duruyorlar. Umarım bir gün bu acelecilikleriyle kendilerini vurmazlar.'' hatırlatmasında bulundu.
Babacan çıkışında son derece haklı...
''2023 seçimlerinde CHP'nin DEVA Partisi'ne sağladığı milletvekili kontenjanları etrafındaki polemik hâlâ bitmiş değil. Ali Babacan'ın "biz aslında 15 vekil değil, 23 vekil hak ediyorduk" çıkışı, Meclis resepsiyonundaki fotoğraf karesiyle başlayan tartışmaları daha da alevlendirdi.'' diyen Nurettin Kalkan,
''Bana göre, Ali Babacan "bizim hiç kimseye borcumuz yok" çıkışında son derece haklı. Nihayetinde DEVA Partisi ve diğer buçukluk partiler, CHP'den silah zoruyla almadı bu vekillikleri.
Kılıçdaroğlu ulufe dağıtır gibi...
Kemal Kılıçdaroğlu, muhalif kesimlerden alamadığı adaylık rızasını siyasî elitlere ulufe pay ederek elde etti.
Dolayısıyla, CHP'ye gönüllü lalalık yapanlar DEVA'yı suçlamadan önce Kılıçdaroğlu'na ve o dönemde CHP'nin karar alma organlarında bulunan parti elitlerine sormalı bu vekilliklerin hesabını.
Üstelik bu isimlerden bazıları hâlen muvazzaf ve CHP'de önemli görevlerde bulunuyor. Önce onlara sorulmalı: Neden o dönemde ses çıkarmadınız?'' diye sordu.
Sadullah Ergin'e mecbur bıraktınız...
''Yani DEVA'nın CHP'ye borcu yok ancak CHP'yi yönetenlerin CHP'lilere büyük bir borcu var. CHP seçmenini, Sadullah Ergin'e oy vermeye mecbur bırakmanın kefareti asla ödenmez...'' vurgusunda bulunan Kalkan,
''Ali Babacan'ın "bizim hakkımız 15 vekil değil, 23 vekildi" sitemine gelince; kendisinin bu hesabı hangi kriterlere dayanarak yaptığı belirsiz. Şayet Babacan, oy oranları üzerinden böyle bir matematiğe girişmişse, bu hesaptan eli boş döner. 23 milletvekilli bir yana, DEVA Partisi'nin oy oranlarına bakıldığında hakkı 5 milletvekillini bile bulmazdı.
En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü...
Peki, Babacan oy hesabına mı bakmıyor? Sanmıyorum. O, daha çok Kılıçdaroğlu'nun adaylığını meşrulaştırma çabalarını, mutfak fiskoslarını ve Meral Akşener'in saf dışı bırakılmasını hesaplıyor olmalı. Ki bunda haksız da sayılmaz. Altılı Masa sürecinin En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü tartışmasız Babacan'a gider. Ve bu ödül, elbette 15 milletvekillinden çok daha fazlasını hak ederdi...
Babacan'ın asıl sorgulaması gereken...
Tüm bunlar bir yana, Ali Babacan'ın asıl sorgulaması gereken CHP yahut CHP'liler değil, bizzat kendisi. Partisinin hâli ortada. Bir taraf hain diyor, diğer taraf ajan yaftası takıyor. Anketlerde diğer kategorisinde anılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine bahşettiği makamlar dışında siyaseten elde ettiği hiçbir şey yok.
Aynı anda hem fail hem mağdur hem de şahit olunmaz Ali Bey...'' mesajı verdi.