İZMİR HABERLERİ

İzmir’in sağlığı hava kirliliği pençesinde! Uzmanlardan uyarı: Risk verileri paylaşılmalı

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun Kara Rapor 2025 verilerine göre İzmir’de hava kalitesi yeterli biçimde ölçülemiyor. Prof. Dr. Ali Osman Karababa, kirli havanın kanser başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını söylerken, Arif Ali Cangı Aliağa kaynaklı kirliliğe dikkati çekti.

Abone Ol

Son Mühür / Yağmur Daştan - İzmir’de hava kirliliği tartışmaları yeniden alevlendi. Kentte yaşayan milyonların sağlığını doğrudan etkileyen hava kalitesi verilerine erişimde ciddi sorunlar yaşandığını belirten TTB Merkez Konseyi üyesi ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, ölçüm sistemlerinin etkin çalışmaması nedeniyle İzmir’in havasının yıllardır sağlıklı biçimde değerlendirilemediğini söyledi. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun Kara Rapor 2025 verilerine dikkat çeken Karababa, İzmir’in Türkiye genelinde havası en kirli kentler arasında yer aldığını vurguladı. Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı da Aliağa’daki ağır sanayi tesislerini işaret ederek, bu bölgeden yayılan kirliliğin özellikle kuzey aksındaki ilçelerde ciddi sağlık ve yaşam riskleri yarattığını belirtti.

"İzmir'in havası kapsamlı şekilde değerlendirilemedi"

TTB Merkez Konseyi ve Temiz Hava Platformu üyesi halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, “İzmir’deki Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, sistemi aktifleştirmezse bu verileri görmemiz mümkün değil. Bunu daha önce birkaç kez İzmir Tabip Odası ve çevre örgütleri olarak dile getirip başvurularda bulunduk ve hava kirliliği verilerini paylaşmalarını istedik. İzmir, Türkiye içinde ‘havası kirli’ sayılabilecek kentlerden. Temiz Hava Hakkı Platformu'nun Kara Rapor 2025'e göre İzmir'de hava yeterli hava ölçüm veri alınamıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı hava kalitesi izleme istasyonlarından bu yıl da yeterli veri alınamadı. Bu nedenle İzmir’in havası kapsamlı biçimde değerlendirilemedi. İzmir’in havası kirli o yüzden de sağlık riski yüksek bir kent olduğumuzu söyleyebiliriz. Hava kalitesi ağının etkin çalışması bu açıdan çokça önemli. Vatandaşla bu verilerin bizzat paylaşması lazım. Havanın kirli olduğu, etkilerinin fazla olduğu dönemlerde bu konuda insanların bilgilendirilmesi ve önlem alınması çağrısı yapılması gerekli. Vatandaşın önlem alması işin en küçük boyutu… Önemli olan kentimizdeki hava kirletici kaynakların ortadan kaldırılması. Ulaşım ağı bir yandan sıkıntılı, kentte iki tane çimento fabrikası var onlar sıkıntılı, farklı farklı lokasyonlarda sanayi tesisleri var… Bir de başlı başına Aliağa’dan gelen kirlilik var. Bunların hepsini topladığımızda İzmir’in havası gerçekten sıkıntılı hale geliyor” ifadelerini kullandı.

‘Sistematik önlemler alınması gerekiyor’

Mevsimsel olarak kullanılan bazı ısınma kaynaklarının da hava kirliliği üzerinde ciddi etkileri olduğunu hatırlatan Karababa, “Fosil yakıt kullanımı da devreye girince iş, içinden çıkılmaz hale geliyor. Yetkililer tarafından bir an evvel sistematik önlemler alınması gerekiyor. İzmir’de hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısı yeterli değil; bunun yanı sıra yer seçimi sorunu da var. Buna ‘aletlerin korunması ile ilgili güvenlik sorunu’ diyorlar ama bu da yeterli bir yanıt değil. Hem yerleri konusunda gerekli kurallara uyulmalı hem sayılarının artması hem de Aliağa Horozgediği gibi riskli yerlerin verileri paylaşılmalı” çağrısı yaptı.

‘Kanser yapıcı etkenler arasında’

Hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini de anlatan Karababa, şunları anlattı: “Uluslararası Kanser Araştırmaları ve Dünya Sağlık Örgütü kirli havanın kanser nedeni olduğunu açıkladı. Kirli hava, en çok kanser yapıcı etkenler arasında yer alıyor. Bu demektir ki kirli hava soluduğunuzda kanser olacaksınız. Bunun yanı sıra vücutta başta solunum ve dolaşım sistemi olmak üzere çok ciddi sağlık etkileri var.”

‘Ölüm tehlikesi yaratabilir’ dedi, ilçeleri tek tek saydı

Konuyla ilgili bir değerlendirme de Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Avukat Arif Ali Cangı’dan geldi. Cangı, “Yıllar önce Almanya’dan bir üniversite ile ortaklaşa yapılan bir çalışmada İzmir Büyükşehir Belediyesi kentin hava kalitesinin etkilerini araştırmıştı. Kentte asıl hava kirliliğine yol açan faktörün Aliağa’daki endüstri tesisleri olduğu görülmüştü. Kuzey batı istikametinden esen hakim rüzgarlarla bu tesislerin kimyasal gazlar içeren atıklarının özellikle Karşıyaka, Bayraklı, Bornova ve Kemalpaşa ekseninde ölüm tehlikesi yaratabileceğine dair raporlar var. Bu raporlar bizlere gösteriyor ki Aliağa’daki bu tesisler kentin hava kalitesini bozan en önemli faktörler. Böyle olmasına rağmen Aliağa’da şimdi de bir çimento fabrikasına ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmiş durumda. Aliağa’da yeni bir tesise kesinlikle izin verilmemesi gerekirken 2014 yılından bu yana çalışan bir termik santral de var. Gemi söküm tesisleri, demir çelik fabrikaları, termik santraller, fabrikalar… Aliağa’nın kirliliği çok yakın zamanda İzmir’i yaşanmaz hale getirecek. Yapılacak planlamalarda ve ileriye dönük projelerde mutlaka iklim krizi içinde hava kirliliği başta olmak üzere su ve toprak kirlilikleri de ele alınmalıdır. Fakat buna yönelik henüz bir gelişme yok. O nedenle herkesin dikkatini Aliağa’ya çekmesini öneriyorum” diye konuştu.