GÜNDEM HABERLERİ

İzmir alarm veriyor: İki barajda su kalmadı, uzmanlardan "2026 daha tehlikeli" uyarısı!

İzmir'de kuraklığın derinleşmesiyle içme suyu barajlarındaki doluluk oranları endişe verici seviyelere geriledi; geçen yıl %11,14 olan Tahtalı Barajı doluluğu, İZSU'nun 9 Aralık verilerine göre %0,97 ile kritik eşiğin altına düştü. Balçova ve Gördes barajlarında ise su rezervi kalmadı. Bu düşüşler nedeniyle kentte planlı su kesintileri devam ediyor.

Abone Ol

İzmir'in içme suyu rezervlerini sağlayan barajlardaki doluluk oranları, etkisini artıran kuraklık sebebiyle endişe verici seviyelere geriledi. Geçen yıl aralık ayında yüzde 11,14 seviyesinde olan Tahtalı Barajı doluluk oranı, bu yıl aynı dönem itibarıyla yüzde 1'in altına inerek kritik eşiği geçti. İklim değişikliğinin uzun süreli etkileriyle tam kapasiteye ulaşamayan kentin su kaynakları, beklenen yağışları henüz alamadı.

Kaynaklarda ciddi düşüş: İZSU verileri alarm veriyor

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğü'nün 9 Aralık tarihinde açıkladığı güncel verilere göre, kentteki tüm barajlarda geçen seneye kıyasla su miktarında belirgin bir azalma kaydedildi. Normal koşullarda İzmir'in içme suyu ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılayan Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 0,97 olarak ölçüldü. Bu oran, geçen yılın aynı döneminde yüzde 11,14 seviyesindeydi.

Diğer önemli su kaynaklarındaki düşüş oranları ise şöyle:

Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı: Geçen yılki yüzde 14,26'dan yüzde 2'ye geriledi.

Ürkmez Barajı: Yüzde 6,88’den yüzde 5,53’e düştü.

Balçova ve Gördes Barajları: Geçen yıl sırasıyla yüzde 14,54 ve yüzde 0,92 doluluğa sahip olan bu barajlarda ise su rezervi tamamen tükendi.

Şehir genelinde su kaynaklarındaki bu ciddi azalma nedeniyle, İZSU tarafından 6 Ağustos tarihinden bu yana uygulanan planlı ve dönüşümlü su kesintileri uygulaması devam etmek zorunda kalıyor.

Uzman görüşü: "2026 yazı daha kritik olacak"

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Havza Amenajmanı Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Özkan, kuraklığın tek bir yıla indirgenerek değerlendirilemeyecek, aşamaları olan bir afet statüsünde olduğunu belirtti. Özkan, İzmir'in son 5 yıldır yağış ve baraj doluluk verilerinde sürekli bir düşüş trendi gözlemlendiğini ifade ederek, "Yağışlar artsa bile, şimdiden belirtmek gerekir ki, önümüzdeki 2026 yazı, 2025 yazından çok daha tehlikeli bir eşikte olacak gibi görünüyor" uyarısında bulundu.

Özkan, kuraklığın gıda güvenliği ve halk sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra, ekosistem üzerinde de ciddi zararlara yol açtığını; ürün deseni kaybı, artan orman yangını riski, su stresi nedeniyle zararlı böcek popülasyonunda artış ve biyoçeşitlilik kaybı gibi ikincil hasarların yaşandığını anlattı. Uzman, yağışlar ortalamayı yakalasa bile artan sıcaklıklar nedeniyle buharlaşma oranının da yükseldiğine ve günlük tüketimin karşılanamamasına dikkat çekti.

Acil eylem planı: Tüketimi sınırlamak hayati öneme sahip

Mevcut su seviyelerinin acil eylem planını zorunlu kıldığının altını çizen Dr. Özkan, alınması gereken önlemleri detaylandırdı:

"Acil olarak yapmamız gereken en kritik hamle, tüketimi kesinlikle sınırlamaktır. Günlük sadece yüzde 10 ila 15'lik bir tasarruf bile, bir haftalık acil durum su rezervimizi biriktirmemize imkan tanıyabilir."

Özkan, orta ve uzun vadede ise su kullanımı alışkanlıklarının köklü bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Arazi yönetiminin, şiddetli ve ani gelen yağmur sularını hızla zapt ederek yeraltı sularına karışmasını sağlayacak bir sisteme dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti. Ayrıca, günü kurtarma çabasıyla yeraltı sularının aşırı kullanılmasının da büyük bir tehlike yarattığını, bu kaynakların yağışlarla beslenmesinin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.