Son Mühür/ Beste Temel- Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), Ocak 2025'teki 4. Genel Kurulu'nda aldığı kararla düzenlediği Cumhuriyetçiler Kurultayı'nın ardından, "Aydınlık İçin Cumhuriyetçiler Buluşuyor" başlıklı halk toplantılarına başladı. Bu önemli buluşmalar serisinin ilk durağı, İzmir'in şirin ilçesi Foça oldu. Reha Midilli Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe, THTM Sözcüsü Prof. Dr. Oğuz Oyan ve Eğitim İş Bornova Temsilcilik Yöneticisi Duygu Donbaz konuşmacı olarak katıldı. Buluşma öncesinde ise İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Bi Dünya Müzik Kadınlar Korosu sahne alarak katılımcılara keyifli anlar yaşattı.
Prof. Dr. Oğuz Oyan'dan "Emeğin Cumhuriyeti" vurgusu
Buluşmada ilk sözü alan THTM Sözcüsü Prof. Dr. Oğuz Oyan, konuşmasına Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'ni tanıtarak başladı. THTM'nin temel hedefinin "emeğin cumhuriyeti" olduğunu belirten Oyan, meclis çatısı altında emperyalizme, sömürü düzenine karşı çıkan ve Cumhuriyet değerlerini ileriye taşımak isteyen farklı kesimlerden insanlarla bir araya geldiklerini ifade etti. Oyan, "Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi hangi Cumhuriyet'e sahip çıkıyor?" sorusunu sorarak, günümüzde "Osmanlıcılık" hayalleriyle ülkeyi geriye götürmeye çalışanlara karşı, 1923'te ilan edilen Cumhuriyet'in devrimci niteliklerini savunmanın başlangıç noktaları olduğunu vurguladı.
Oyan, Cumhuriyet'in, okuma yazma bilmeyen bir köylü toplamı üzerinden kurulduğunu ve böyle bir toplumda devrim yaptığını hatırlatarak, "Böyle bir devrimci anlayışla Cumhuriyet yeniden kurulabilir" dedi. Cumhuriyet'in planlı, korumacı ve devletçi modelini benimsediklerini ve bu ilkelerden ödün verilmeden "emeğin cumhuriyeti"nin kurulamayacağını belirten Oyan, bugünkü ortaçağa dönüş hedeflerine de doğrudan karşı durduklarını dile getirdi. Cumhuriyet'in sadece Türkiye için değil, dünya çapında birçok ulusal kurtuluş ve bağımsızlık savaşına model olduğunu, Türkiye'nin birçok bağımlı ulusa örnek teşkil ettiğini de sözlerine ekledi.
Konuşmasında Lozan Anlaşması'nın önemine de değinen Oyan, Cumhuriyet ve Lozan'ın birbirinin bütünleyici parçası olduğunu, bunlara sahip çıkmanın devrimci bir duruş olduğunu ve buna karşı olan saldırılara geçit vermemenin bir zorunluluk olduğunu ifade etti. THTM'nin şu anda yapmak istediği şeyin tarihsel bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oyan, "Cumhuriyet'e sahip çıkmalı ve bunun yayılımı için çalışmalıyız. Cumhuriyet'in korunması için bugün hepimize ciddi görevler düşüyor. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin ilkelerini benimseyen herkese çağrımızdır: Cumhuriyet'in ilerici birikimlerini koruyup onu daha ileriye taşımak isteyen herkesle yan yana yürümeye hazırız," diyerek sözlerini tamamladı.
Duygu Donbaz'dan eğitimin gericileşmesi ve piyasa teslimi vurgusu
Prof. Dr. Oğuz Oyan'ın ardından sözü alan Eğitim İş Bornova Temsilcilik Yöneticisi Duygu Donbaz, Türkiye'deki eğitim sisteminin zaman içinde iktidarların siyasi tercihleri doğrultusunda nasıl değiştirildiğini detaylandırdı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında bilimsel eğitime ve Köy Enstitüleri aracılığıyla öğretmen yetiştirilmesine verilen önemi vurgulayan Donbaz, 1946 sonrası ABD'nin istekleri doğrultusunda Köy Enstitülerinin eleştirilmeye ve kapatılmaya başlandığını aktardı.
O günden bugüne sistematik olarak her iktidarın kendi politikalarıyla doğru orantılı olarak eğitim sistemini daha da gericileştirmeye ve piyasaya teslim etmeye çalıştığını belirten Donbaz, AKP döneminde de "değerler sistemiyle" eğitim sisteminin yeniden değiştirilmeye başlandığını ve öğretmen kontrolündeki eğitimin yok edilmek istendiğini söyledi. Öğrenci eğitim merkezi, imam hatip projeleri, özel okullara teşvikler, ÇEDES projesi ve geçen sene ilk defa uygulanan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" gibi adımlarla AKP'nin eğitim sistemini gerici ve piyasacı bir yapıya oturtmak istediğini dile getirdi.
Donbaz, "AKP bu projeleri her zaman süslü cümlelerle kamuoyuna taşıyor; 'milli ve manevi değerler' diyor, 'çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum' diyor. Bu şekilde kamuoyunda projelerin sempati kazanılması sağlanmaya çalışılıyor. Ancak projelerin içeriğine baktığımızda çocuklarımızın hem zihnen hem de bedenen sömürüldüğü, tarikatların eğitimde başat rollere getirildiğini görüyoruz," diyerek bu projelerin gerçek yüzünü ortaya koydu. Eğitimdeki bu gericileşme ve piyasalaşmaya karşı THTM'nin ilk günden itibaren mücadele verdiğini vurgulayan Donbaz, bu açıdan THTM'nin önemine değindi. ÇEDES Projesi kapsamında İzmir'deki pilot okullara atanan imamlara karşı THTM'nin eylemlilikleri ve açıklamaları sayesinde atamaların durdurulduğunu belirten Donbaz, bu tür uygulamalara karşı çıkanların birlikte ses çıkarmaları halinde projelerin hayata geçirilmesinin durdurulabileceğinin altını çizdi.
Son olarak, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Eğitimde Gericilikle Mücadele Komitesi'nin yayınlamış olduğu veli bilgilendirme broşürü ile eğitimde gericiliğe ve piyasacılığa karşı verilen mücadelenin bu yaz aylarından başlayıp yeni öğrenim yılı boyunca devam edecek bir kampanya ile sürdürüleceğini aktardı.