Son Mühür/Gamze Eskiköy- İzmir Ticaret Borsası (İTB), Temmuz Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer’in yönetiminde gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan Tuncer, ekonomik krizle birlikte halkın satın alma gücünün zayıfladığını ve bu durumun temel gıda maddelerinden biri olan kırmızı etin tüketimini doğrudan etkilediğini söyledi.
“Kırmızı et tüketimi azaldı, hayvansal gıdalar asgari düzeyde de olsa tüketilmeli”
Açılış konuşmasında ekonomik koşulların etkilerine dikkat çeken Meclis Başkanı Tuncer, vatandaşın kırmızı ete erişiminde yaşanan zorluklara vurgu yaptı. Tuncer, "İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar nedeniyle satın alma gücümüzün düştüğünü ve buna bağlı olarak kırmızı et tüketiminin azaldığını hepimiz biliyoruz. Ancak her ne koşulda olursak olalım, sağlıklı kalmak istiyorsak asgari düzeyde de olsa bu gıdaları tüketmemiz gerekiyor. Örneğin, çocuklarımızın beyin gelişimi için gerekli olan aminoasitler sadece hayvansal kökenli proteinlerde yeterli miktarda bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün de açıkladığı üzere, protein kaynağının en az yüzde 42’sinin hayvansal kökenli olması gerekmektedir. Bu açıdan, hayvancılık faaliyetinin desteklenmesi ve et, süt, yumurta gibi temel besin fiyatlarının halkın cüzdanına uygun olması önem arz etmektedir" dedi.
Süt üretiminde riskler artıyor
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı son verileri değerlendiren Tuncer, mayıs ayında toplanan inek sütü miktarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2 azaldığını söyledi. Ocak–mayıs dönemi genelinde ise yüzde 0,7’lik bir artış olduğuna dikkat çekerek Türkiye'nin süt üretiminde genel anlamda kendine yeterli bir ülke olduğunu hatırlattı. Ancak sektörün karşı karşıya olduğu risklerin arttığına işaret eden Tuncer, şap hastalığına değinerek şunları kaydetti:
"Sektörün riskleri ve zorlukları da oldukça fazla. Örneğin, insan sağlığı açısından doğrudan risk teşkil etmeyen şap hastalığı bunlardan biri. Bu konu aslında göründüğünden çok daha önemli. Çünkü ülkemizin hayvansal üretim kapasitesini ve aynı zamanda kırsal yaşamı doğrudan etkiliyor. Gıda arzı ve fiyat istikrarı açısından tehlike oluşturuyor.
Biliyorsunuz, son dönemde şapın yeni bir serotipi olan SAT1 tespit edildi. Bunun üzerine Bakanlığımız hızlı aksiyon alarak, hayvanların yoğun olarak hareket ettiği hayvan pazarları, canlı hayvan borsaları, hayvan toplama ve satış merkezleri ile park ve panayırlar dâhil tüm hayvan satış yerlerinin faaliyetlerini geçici süreyle durdurdu. Çok şükür ki kısa bir süre zarfında Bakanlığımızın ilgili birimleri tarafından bu serotipe karşı etkili bir aşı geliştirildi ve ülke genelinde uygulanmaya başlandı"
“Çiğ süt fiyatlarındaki istikrarsızlık üreticiyi zorluyor”
Tuncer, çiğ süt üreticilerinin karşılaştığı fiyat dalgalanmalarının sektörü tehdit ettiğini vurgulayarak, yem maliyetlerinin hala yüksek olduğunu ve küçük aile işletmelerinin verim düşüklüğü nedeniyle endüstriyel üretime geçmekte zorlandığını söyledi.
"Ulusal Süt Konseyi, ocak–temmuz döneminde geçerli olan 17,15 TL referans fiyatını, 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olmak üzere 18,35 TL’ye yükseltti. yüzde 7’lik referans fiyat artışının düşük kaldığı kanaatindeyim. Yem maliyetleri hâlâ çok yüksek. Küçük aile işletmelerinin verim düşüklüğü, endüstriyel üretime geçişi zorlaştırıyor. İklim değişikliği, meraya dayalı hayvancılığı ve yem bitkileri üretimini olumsuz etkiliyor. Bu zorlukların üstesinden gelmeden sektörü kalkındırmak pek de mümkün görünmüyor" ifadelerini kullandı.
Yumurta üretimi azalırken, beyaz et üretimi yükselişte
Toplantıda yumurta ve tavuk eti üretimindeki değişim de gündeme geldi. TÜİK verilerine göre, 2025 yılı mayıs ayında tavuk yumurtası üretimi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,5 oranında azaldı. Ocak–mayıs döneminde ise yüzde 10,5’lik bir düşüş kaydedildi. Yumurta üretiminde, hem aylık hem dönemsel anlamda ciddi bir gerileme yaşanıyor. Buna karşın, kesilen tavuk sayısı aynı dönemde yüzde 8,8 oranında artarken tavuk eti üretimi de %11,7 seviyesinde yükselmiş durumda.
Yılın ilk beş ayı ele alındığında, tavuk eti üretiminde yüzde 14,1; kesilen tavuk sayısında ise %11’lik bir artış dikkat çekiyor. Kısacası, üretimdeki ağırlığın yumurtadan beyaz ete doğru kaydığı bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Söz konusu değişimlerin dış ticarete de yansıdığını görüyoruz.
2024 yılında 151 bin ton tavuk yumurtası ihracatı gerçekleştirilmişti. Ancak 2025 yılının ilk beş ayında bu rakam yalnızca 15 bin ton seviyesinde kaldı. İhracat hacmi, geçen yılın çok gerisinde seyrediyor"