Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Emek Büroları yayınladığı yazılı açıklamada iktidarın 600 bin kamu işçisini 3 buçuk ay oyaladığını belirterek, sunulan ücretin hayat pahalılığını görmezden geldiğini vurguladı.
"Önerilen zam teklifi tam bir gelir gaspıdır"
Yayınlanan açıklamada AK Parti iktidarının emeği ciddiye almadığını vurgulayan CHP Emek Büroları,“600 bin kamu işçisini 3 buçuk ay boyunca oyalayanlar yine şaşırtmadılar. Emeği hiçe sayan, hayat pahalılığını görmezden gelen bir zam teklifini masaya sundular. Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın (TÜHİS), 600 bin kamu işçisine 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 16, ikinci 6 ayı için ise yüzde 8 oranında önerdiği zam teklifi, tam anlamıyla bir gelir gaspıdır.
Merkez Bankası’nın yüzde 24’lük, iyimser ve siyasi motivasyonla şekillendirilmiş tahminine göre hareket ettiği görülen TÜHİS’in masadaki tutumu, hükümetin emeği ciddiye almadığının kurumsal teyidi olduğu gibi emeğe de açıktan saldırıdır. Zira bu teklif, 2025 yılının ilk 6 ayında yüzde 17 olması beklenen TÜİK’in hayalflasyonunun dahi altındadır.” cümlelerini kullandı.
"Emeği görmeyen iktidarı, işçi de sandıkta görmez"
Son olarak, ‘Emeği görmeyen iktidarı, işçi de sandıkta görmez’ diyen CHP Emek Büroları, söz konusu yazıda şu ifadelere yer verdi: “Yılbaşında ortalama kamu işçisi maaşı 43.500 TL düzeyindeydi. Ancak yılın ilk 6 ayında TÜİK tarafından %17 olarak açıklanması beklenen enflasyon karşısında ücretlilerin reel alım gücü 37.179 TL’ye düşecektir. Yani emekçi, maaşının satın alma gücünden yaklaşık 6.321 TL kaybedecektir. Yılın ilk altı ayı için önerilen %16’lık zamla maaşlar nominal olarak 50.460 TL’ye yükselmiş gibi görünse de, bu tutarın enflasyona göre düzeltilmiş reel karşılığı yalnızca 43.107 TL’dir. Bir başka ifadeyle, kamu işçisi zam almış görünse bile gerçekte 393 TL daha yoksullaşacak, yani reel anlamda gelir kaybına uğrayacaktır.
Bu haliyle teklif, doğal olarak sefaletin kurumsallaştırılmasından başka bir anlam taşımamaktadır. Söz konusu oranların ne gerçek enflasyonla, ne çarşıda pazarda yıkıcı etkisi hissedilen hayat pahalılığıyla, ne de insan onuruna yaraşır bir yaşamla en küçük ilgisi vardır. IMF destekli Şimşek Programı’na tavizsiz sahip çıkan Saray iktidarı, burada bilinçli bir tercih yapmıştır. Adil olmayan, vicdana sığmayan, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmayan bu teklifle Tek Adam Rejimi, Şimşek Programı’nın bütün yükünü emekçiye fatura etmiştir. Unutulmasın: Emeği görmeyen iktidarı, işçi de sandıkta görmez.”





