GÜNDEM HABERLERİ

Can Atalay'dan 'Avukatlar Günü' mesajı: ''Mesleklere yönelik saldırılar yeni değildir...''

Gezi Parkı Davası tutuklusu ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen halen tutuklu bulunuyor. Can Atalay, 5 Nisan Avukatlar Günü'ne ilişkin bir mesaj yayımladı.

Abone Ol

Dünya genelinde her yıl 5 Nisan, Avukatlar Günü olarak kutlanmaktadır. Özellikle hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi konuların tartışıldığı Türkiye'de, avukatlar bu özel günde mesleklerinin önemini vurgulamak ve hukuksuzluklara dikkat çekmek için mesajlar vermektedirler. Gezi Parkı Davası'nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve Anayasa Mahkemesi'nin 2 kez hak ihlali kararı vermesine rağmen hala serbest bırakılmayan TİP Hatay Milletvekili Avukat Şerafettin Can Atalay da bu günle ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. 

''Mesleklere yönelik saldırılar yeni değildir...''

Can Atalay X hesabından şu paylaşımı yaptı: Değerli meslektaşlarım, Malum hukuk fakültesi diplomalarında unvanımız “hukukçu” olarak belirtilir, bizde bölüm yoktur. Kimilerimiz avukat olur. İnsan neden avukat olur? Hakim savcı olmamız engellendiğinden, ailemiz ve öğretmenlerimiz istediğinden, belki de filmlerde dizilerde izlediklerimize kandığımızdan… Olabilir. Bana göre en başa yazılacak olan, hakkın yerini bulması için savunma tarafında olmak isteğimizdir.  Zorlu bir eğitimden çıktıktan sonra stajla birlikte ömür boyu sürecek mesleki eğitimimize başlarız. Avukat her gün yeniden öğrenir, sadece içtihadı literatürü değil, insanı öğrenir. Bizlere “neden” sorusunun değil, “nasıl” sorusunun yanıtını bulmayı öğreterek mesleği teknikerliğe indiren “kötü” eğitimin hasarlarını aşarak öğreniriz. İnsanın değerine, bu değerin gereği olan haklarına, bu haklara dayalı adalete ulaşmak için çalışmak bizim mesleğimizdir. Mesleğimiz bize hak savunusunun bir hayat biçimi olduğunu da öğretir. Ancak hayalleri, doğruları idealleri ile ihtiyaçları arasına sıkıştırılan bir mesleğin mensuplarına dönüştürülmeyle mücadele ettiğimiz de açık. 

Saatlerce duruşma kapılarında bekleyen, onlarca dosyayla gününü icra araçlarında geçiren, CMK görevlendirmelerinde gecesini gündüzüne katan, vergi sigorta kira yükü altında ezilen, mesleğe adım atar atmaz geçim derdine düşüp ek işler yapan, geleceğine inancı azalan, güvencesizliğin yarattığı kaygıyla baş etmeye çabalayan, yeri gelince müvekkilleriyle de onların yararına mücadele etmek zorunda kalan, cübbesi üstüne büyük gelen hakim ve savcıların “azarlamaya” kalkmalarına göğüs geren hasılı her anı zorlukla dolu olsa da mesleğinde ısrar edenler olarak günümüz kutlu olsun. Cumhuriyetin tarihi meslek sahipleriyle türlü iktidar çevrelerinin mücadelesi olarak da okunabilir. Mesleklere yönelik saldırılar yeni değildir, ancak son yıllarda planlı ve bir program çerçevesinde arttığı da malum. Bunu kendi mesleğimden de biliyorum. Mesleklere ve meslek örgütlerine yönelen saldırılar, iş ile meslek arasındaki ayrımın kaldırılmasını hedefler. Bununla varılmak istenense akademik mesleklerin teknisyenliğe dönüştürülmesi, özerkliklerinin aşındırılması, istihdam ve gelir güvencelerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu yolla meslek sahipleri ve onların örgütlü gücü olan meslek örgütleri “uslandırılmak” istenmektedir. Amaçlarında epey yol aldıklarını kabul etsek de istediklerinin olmayacağını da biliyoruz. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar giderek artarken, gencecik meslektaşlarımız hayattan vazgeçerken, fiili saldırılar cinayete varırken mesleğimizin geleceğine dair hep beraber düşünmeliyiz. Mesleğimizin geleceğini hukukun geleceğiyle birlikte ele alarak daha iyiyi beraberce aramalıyız. Bu vesileyle, mesleğini yaparken hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımın anısı önünde saygıyla eğilerek avukatlar gününü kutluyorum.