İZMİR HABERLERİ

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol: “Toplu sözleşmeler tiyatroya dönüştü”

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Son Mühür TV’de katıldığı Sıcak Bakış programında memurların yaşadığı ekonomik sıkıntılardan, toplu sözleşme sistemindeki sorunlara, sağlık hizmetlerindeki özelleştirme politikalarından şehir hastanelerine kadar pek çok konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Toplu sözleşmeler hakkında konuşan Doğruyol, “Hakem Kurulu’nun yapısı hükümet lehine düzenlendiği için memurun kazanma ihtimali yok” dedi.

Abone Ol

Son Mühür/Merve Turan- Son Mühür TV’de Sıcak Bakış programına katılan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Tunç Erciyas’ın sorularını yanıtladı.

“Toplu görüşmeler daha fazla kazandırıyordu”

Toplu sözleşmelerle ilgili mevcut hükümete sert eleştirilerde bulunan Doğruyol, “2010 referandumunda hükümet ‘Memurlara toplu sözleşme hakkı veriyoruz’ diyerek propaganda yaptı. Sendikalar da sokaklarda ‘Evet oyu verin, toplu sözleşme geliyor’ diye kampanya yürüttü. Bugün aynı sendikaların yöneticileri bu yasanın yanlış olduğunu söylüyor. Bir yasanın yanlışlığını anlamak için 15 yıl mı geçmesi gerekiyor” dedi.

Doğruyol, toplu görüşmeler döneminde daha fazla kazanım elde ettiklerini ancak toplu sözleşmeye geçilmesiyle memurun lehine karar alınmasının güçleştiğini söyledi. “İlk toplu sözleşme 2013’te yapıldı. Anlaşma sağlanamayınca konu Hakem Kurulu’na gitti. Ancak kurulun yapısı 6 hükümet temsilcisi, 5 sendika temsilcisi üzerine kurulu olduğu için memurun lehine karar çıkması zaten imkânsız. O günden bugüne izlenen tiyatro 7 dönemdir devam ediyor”

“Memur, sendikasını sorgulamalı”

“Alanlara inmeden, iş bırakma eylemleri yapmadan hak alınmaz” diyen Doğruyol, 18 Ağustos İş Bırakma Eylemi’nde işçilere “Kartınızı basın, iş yerinde durun” talimatı veren sendikaları eleştirerek memurları da şöyle uyardı:

“Toplu sözleşme masasına oturan yetkili sendikalar siyasetin kontrolünde oldukları için iktidara karşı talepte bulunamıyor, hak arayamıyorlar. Memurlar, bu sendikalara hâlâ üyeler. Memur, hakkını savunmayan sendikayı sorgulamalıdır”

“Memur ve emekli yoksulluk sınırının altında yaşıyor”

2002 yılında ortalama memur maaşıyla yaklaşık 24 çeyrek altın alınabildiğini hatırlatan Doğruyol, 2025 yılında 5 çeyrek altın alınabildiği söyledi. TÜİK verileriyle ENAG verileri arasında uçurum olduğunu, memurlar ve emeklilerin yoksulluk sınırının altında yaşadıklarının altını çizdi.

“Bürokratlar görev başındayken dedikodular başlıyor”

Doğruyol, bürokratların görevden ayrılmadan haklarında çıkan söylentilere dikkat çekerek, “Bürokratlarımız emekli olduktan sonra ya da istifa edip özel hastanelere geçebilir, bu doğaldır. Ancak daha görevinden ayrılmadan ‘Oraya gidecek, buraya geçecek’ gibi dedikoduların konuşulması kurumları yıpratıyor. Eski İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Burak Öztop örneğinde de olduğu gibi bu durum sadece bir kişiye özgü değil; pek çok arkadaşımızla benzerini yaşadık. Bürokratlarımızın bu konuda daha hassas olmaları kurumlarımızın itibarı açısından faydalıdır” dedi.

“Türkiye’nin en önemli ihtiyacı liyakattir”

Doğruyol; bürokrat atamalarında siyasi kaygıların ön plana çıktığını vurgulayarak, “Türkiye’nin en önemli ihtiyacı adalet, ahlak ve liyakattir. İzmir’de pek çok liyakatli yönetici siyasetin taleplerine uymadığı için görevden alındı. Kamu kurumları kimsenin özel çiftliği değildir” şeklinde konuştu.

“Şehir hastaneleri ticarethane gibi”

Şehir hastanelerinin ticarethaneye döndüğünü belirten Doğruyol, “Şehir hastanelerine ayrılan 125 milyar TL ile 81 ilde eğitim ve araştırma hastaneleri yapılabilirdi. Ancak şehir hastaneleri bir ticarethane gibi işletiliyor. Hastane içinde marketten restorana kadar her şey var. Bu doğru değil” dedi.

“Sağlık çalışanlarımız korunamıyor

Doğruyol, sağlıkta şiddetin önüne geçilememesinde sistemden kaynaklı sorunlar yaşandığını, sağlık çalışanlarının şiddete karşı korunamadığını, x-ray cihazlarının göstermelik olduğunu şöyle söyledi:

“Güvenlik görevlilerinin arama yetkisi yok. Polislerin yetkileri artırılmalı. Sağlıkta şiddeti önlemek için ciddi adımlar atılmadı”

“Mülteciye ücretsiz, vatandaşa ücretli”

Sağlık sisteminin giderek özelleştirmesine tepkili olan Doğruyol, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal devlet anlayışını güçlendirip asli görevi olan sağlık, eğitim ve güvenlik hizmetleri eşit ve ücretsiz vermesi gerekir. Ancak ülkemizdeki mülteciler bu hizmetlerden ücretsiz faydalanırken vatandaşlarımız hizmet için para ödüyor. Bu da adalet duygusunu zedeliyor” dedi.

“Yerli ilaç üretimi için seferberlik şart”

Doğruyol, kanser ve SMA gibi hastalıklarda kullanılan ilaçların yerli üretimi için devletin seferber olması ve ilaç şirketlerinin fahiş kâr elde etmesine göz yumulmaması gerektiğini söyledi.