GÜNDEM HABERLERİ

AYM’den CHP’ye Ret: Siber Güvenlik Kararnamesi Anayasa’ya uygun bulundu

CHP’nin “yetki aşımı” iddiasıyla açtığı dava sonuçlandı. Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı’nın Siber Güvenlik Başkanlığı’na ilişkin kararnamesinin yürütme yetkisi kapsamında olduğuna hükmetti.

Abone Ol

Son Mühür / Yiğit Uzun- Türkiye’nin dijital geleceğini şekillendirecek önemli bir düzenleme, yargının en üst katında tarihi bir hukuk mücadelesine dönüştü.
Cumhurbaşkanlığı’nın “Siber Güvenlik Başkanlığı”nı kuran 7 Ocak 2025 tarihli ve (177) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK), içerdiği maddelerle yalnızca teknoloji çevrelerinde değil, siyaset ve hukuk dünyasında da geniş yankı uyandırmıştı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), söz konusu kararnamenin bazı hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak Yüksek Mahkeme, 3 Haziran 2025 tarihli kararıyla CHP’nin taleplerini oyçokluğuyla reddetti.

13 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan karar, Cumhurbaşkanlığı’nın dijital güvenlik politikalarındaki düzenleme yetkisini meşru bir yürütme yetkisi olarak tanımladı. Mahkeme, “siber güvenlik” konusunun idarenin bütünlüğü ilkesine dayalı olarak yürütme organının görev alanında bulunduğuna hükmetti.,

Meclis'ten Yüksek Mahkemeye uzanan itiraz dalgası

Başvuru, CHP’li milletvekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır öncülüğünde, toplam 130 milletvekili tarafından yapıldı.
Milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iki kritik hükmünü Anayasa’ya aykırı buldu:

  1. 7. maddenin (2) numaralı fıkrası: Siber Güvenlik Başkanlığı’na bağlı hizmet birimlerinin görev ve yetkilerinin, yasa ya da CBK yerine Başkanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesine olanak tanıması.

  2. 11. madde ve ekli liste: Başkanlığın merkez teşkilatına ilişkin 135 yeni kadronun ihdası.

CHP, bu düzenlemelerin yasama yetkisini yürütmeye devrettiğini, dolayısıyla Anayasa’nın 2, 6, 7, 8, 11, 104 ve 123. maddelerine aykırı olduğunu savundu.

Tartışmanın odağında "yönetmelik yetkisi"

CHP’nin en dikkat çekici itirazı, Başkanlığın alt birimlerinin görev ve yetkilerinin idari yönetmelikle belirlenmesine ilişkin düzenlemeydi.
Parti, bu yetkinin yasama alanına müdahale anlamına geldiğini ileri sürdü.

Ancak Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın CBK ile kurulan kamu tüzel kişiliklerinin teşkilat yapısını belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğunu hatırlattı. Mahkeme, CBK’nın konuya ilişkin temel çerçeveyi çizdiğini, detayların ise yönetmeliklerle belirlenmesinin hukuken mümkün olduğunu belirterek iptal talebini reddetti.

Karara Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, Yusuf Şevki Hakyemez ve Kenan Yaşar karşı oy kullandı.
Karşıoylarda, yönetmelikle yetki belirlemenin “belirsizlik doğurduğu” ve “hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturduğu” vurgulandı.

135 kadronun gizemi ve Yüksek Mahkeme'nin gerekçesi

CHP’nin ikinci itirazı, CBK ile 135 kamu kadrosunun ihdas edilmesine yönelikti.
Başvuruda, kamu kadrolarının “asli ve sürekli görevleri ifa eden kamu görevlilerini” kapsadığı ve bu konunun yalnızca kanunla düzenlenebileceği belirtildi.

Ancak AYM, önceki emsal kararlarına dayanarak, bakanlıklar ve CBK ile kurulan kamu kurumlarının teşkilat kadrolarına ilişkin düzenlemelerin yürütme yetkisi kapsamında olduğunu ifade etti. Bu gerekçeyle iptal talebi reddedildi.

Aynı dört üye Gökcan, Yıldırım, Hakyemez ve Yaşar, bu konuda da karşı oy kullandı. Üye Kenan Yaşar, karşıoy gerekçesinde “kadro ihdasının Anayasa’nın 128. maddesi anlamında münhasıran kanunla yapılması gerektiğini” belirtti.

CHP neden dava açmıştı?

CHP, Cumhurbaşkanlığı’nın siber güvenlik alanında kararnameyle düzenleme yapmasını yetki aşımı olarak değerlendirdi.
Partiye göre, bu tür düzenlemeler yalnızca TBMM eliyle yapılabilir; aksi halde yasama denetimi devre dışı kalır.

CHP’nin gerekçelerinde öne çıkan üç başlık şunlardı:

  • Siber güvenlik düzenlemelerinin temel hak ve özgürlükleri etkilediği için kanunla yapılması gerektiği,

  • Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin özel hayatın gizliliği ve kişisel veri koruması alanlarına dolaylı müdahale riski taşıdığı,

  • Başkanlığın bu yetkilerle TBMM denetiminden çıkmasının kuvvetler ayrılığı ilkesini zedeleyeceği.

Ancak AYM, bu iddiaları reddederek, siber güvenliğin “yürütmenin koordinasyon alanına giren teknik bir kamu görevi” olduğunu vurguladı.

Kararın anlamı ve etkisi

Yüksek Mahkeme’nin bu kararı, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin sınırları açısından önemli bir içtihat oluşturdu.
Mahkeme, yürütmeye dijital güvenlik, yapay zekâ ve bilişim politikaları gibi stratejik alanlarda bağımsız düzenleme yetkisi tanıdı.

Bu yönüyle karar, Türkiye’nin dijital egemenlik politikasına yargısal onay niteliği taşıyor.
Aynı zamanda yasama-yürütme dengesinin, özellikle teknik ve güvenlik temelli alanlarda nasıl şekilleneceğine dair yeni bir tartışma zemini yaratıyor.