GÜNDEM HABERLERİ

Ağustos’un korkunç tablosu açıklandı

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ağustos ayına ilişkin raporunu açıkladı. Rapora göre yalnızca bir ayda 29 kadın cinayeti işlendi, 28 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Platform, kadınların en çok aile bireyleri tarafından, evlerinde ve ateşli silahlarla öldürüldüğünü bildirdi.

Abone Ol

Son Mühür/Gamze Eskiköy- Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesini 14 yıldır sürdüren platform, Ağustos ayında 29 kadın cinayeti işlendiğini ve 28 şüpheli kadın ölümü kaydedildiğini duyurdu. Rapora göre öldürülen 29 kadından üçü boşanmak istemesi, barışmayı ya da evlenmeyi reddetmesi gibi kendi hayatına dair kararlar almak istediği için, yedisi ekonomik gerekçelerle, biri nefret bahanesiyle öldürüldü.

On sekiz cinayette ise bahanenin tespit edilemediği belirtildi. Platform, bu durumun kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasına neden olduğuna dikkat çekerek, faillerin cezalandırılmadığı ve önleyici tedbirler uygulanmadığı sürece şiddetin artarak devam edeceğini vurguladı.

Katiller çoğunlukla aileden

Rapor, kadınların büyük bölümünün en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüğünü ortaya koydu. Ağustos ayında yaşamını yitiren 29 kadından 16’sı evli olduğu erkek, dördü birlikte olduğu erkek, biri oğlu, biri kardeşi, biri işvereni, biri eski eşi, biri eski partneri, biri babası, biri akrabası, biri de tanımadığı bir kişi tarafından öldürüldü. Bir cinayette ise failin kimliği belirlenemedi. Böylece kadınların yüzde 72’sinin aile bireyleri tarafından öldürüldüğü kaydedildi.

Evler en tehlikeli yer

Kadın cinayetlerinin işlendiği mekânlara bakıldığında, evlerin en çok ölüme tanıklık ettiği görüldü. Ağustos ayında 17 kadın evlerinde, beşi sokakta, üçü işyerinde, biri ıssız bir yerde, biri kamusal alanda öldürüldü. İki kadının nerede öldürüldüğü tespit edilemedi. Buna göre kadınların yüzde 59’u evlerinde katledildi.

Silahlar birinci sırada

Cinayetlerde kullanılan yöntemler incelendiğinde, ateşli silahların başı çektiği görüldü. Kadınların 17’si ateşli silahlarla, yedisi kesici aletlerle, üçü darp edilerek, biri boğularak öldürüldü. Bir cinayette ise ölüm şekli belirlenemedi. Bu tabloya göre kadınların yüzde 59’u ateşli silahlarla hayatını kaybetti.

Diyanet ve bakanlıklara tepki

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yaptığı yazılı açıklamada, Medeni Kanun’un kadınların eşit yurttaşlık haklarının en temel güvencelerinden biri olduğuna dikkat çekti. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Medeni Kanun, kadınların eşit yurttaşlık haklarının en temel güvencelerinden biridir. Kadınların miras, boşanma, velayet, mal paylaşımı gibi haklarını koruyan bu yasa, eşitlik mücadelesinin en kritik dayanaklarından biri olmuştur. Ancak bugün siyasi iktidarın ve kurumlarının saldırılarıyla bu haklarımız zayıflatılmaya çalışılıyor.

Diyanet’in ‘kadınların miras payı daha düşük olmalı’ yönündeki açıklaması, açıkça Medeni Kanun’a ve kadınların eşit yurttaşlık haklarına yönelmiş bir saldırıdır. Bu söylemler, kadınları ikinci sınıf yurttaş haline getirmeye dönük sistematik politikaların parçasıdır.”

“Kadınların yaşam tarzı hedef alınıyor”

Platform açıklamasında, Diyanet’in Ağustos ayındaki hutbesine de dikkat çekti. Açıklamada, “Yine bu ayın başında Diyanet, hutbesinde yine kadınların yaşam tarzını hedef aldı. Kısa giyinmeyi ‘hayasızlık’ olarak tanımlayıp bunun ‘Allah’ın emrine aykırı’ olduğunu söyledi. Ayrıca ‘ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalanların büyük vebal altında’ olduğunu belirterek, kadınların kıyafet tercihlerini dini söylemlerle denetlemeye çalıştı. Bu açıklamalar, doğrudan kadınların yaşam tarzına müdahale anlamına geliyor ve kadınlar hedef haline getiriliyor” ifadelerine yer verildi.

Çağlayan’da eylem ve suç duyurusu

Platform, Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz Kampanya Grubu ile birlikte Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptıklarını ve Diyanet hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. “Biz de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak, Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz Kampanya Grubu ile birlikte Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklamamızı yaptık ve Diyanet hakkında suç duyurusunda bulunduk. Çünkü biliyoruz ki Medeni Kanun’u hedef almak, kadınların yaşam hakkını, eşitliğini ve özgürlüğünü hedef almaktır. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz: Medeni haklarımızdan da eşit yurttaşlık hakkımızdan da ödün vermeyeceğiz!” denildi.