ABD’nin nükleer komuta sisteminde hareketlilik yaşanıyor. Bugün, ABD Hava Kuvvetleri’ne ait High Frequency Global Communications System (HFGCS) üzerinden, 246 karakter uzunluğunda bir EAM (Emergency Action Message) yayınlandı. Uzunluğu ve yayın süresiyle dikkat çeken mesaj, açık kaynak takipçileri tarafından endişeyle karşılandı.
EAM’ler, genellikle nükleer kuvvetler, balistik denizaltılar ve stratejik bombardıman filolarına gönderilen şifreli komutlardır. Yayınlanan mesajın içeriği halka açık frekanslardan dinlenebilse de, mesaj yalnızca ilgili askeri birimler tarafından çözülerek uygulanabilir.
Mesajın Süresi ve Formatı Olağandışı
Mesajın yayın süresi yaklaşık 20 dakika sürdü ve defalarca tekrarlandı. Bu kadar uzun süreli ve çok karakterli EAM’ler, ya çoklu birimlere verilen ayrı ayrı emirleri ya da önem düzeyi yüksek bir stratejik bildirimi işaret ediyor olabilir.
Yayın İçeriği Şifreli
Örnek satırlar şöyle:
YPNIX3WH4PRJDNATO6QCJHVJMCQFHISI73S656QSQRRRR...
Bu gibi diziler, yalnızca özel kod anahtarlarına sahip askeri ekipmanlarla çözülebiliyor.
Jeopolitik Gerilimlere Bağlantı mı Var?
Mesajın zamanlaması, İsrail-İran hattında artan gerilim ve Çin-Pakistan hattından gelen askeri destek haberleriyle aynı güne denk geldi. Bu da bazı uzmanlara göre mesajın sadece bir tatbikat değil, gerçek zamanlı stratejik hazırlığın parçası olabileceğine işaret ediyor.
Uzmanlar ne diyor?
ABD merkezli bir açık kaynak askeri istihbarat takipçisi şu yorumu yaptı:
“EAM’lerin uzunluğu ve tekrar süresi genellikle kritik eşiğin üzerinde olduğunda, birimler arasında senkronize bir hazırlık veya teyakkuz anlamına gelir. 246 karakterlik mesaj, son yıllarda görülmüş en uzun mesajlardan biri olabilir.”
Gözler Stratejik Komuta Merkezi’nde
Pentagon ve StratCom (ABD Stratejik Komutanlığı) tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmış değil. Ancak amatör telsiz dinleyicileri ve OSINT (Açık Kaynak İstihbarat) analistleri, sistemdeki bu olağanüstü hareketliliğin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu gelişme, nükleer kuvvetlerin yüksek hazırlık seviyesine geçip geçmediği sorusunu yeniden gündeme getirdi.