İZMİR HABERLERİ

Uzmanlar İzmir'den uyardı: Türkiye su fakiri olma yolunda!

İzmir Kent Konseyi ve EKOSOS iş birliğiyle düzenlenen “İklim Kanun Tasarısı, İklim Krizi ve Su Paneli”nde uzmanlar, iklim krizi, su yönetimi ve çevre politikaları üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

Abone Ol

Son Mühür- 31 Mayıs 2025 tarihinde, İzmir Kent Konseyi ve Ekoloji ve Sosyal Gelişim Derneği (EKOSOS) iş birliğiyle düzenlenen “İklim Kanun Tasarısı, İklim Krizi ve Su Paneli”, geniş katılımla İzmir Kent Konseyi’nde gerçekleştirildi.

Panelin amacı, kamuoyunun iklim krizi, su yönetimi ve çevre politikaları konusunda farkındalığını artırmaktı.

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER), Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve EGEÇEP desteğiyle gerçekleştirilen panelde çeşitli uzmanlar söz aldı.

Toprak Yıldız: “İklim kriziyle mücadele bir bilinç ve dayanışma meselesidir.”

EKOSOS Başkanı Toprak Yıldız, yaptığı açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“İklim kriziyle mücadele yalnızca teknolojik çözümlerle ve yasal düzenlemelerle değil; düzenli eğitimlerle desteklenen toplumsal bilinç ve doğa ile uyumlu bir yaşam kültürüyle mümkündür. İzmir Kent Konseyi ve EKOSOS olarak, bu doğrultuda çevre ve ekoloji odaklı düzenli farkındalık eğitimleriyle toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi hedefliyoruz.”

Hakan Avşar: “Ekolojik gelecek için ortak akılla iklim kanunu şart”

Hakan Avşar, Antroposen çağında yaşanan çevresel krizlere karşı ekolojik temelli politikaların zorunlu hale geldiğini belirtti.

Avrupa Birliği’nin karbon borsaları ve sınırda karbon düzenleme mekanizması gibi araçlarla dönüşümünü hızlandırdığını vurgulayan Avşar, Türkiye’nin de benzer adımları atması gerektiğini ifade etti.

“Ekolojik sürdürülebilirlik için agroekoloji, doğru su politikaları ve ortak akılla hazırlanmış bir iklim kanunu kaçınılmazdır,” diyerek çağrısını yineledi.

Prof. Dr. Tayfun Özkaya: “Gıda egemenliği ve agroekolojik dönüşüm hayati önem taşıyor.”

Tarım Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Özkaya, endüstriyel tarımın iklim krizindeki payını %44-57 olarak belirtirken, çözümün agroekolojik tarım ve yerel gıda sistemlerinde yattığını vurguladı.

“Gıda üretim süreçlerinde yerelleşme, biyoçeşitlilik ve toprağın organik içeriğinin artırılması gibi stratejiler karbon salımını dramatik biçimde azaltabilir. Tarımda sadece üretim değil, gıda egemenliği, tohum bağımsızlığı ve tüketici sağlığı da gözetilmelidir.” dedi.

Özgecan Yalçın: “İklim değişikliği, su krizini derinleştiriyor.”

Çevre Mühendisi Özgecan Yalçın, iklim değişikliği ve su döngüsü arasındaki bağı dikkat çekerek, artan buharlaşma ve değişen yağış desenlerinin su kıtlığını derinleştirdiğini aktardı.

“Su krizinin sadece tarımı değil, halk sağlığını, gıda güvenliğini ve ekosistemleri de tehdit ettiğini” belirten Yalçın, yağmur suyu hasadı, gri su kullanımı ve doğa tabanlı çözümler gibi sürdürülebilir yöntemlere dikkat çekti.

M. Faruk İşgenç: “Su kaynakları azalıyor, şebekedeki kayıplar alarm veriyor"

Çevre Mühendisi M. Faruk İşgenç, iklim değişikliğinin Türkiye’deki su kaynakları üzerindeki etkilerini çarpıcı verilerle sundu.

İzmir’in içme suyu barajlarının doluluk oranlarındaki düşüş, yeraltı su seviyelerindeki azalma ve şehir şebekesindeki %28’i bulan su kayıp-kaçak oranı, durumun aciliyetini ortaya koydu.

Ayrıca, gemi söküm tesislerinin ve plastik atık ithalatının çevresel zararlarına dikkat çekerek, atık yönetiminin ve endüstriyel planlamanın iklimle bağlantılı düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Erhan İçöz: Tasarruf evde değil, tarımda yapılmalı

Jeofizik Yüksek Mühendisi Erhan İçöz, Türkiye’nin “su fakiri” olma yolundaki ilerleyişini detaylı verilerle anlattı.

“Suyun %69’u tarımda kullanılıyor. Bireylere yüklenen tasarruf çağrıları yanıltıcı. Asıl tasarrufun tarımda yapılması gerekiyor.” dedi.

Bu noktada, bireysel sulamalar yerine etkin kooperatifleşerek komünal sulamaya geçilmesi, vahşi sulamaya karşı damla ve yağmurlama sistemlerinin teşviki ve kaçak kuyuların önlenerek suyun kamusal ve ekolojik kullanımı çözüm önerileri arasında öne çıktı.