Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise en büyük sodalı gölü olan Van Gölü; yüzeydeki etkileyici manzaralarının yanı sıra su altındaki zenginlikleriyle de dikkat çekiyor. Dalış sporları ve sualtı etkinlikleri için önemli bir merkez haline gelen göl, metrelerce yükselen mikrobiyalit sütunlarıyla adeta başka bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Bilimsel açıdan değerli oluşumlar
Mikrobiyalitler, göldeki mineral bakımından zengin sodalı su ve mikroorganizmaların etkileşimi sonucu binlerce yılda oluşuyor. Bu yapılar, dünyanın çok az noktasında görülen nadir oluşumlar arasında yer alıyor ve hem jeoloji hem biyoloji açısından büyük önem taşıyor.
İnci kefaliyle görsel şov
Anadolu Sualtı Araştırmaları ve Sporları Derneği Temsilcisi Dr. Cihan Önen, Bitlis’in Tatvan ilçesinde gerçekleştirdiği dalışta, sürüler halinde gezen inci kefallerini ve mikrobiyalitlerin oluşturduğu eşsiz manzarayı görüntüledi. Önen, “Van Gölü’nün derinliklerinde metrelerce yükseklikte devasa mikrobiyalit sütunları bizi karşılıyor. Sütunların arasında dolaşan inci kefalleri adeta görsel bir şov sergiliyor. Bu güzelliğin herkes tarafından görülmesi gerekir” dedi.
Turizm potansiyeli yüksek
Uzmanlar, Van Gölü’nün hem su altı turizmi hem de ekolojik gözlem açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Dalış meraklıları için benzersiz deneyimler sunan göl, aynı zamanda bölge turizmine de önemli katkı sağlıyor.