Son Mühür/ Begüm Mol- Türkiye genelinde bilim ile toplum arasındaki iletişimi güçlendirmek amacıyla Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) koordinasyonunda başlatılan “Bilim İletişimi Ofisi - Bilim Kafe Etkinlikleri” kapsamında Ege Üniversitesi’nde dikkat çeken bir söyleşi düzenlendi.
“Güncel Bilim Işığında Koruyucu Kalp Sağlığı ve Modern Tedaviler” başlıklı etkinlikte, halk sağlığı açısından büyük önem taşıyan kalp damar hastalıkları ve tedavi yöntemleri konuşuldu.
Bilim, toplumla buluşunca anlam kazanır
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, bilimsel bilginin değer kazanmasının yolunun topluma ulaşmasından geçtiğini vurguladı. Bilimin sadece akademik çevreye değil, toplumun her kesimine hitap etmesi gerektiğini belirten Budak, şu ifadeleri kullandı:
“Bilimsel bilginin anlamı, onun toplumla buluşmasıyla ortaya çıkar. Bu anlamda bilim, bir sosyalleşme ve iletişim hadisesidir. Üniversitemizde üretilen bilgiyi kampüs sınırlarının ötesine taşıma sorumluluğumuz var.”
“Bilgi, ancak paylaşıldığında değer kazanır”
Rektör Budak, toplumla kurulan bu tür bağların kalıcı faydalar sağladığını belirterek, “Bilgi, ancak paylaşıldığında faydaya dönüşür. Tecrübe, muhatabına ulaştığında toplumu dönüştürür. Bilim insanı sadece bilen değil, bildiğini paylaşan kişidir.” dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a da etkinlik fikrine öncülük ettiği için teşekkür eden Budak, emeği geçen akademisyenlere ve katılımcılara minnettarlığını dile getirdi.
Kalp damar hastalıkları hala en yaygın ölüm nedeni
Söyleşide konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Serkan Ertugay, kalp damar hastalıklarının Türkiye’de en sık görülen ölüm nedeni olduğunu vurguladı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, özellikle 75 yaş üzeri bireylerde kalp-damar tıkanıklıkları ölümlerin başlıca sebebi. Pandemi döneminde bu hastalıkların daha da arttığını belirten Ertugay, “Covid-19, akciğerlerin yanında doğrudan kalp krizine de sebep olabiliyor. Çünkü vücutta pıhtılaşmayı artırıyor.” açıklamasında bulundu.
Genetik miras, yaşam tarzıyla değiştirilebilir
Doç. Dr. Ertugay, kalp hastalıklarına neden olan risk faktörlerini şöyle sıraladı: Genetik yatkınlık (birinci derece akrabalarda kalp hastalığı), Sigara ve tütün kullanımı, Obezite, Hareketsiz yaşam, Yüksek tansiyon,
İnsülin direnci ve yüksek kolesterol.
Genetik mirasa sahip bireylerin yaşam tarzı değişikliğiyle bu riski azaltabileceğini vurgulayan Ertugay, özellikle sağlıklı beslenmenin ve düzenli egzersizin önemine dikkat çekti.
Beslenme ve egzersiz önerileri
Kalp sağlığı için önerilen yaşam tarzı değişikliklerini sıralayan Ertugay, şu tavsiyelerde bulundu:
Günlük tuz tüketimi 5 gramın altına indirilmeli, Sebze ve meyve ağırlıklı, tam tahıllı ve lifli gıdalar tercih edilmeli, Et tüketimi sınırlanmalı; tavuk ve balık derisiz olarak tüketilmeli, Yapay tatlandırıcılardan uzak durulmalı, Haftada en az 150 dakika egzersiz yapılmalı.
Tedavi seçenekleri: Stent ve bypass
Doç. Dr. Ertugay, kalp damar hastalıklarında en sık kullanılan tedavi yöntemlerini de anlattı. Stent tedavisinin damarın balon yardımıyla genişletilmesi ve açık tutulması için uygulandığını belirten Ertugay, bypass cerrahisinde ise tıkanıklığın etrafından dolaşan damarlarla kan akışının yeniden sağlandığını ifade etti.
Ancak bu tedavilerin hastalığı tamamen ortadan kaldırmadığını hatırlatan Ertugay, “Tedavi sonrası doktorun reçete ettiği ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalıdır” dedi.
Katılımcılardan yoğun ilgi
Söyleşide, kalp damar hastalıklarının yanı sıra felç ve benzeri damar rahatsızlıkları da ele alındı. Doç. Dr. Serkan Ertugay, sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtlayarak sağlık konusunda bilinç oluşturmayı amaçladı.
Etkinlik sonunda Doç. Dr. Serkan Ertugay ve moderatör Öğr. Gör. Ebru Kalyoncu’ya “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.