Son Mühür - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan ilk Aktif Yaşlanma Endeksi (AYE), ülkenin demografik yapısındaki dramatik değişimi gözler önüne serdi. Bu rapor, Türkiye'nin yaşlanma sürecinde Avrupa'nın gerisinde kaldığını ortaya koydu.
Türkiye’nin yaşlı nüfusu 9 milyon 112 bini aştı
TÜİK'in verilerine göre, Türkiye'nin 65 yaş ve üzeri nüfusu 2024 itibariyle 9 milyon 112 bin 298 kişiye ulaşmış durumda. Bu, ülkenin yaşlanan nüfus oranının ne denli yüksek olduğunu gösteriyor. 2019'da %9,1 olan 65 yaş ve üzeri oranı, 2024'te %10,6'ya çıkarak ciddi bir artış gösterdi. Eğer bu trend devam ederse, 2030’da bu oran %13,5, 2040’ta %17,9, 2060’ta %27 ve 2100’de %33,6’ya ulaşacak.
Doğu karadeniz önde güneydoğu geride
TÜİK verileri, Türkiye’nin farklı bölgelerinde aktif yaşlanma göstergelerinin büyük farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. AYE endeksinin en yüksek olduğu bölge 33,3 ile Doğu Karadeniz olurken, en düşük oran ise 26,9 ile Güneydoğu Anadolu’da kaydedildi. Ayrıca, istihdam bileşeninde Doğu Karadeniz, 42,2 ile zirvede yer alırken, Batı Anadolu bölgesi 22,3 ile en düşük değerleri gördü.
Kadınlar erkeklerden geride
Aktif yaşlanma endeksi, cinsiyet temelli büyük farklar da gösteriyor. TÜİK'in verilerine göre, erkeklerde AYE 34,5, kadınlarda ise 25,3 olarak belirlendi. Bu durum, kadınların aktif yaşlanma sürecinde erkeklere göre daha dezavantajlı durumda olduğunu gösteriyor.
Türkiye, Avrupa’nın gerisinde kaldı
Türkiye’nin AYE değeri 2024’te 29,7’ye yükseldi, ancak bu artış, ülkenin hâlâ Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan 36,8’in oldukça gerisinde kaldığını gösteriyor. Türkiye, AB ülkeleri arasında 28 ülkenin 7’sini geride bırakırken, kadınlar açısından durum daha da vahim. Türkiye’de kadınların AYE değeri 25,3 iken, AB ortalaması 35,3. Bu büyük fark, Türkiye’de kadınların yaşlanma sürecinde karşılaştığı engelleri ve fırsat eşitsizliklerini gözler önüne seriyor.
Yaşlı nüfusun topluma katılımı zorlaşıyor
TÜİK verilerine göre, topluma katılım bileşeninde en yüksek değeri 17 ile İstanbul alırken, Doğu Karadeniz 9,2 ile en düşük sıralarda yer alıyor. Bu da, yaşlı nüfusun toplumsal yaşama katılımının bölgeler arası farklılıklar gösterdiğini ve bu sürecin daha fazla iyileştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.