Son Mühür / Yağmur Daştan- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde çalışan DİSK Genel-İş üyesi işçiler, üç aydır ödenmeyen sosyal haklar ve “havuz” sisteminde bekletilen çalışanlar nedeniyle bugün itibarıyla iş bıraktı. 2025 yılının işçiler için oldukça zorlu geçtiğini belirten Türk İş Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, özellikle yarı kamu çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları değerlendirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bazı ilçe belediyelerinde sorunların çok büyük olduğunu söyleyen Başkan Çakmak, “Kendi koltuklarını korumak için fazla yığılma yaptıklarından bugünlere gelindi. Bugün de çözüm odaklı olmadıkları ve bencil oldukları için sorunlar yaşanıyor” dedi. Çakmak ayrıca, Büyükşehir’de örgütlü sendikalara da çağrı yaptı, “Bu iş, Türkiye işçi sınıfının ortak meselesi. Ya birlikte mücadele edeceğiz ya da teslim olacağız. Teslim olmak da asla bize yakışmaz” dedi.
‘Her gün yeni bir sorun her gün kaos’
İzmir’de 2025 yılında işçi sınıfının geçim karnesinin sağlıklı olmadığının altını çizerek açıklamalarına başlayan Başkan Çakmak, “Ekonomik olarak da huzur olarak işçilerimiz hiç mutlu değil. İşçilerin en büyük korkusu işlerinin güvenliği. İşçide ‘Yarın işe gidecek miyim yoksa gidemeyecek miyim?’ korkusu var. Bu, özel sektör için de geçerli yarı kamu için de… Her gün bir kaos her gün yeni bir sorun hakim. 2025 yılında toplu sözleşmelerimizi bitirdik, yavaş yavaş kongrelere geçiyoruz. Kendi açımızdan bu süreci iyi götürdüğümüzü, kaosu olabildiğince engellediğimizi düşünüyoruz. Raylı sistemde, İZDENİZ’de, Grand Plaza’da; seramiklerde, yağlarda, tütünlerde toplu sözleşmelerimizi bitirdik. Bu sene sokaklardaydık, sahadaydık. Fakat yeterli mi, hayır. Bu rakamlarla, bu asgari ücretle, bu açlık sıkıntılarıyla baş etmek için mücadele veriyoruz” diye konuştu.
“Bencil oldukları için sorunlar yaşanıyor”
“Bu yıl İzmir’in kalbinde bazı sıkıntılar oldu” sözleriyle devam eden Başkan Çakmak, “İzmir’in işçi sınıfının halkın önüne atılmasıyla büyük sıkıntılar yaşadık. Resmen işçileri halkın önüne attılar. Malum, KESK olayı ile başladı; DİSK ile devam etti. Sonrasında Belediye İş’te örgütlü 368 arkadaşımızın iş akdinin feshi ile çok büyük huzursuzluklar yaşandı. DİSK’in 11 günlük grevi vardı, tatsız şeyler oldu, bordrolar havada uçtu. Bordroları havada uçurarak kamuoyunda farklı bir algı yarattılar. Bu algı ne kendilerine ne halka ne de işçiye yaradı. Aksine motivasyon ve iş barışını tamamen yerle bir ettiler. Bugün İzmir’de işçinin gönüllü olarak işe gittiğini düşünmüyorum. Bu sadece Büyükşehir Belediyesi için de değil; ilçe belediyelerinde de sıkıntılar almış başını gidiyor. Otomatik olarak bu kentin geneline yansıyor. Kendi koltuklarını korumak için fazla yığılma yaptıklarından bugünlere gelindi. Bugün de çözüm odaklı olmadıkları ve bencil oldukları için sorunlar yaşanıyor. Çözümü düşünürsen çözüme ulaşırsın fakat kaostan beslenmek istiyorsan kaosa ulaşırsın. Tıpkı bugünkü gibi…” ifadelerini kullandı.
“O raydan hep birlikte çıkarız”
Bu dönemde yerel yönetimlerin en büyük eksikliğinin diyalog eksikliği olduğunun altını çizen Çakmak, “Gelen yok, giden yok. Arayan yok, soran yok. Alacaklarımız var, ödenmeyenler var… 2026 yılında yine toplu sözleşmeler var. Bir tarafı bitiremedik ki öbürüne hazırlanalım. Seçildiniz geldiniz, oturup bir konuşamadık bile. ‘Hep ben’ derseniz bu işler olmaz. Sürekli grev ve eylem olduğu konuşuluyor, bunun nedeni dengeyi kuramamak. Ben 1994 yılından bu yana çalışma hayatındayım, 7 ila 8 tane iş kolunda çalıştım. Gel gelelim, biz eskiden karşımızdaki kişinin maaşını bilmez ‘Bereketlenir’ derdik. Orada bir bereket, liyakat vardı. Tabii gruplara ve liyakate dayalı bir ücret politikamız vardı. Ahmet ile Mehmet aynı maaşı aldığında olmaz. İzmir’de göreve geldiğimde bazı şeylere şahit oldum ve çok utandım. Demiryol İş Sendikası’nın toplu sözleşmeleri sırasında bir makiniste verilen parayı gördüğümde çok şaşırdım. Makinist, koskoca metroyu kullanıyor. Bu parayı o kişiye verirsen, bir gün raydan çıkar; sadece o da değil, o raydan hep birlikte çıkarız” dedi.
“Daire başkanlarına, müdürlere sesleniyorum!”
“Akşama kadar çöpün arkasında gezen, senin benim atığımı toplayan adamı koruyacaksın. Kanalizasyona giren adamı koruyacaksın. Sen girebiliyor musun kanalizasyona?” sorusuyla devam eden Çakmak, “Grev oldu çöp topladılar, o da göstermelik. Kanalizasyona da girin görelim. Başkanların yanından geçmediği yere adam bodoslama girip temizlik yapıyor. Benim işçim sabahın köründe insanlara ekmek yapacağım diye uğraşıyor. Bir yönetici işçinin cebindeki parayı sokakta tartıştırıyorsa buraya kocaman bir soru işareti koyup beklemeli. Bu kent 5 milyon. Bu kenti işçiler taşıyor; onlar temizliyor, ulaşımını sağlıyor. Sabah kalkıp kapıdan dışarı çıktığın an o işçilerle karşılaşıyorsun. Hiç mi vicdanın sızlamıyor? Daire başkanlarına, müdürlere sesleniyorum: İşinizi kaybettiğinizde işçi olduğunuzu bilirsiniz. Şimdi yöneticisiniz ama yarın o işten ayrıldığında her şeyin farkında olacaksınız. Ömrünüz boyunca daire başkanı, müdür olmayacaksınız. İşçiye adaletli davranın, işçiye parasını verin, işçi de işine baksın” mesajı verdi.
Havuz Sistemi çıkışı: Bu işi çözecek olan İl Başkanı’dır, Genel Merkez’dir!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde özellikle son günlerde tartışmaların odağına oturan ‘Havuz sorunu’nu da yorumlayan Çakmak, “O sistem resmen bir cinayet” dedi. Çakmak, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bu havuz sistemini kim önerdiyse, kim ortaya attıysa onlara hakkımızı helal etmiyoruz. Maaş vermiyorsun, SGK yatırmıyorsun, iş vermiyorsun ‘Git evine otur ve bekle’ diyorsun. Bu bir cinayettir. Türk İş’e bağlı yerel işletmelerde şu anda havuza giden işçimiz yok ama DİSK’e bağlı işletmelerde hemen hemen 500 ila 600 kişinin havuzda olduğu konuşuluyor. Bu bir an önce bitirmeli, yarın bunun bedeli çok ağır olur. Resmen işkence gibi bir sistem, zulüm. Bugün ‘Seni beğenmiyorum, yürü havuza!’ deniliyor. Böyle bir şey olamaz. Adaletli değilsiniz! Herkes birbirine kızgınlığını, iç siyaset politikalarını, iç çatışmalarını işçiye yansıtıyor. Buradan CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç’e de sesleniyorum: Bu işi derhal bitirecek olan il başkanıdır, CHP Genel Merkezi’dir. Eğer bu iş çözülmüyorsa orada neden oturuyorsunuz?”
“Ya mücadele edeceğiz ya teslim olacağız”
Yakında bu konuyla ilgili KESK’e ve DİSK’e çağrıda bulacağını da belirten Çakmak, “Şu anda DİSK’in eylem kararına saygı duyuyor ve izliyoruz. Arkasından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kim örgütlüyse hepsine ortak bir çağrıda bulunacağım. Bu iş sadece DİSK’in meselesi değil. Bu iş sadece KESK’in meselesi değil. Bu iş sadece Türk İş’in de meselesi değil. Bu iş, Türkiye işçi sınıfının ortak meselesi. Bu kötü bir örnek, ‘Ben yaptım, oldu’ denilen bir örnek. Adamı ya çalıştırın ya da helalleşin. Süreci izliyoruz, görüyoruz, gereğini yapacağız! Ya birlikte mücadele edeceğiz ya da teslim olacağız. Teslim olmak da asla bize yakışmaz” dedi.
“Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı ile mi çözeceğim?”
Geçtiğimiz 26 Kasım’da İzmir Büyükşehir Belediyesi genel sekreteriyle görüştüklerini ve ‘Gelin bu işi birlikte çözelim’ çağrısı yaptıklarını söyleyen Çakmak, “Bugün 8 Aralık, aradan 12 gün geçmiş bir dönüş yok. Ben bunları gidip Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı ile mi çözeceğim? Ben Türk İş Ege Bölge Başkanıyım. Uşak’a, Manisa’ya, Aydın’a, Muğla’ya gidiyorum, diğer illerde böyle bir şey görmedim. Dibi dibine etken! Menemen, Aliağa, Dikili, Bornova, Narlıdere, Balçova’da sıkıntı yok. Buca’da, Konak’ta, Karşıyaka’da, Büyükşehir’de sıkıntı çok. Neden çok? Dün bu sıkıntılar yoktu bugün niye var? Sen işlerini işçinin cebinden kısarak mı yapacaksın? Siz koltuk savaşlarınız için bu insanları işe aldınız, bizlerin görevi ise bu insanlara sahip çıkmak. Kim olursa olsun, adı ‘İşçi’ ise ben herkesin başkanıyım, herkesi korurum. İşçiler birlik olursa yer yerinden oynar! Yavaş yavaş İzmir’de de yer yerinden oynayacak gibi görünüyor. Sana çay vermezsek içemezsin, kahvaltını önüne getirmezsek yiyemezsin. Arabanı sürmezsek bir yere gidemezsin. Vatandaşa eziyet etmeyi asla istemiyoruz, onlara hizmet etmekle mükellefiz. Ancak biz de karşılığında emeğimizin hakkını istiyoruz. 2025 bitmeden bu sorunları çözmemiz lazım, eğer çözemezsek 2026’da sıcak günler bizi bekler” diye konuştu.