Kayseri’de görülen karşılıklı boşanma davasında, resmi nikah yapılmasına rağmen fiilen evlilik birliği kurulamayan çiftin yaşadıkları yargıya taşındı.
Yerel mahkemenin kadını ağır kusurlu bularak tazminata hükmettiği dava, temyiz sürecinde farklı bir boyut kazandı.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tarafların kusur durumunu yeniden değerlendirerek dikkat çeken bir karara imza attı.
Evlilik birliği fiilen kurulamadı
Kayseri Aile Mahkemesi’nde görülen davada, çiftin düğün sürecinin ardından birlikte yaşamaya başlayamadığı ve evlilik birliğinin fiilen hayata geçirilemediği belirtildi.
Yaşanan süreç sonrası taraflar karşılıklı olarak boşanma davası açtı. Dava dilekçelerinde evlilik sürecinde yaşandığı iddia edilen olaylara yer verildi.
Erkek tarafı hakaret ve aile müdahalesini ileri sürdü
Erkek tarafı, eşinin düğün sürecinde kendisine hakaret içerikli mesajlar gönderdiğini öne sürdü. Kadının ailesinin evliliğe sürekli müdahil olduğunu savunan davacı, bu durumun evliliği daha başlamadan çıkmaza sürüklediğini belirtti. Erkek tarafı, yaşananlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu.
Kadın tarafı kıskançlık ve gizli takip iddiasında bulundu
Kadın ise savunmasında eşinin aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini ifade etti. Sosyal medya hesaplarının rızası dışında kontrol edildiğini belirten kadın, eşinin kendisine isimsiz çiçekler göndererek sadakatini ölçmeye çalıştığını, bu yolla bir tür tuzak kurulduğunu savundu. Bu davranışların kendisi üzerinde baskı oluşturduğunu dile getirdi.
Yerel mahkeme kadını ağır kusurlu buldu
Kayseri Aile Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda kadının kusurunun daha ağır olduğu kanaatine vardı. Mahkeme, erkek lehine toplam 55 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Karar, taraflarca temyiz edilerek Yargıtay’a taşındı.
Yargıtay güven sarsıcı davranışlara dikkat çekti
Dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yüksek mahkeme, erkeğin eşine güvenmeyerek gizlice çiçek göndermesinin ve kıskanç tavırlar sergilemesinin tanık beyanlarıyla sabit olduğunu vurguladı.
Kararda, bu tür davranışların evlilik birliğini temelinden sarsan güven zedeleyici eylemler arasında yer aldığı belirtildi.
Kusur oranları eşit kabul edildi
Yargıtay, tarafların tüm davranışları birlikte değerlendirildiğinde kusur oranlarının eşit olduğu sonucuna ulaştı.
Hukuk kuralları gereği eşit kusurlu eşlerin birbirlerinden maddi ya da manevi tazminat talep edemeyeceğine dikkat çekildi. Bu gerekçeyle kadın aleyhine verilen tazminat hükümleri kaldırıldı.
Karar kesinleşti
Bozma kararının ardından yeniden görülen davada yerel mahkeme, Yargıtay’ın değerlendirmesine uyarak her iki tarafın da tazminat taleplerini reddetti. Yapılan son temyiz incelemesiyle bu karar onanarak kesinleşti.