Son Mühür/Sercan Engerek- Kamu Hakem Kurulunun milyonlarca kamu emekçisine yoksulluk sınırının altında maaş oranlarını kabul etmesine tepkiler dinmiyor. Memur-Sen ve Kamu-Sen’in Hakem Kurulunun toplantısına katılmasını eleştiren Prof. Dr. Aziz Çelik, “Bir yandan Kurulun toplanmasını sağlayacak çoğunluğu sağlayacaksın, son dakikaya kadar toplantıda kalacaksın ve karar aşamasında ayrılacaksın. Sonuçta karşı oy yazısı bile yazamayacaksın!” diye tepki gösterdi. “Yetkili sendikalar Hakem Kurulu toplantısına katılmasaydı zam konusu Meclise gelecekti” diyen Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz ise Kuruldan çıkan zammı “sefalet ücreti” diye yorumladı. KESK İzmir Şubeler Platformu da tarih vererek grev çağrısı yaptı.
Milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamayınca devreye giren Kamu Hakem Kurulunun dördüncü toplantısından memura ve memur emeklisine 2026 için yüzde 11, ikinci altı ayı için yüzde 7, 2027’nin ilk altı ayı için yüzde 5 İkinci altı ay için de yüzde 4 zam çıktı. Teklif 2027'nin ilk altı ayı için sadece 1 puan artırıldı.
Teklifin ardından Kamu-Sen ve Memur-Sen, Hakem Kurulundan çekildiklerini açıkladı. Memur-Sen’in sosyal medya hesabında yapılan açıklamada, “Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşmede toplantı tutanağı ile kayıt altına aldığımız 58 kazanım Hakem Kurulunda oylandı. Verdiğimiz tepkiler ve Hakem Kurulundaki ısrarımızla bazı olumlu adımlar atıldı ama bunlar sorunu çözmez. Hakem Kurulundan çekildik” denildi.
“Sayıştay Başkanı ile akademisyen üyenin karara katılması manidardır”
Fakat Memur-Sen ve Kamu-Sen’in Hakem Kurulunun toplantısına üye göndermesi eleştirilerin odağında yer alıyor. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Aziz Çelik, Kamu Hakem Kurulunun yapısını gündeme getirdi.
Kurulun toplantısına 10 üyenin katıldığını, böylece Kurulun toplanması ve karar alınmasının sağlandığını belirten Çelik, “Ancak bu 10 üyenin 4'ü kararı imzalamadı (Memur-Sen ve Kamu-Sen’in üç temsilcisi ile Cumhurbaşkanı tarafından sendikaların önerdikleri havuzdan atanan 1 akademisyen üye). Kararı Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanan 6 üyenin tamamı (Sayıştay Başkanı ve Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanan akademisyen dâhil) imzaladı. Kurulun bürokrat üyelerinin hükümetten aldıkları talimatla hareket ettikleri açık. Ancak Anayasal bir kurum olan Sayıştay Başkanı ile kurulun akademisyen üyesinin de karara katılması oldukça manidar!” dedi.
“Bu iki üyenin tarihsel sorumluluğunun altını çizmek lazım” diyen Çelik, “Eğer farklı bir tutum alabilselerdi Kurul kararı farklı yönde çıkardı” yorumunu yaptı.
“Hiç olmazsa karşı oy yazısı yazsaydınız”
Çelik’e göre Memur-Sen ve Kamu-Sen toplantıya katılarak kararın alınmasını sağladı. Sendikaların son dakikada Kuruldan ayrıldıkları için karara muhalefet şerhi (Karşı oy) dahi yazamadıklarına dikkat çeken Çelik, tepkilerini şöyle dile getirdi:
“Böylece Kuruldan çekilmenin boş bir şov olduğu ortaya çıktı! Tam bir beceriksizlik örneği! Bir yandan Kurulun toplanmasını sağlayacak çoğunluğu sağlayacaksın, son dakikaya kadar toplantıda kalacaksın ve karar aşamasında ayrılacaksın. Sonuçta karşı oy yazısı bile yazamayacaksın! Madem Kurul toplantısına katıldınız, sonuna kadar devam etseydiniz, hayır oyu kullansaydınız ve hiç olmazsa şöyle okkalı bir karşı oy yazısı yazsaydınız! Ya da önerdiğimiz gibi hiç katılmasaydınız!”
Nihat Filiz: Zam konusu Mecliste görüşülebilecekti
Yetkili sendika Memur Sen’e bir eleştiri de Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Nihat Filiz’den geldi. Filiz, Memur-Sen ve Kamu-Sen’in Hakem Kurulunun toplantısına katılmasını “iktidara can simidi oldular” diye yorumladı.
Filiz, Hakem Kurulunun açıkladığı zam teklifini reddettiğini belirterek Meclis vurgusu yaptı. Memur-Sen ve Kamu-Sen Hakem Kuruluna üye göndermemeleri durumunda zam konusunun Mecliste tartışılabileceğine dikkat çeken Filiz, “Memur-Sen ve Kamu-Sen Hakem Kuruluna gitmeyeceklerini açıklamışlardı. Ancak sonra Hakem Kuruluna üye gönderdiler. 11 kişilik Hakem Kurulunun yapısı da Cumhurbaşkanı’nın atadığı yedi, Memur-Sen’in iki, Kamu-Sen’in iki üyesinden oluşuyor. Memur-Sen ve Kamu-Sen hükümetin önerdiği zam teklifine meşruluk kazandırdı. Toplantıya girip çıkmış olsalar dahi, bu zam teklifinin onaylanması anlamına geliyor. Hakem Kuruluna hiç gitmemeleri gerekiyordu. Eğer Kurula katılmasalardı, zam konusu Meclise gelecek ve Mecliste görüşülecekti. Toplumsal muhalefet bu süreçte harekete geçebilirdi. Yani her iki sendika da hükümetin elini güçlendirmiş oldu. Sendikalar hükümete yönelecek tepkiyi, kendilerine doğru yöneltmiş oldular” diye konuştu.
Nihat Filiz, toplu sözleşme olsa da son sözü Hakem Kurulunun söylediğini, buna karşı yaptırım gücünün olmadığını belirtti. Filiz, “O anlamda yasanın toplu sözleşme ve grev hakkına dönüştürülmesi gerekir” çağrısında bulundu.
KESK’ten grev çağrısı
Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesine ilişkin Hakem Kurulunun kararı 27 Ağustos 2025'te Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra KESK İzmir Şubeler Platformundan da açıklama yapıldı. Toplu iş sözleşmesi sürecinde 81 ilde iş durdurulduğu hatırlatılan açıklamada “Yetkili sendika ve ekürisi sendika yine Hakem Kuruluna üye göndererek kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 8. kez kaybetmesine sebep oldu. Yetkili sendika üyelerinden çekindiği için önce hükümetin verdiği zammı kabul etmediğini sonra Hakem Kuruluna baş vurmayacağını söyledi. Peki sonrasında ne yaptı? İki üyesini Hakem Kuruluna göndererek sürecin devamını sağladı” denildi.
“Sevgili Memur-Sen ve Kamu-Sen temsilcileri, 6,5 milyon insan ile dalga geçmeyi bırakın!” diye seslenilen açıklamada 1 Eylül Pazartesi günü için iş durdurma çağrısı yapıldı:
“Yedi dönemdir sizlerin sayesinde bizler kaybettik ve bir avuç sendika patronu olarak sizler kazandınız. Eğer gerçekten kamu emekçilerine ve emeklilerine değer veriyorsanız haydi pazartesi günü hükümete uyarı için 1 Eylül'de bir günlük iş bırakalım. Biliyoruz ki yapacağımız birleşik emek mücadelesi ile kamu emekçileri ve emeklilerinin kayıplarını önleyebiliriz.”