Son Mühür - Ayşegül Koç / EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) Meclis Üyesi Dr. Ahmet Özken, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı payın düşük olduğunu vurgulayan Özken, ülkenin 2023 yılında 261 milyar dolarlık ihracata karşılık 344 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdiğini ve dış ticaret açığı olduğunu ifade etti.

“Türkiye’de ciddi dış ticaret açığı var”

Küresel ekonomik dinamikler ve bölgesel savaşların yaşandığı bu süreçte dünya ekonomisinde de büyük değişimlerin yaşandığını belirten Özken, Türkiye'nin ihracat ve ithalat performansına dair önemli veriler paylaştı. Özken;  “Özellikle bölgesel savaşlar, Rusya savaşının halen kısmen de olsa devam ediyor olması, ekonomik anlamda o bölgenin gerçekten de hem tahıl hem gıda anlamında bütün dünyaya ürün veren bir bölge konumunda olduğu için ciddi anlamda sıkıntılar yaşandı. Sonrasında yaşanan Ortadoğu'daki İsrail, Gazze, Batı Şeria, orada yaşanan sıkıntılar, savaşlar ve zulüm dolayısıyla hem Ortadoğu hem de içinde bulunduğumuz bölgeyi ve dünya ekonomisini etkiledi. Ama şuna bakmakta fayda var. Pastanın hangi diliminden ne kadar fazla pay alabileceğiniz, ne ürettiğinize ve sattığınıza bağlı. Dolayısıyla sizin üretiminizde ve satışınızdaki rakamlar bize ihracat rakamları ile ilgili verileri veriyor.

Dünya ekonomisini değerlendirdiğimizde ve son üç yıla baktığımızda, yaklaşık 24, 25 trilyon dolarlık bir dünya pastası var. Peki bu pastanın içerisinde en büyük payları kimler alıyorlar? İlk on ülkeye baktığımızda en başta tabii ki Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika ve Almanya'nın geldiğini görüyoruz. 24,25 trilyon dolarlık pastanın en büyük dilimini 3 trilyon doları aşan pasta payı ile Çin alıyor. Çin’i Amerika ve Almanya takip ediyor. Amerika 2,3 trilyon dolar, Almanya'da 1,8 trilyon dolar alıyor. Dünya ekonomisinde birkaç ülkeyi Türkiye ile karşılaştırmakta fayda var. Türkiye geçen yıl 261 milyar dolar ihracat yaptı. Biz sadece bu 25 trilyon dolarlık pastanın içerisinde yüzde birlik bir pay alıyoruz. Türkiye ekonomisi şu anda nerede, yani biz ihracat anlamında neredeyiz? Dolayısıyla bize yakın nüfus olarak konjonktür olarak coğrafya olarak yakın birkaç ülkeye de bakmakta fayda var. Güney Kore, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1960’lı yıllarda Türkiye'nin altında olan bir ülke. Geçen yıl Güney Kore’nin yapmış olduğu ihracat 935 milyar dolar.

Güney Kore bizim neredeyse dört katımız ihracat yapmış. Türkiye’de toplam nüfusun beşte bir nüfusuna sahip olan Avrupa'nın göbeğindeki Hollanda. 17 milyon nüfusla geçen yıl 980 milyar dolar ihracat yapmış. Tayland, Tayvan gibi ülkeler de bizim için önemli. Çünkü bunlar teknoloji üretiyorlar. Tayvan’a baktığımızda 780 milyar dolarlık ihracatla geçen yılı kapattığını görüyoruz. Az önce saydığım ülkelerin ihracatı, ithalatlarının üstünde, bu dış ticaret fazlası veriyorlar demek. Yani sattığım aldığımdan daha fazla demek ki ekonomik olarak daha iyiyim. Türkiye olarak biz neredeyiz? 261 milyar dolar ihracat yapmışız. Karşılığında 344 milyar dolar ithalat yapmış, ciddi bir dış ticaret açığı var ve Türkiye'de hiçbir zaman genel anlamda dış ticaret fazlası veremedik” diye konuştu. 

Ahmet Özken (1)“Ne işveren mutlu ne de çalışan”

Her iki tarafın da memnun olmadığı bir dönem yaşıyoruz diyen Özken; “Geçmiş yıllarda farklı değerlendirmeler olabiliyordu. İşverenin memnun olup, çalışanların memnun olmadığı bir dönem yaşadık. Çalışanların memnun olup, işverenin memnun olmadığı bir dönem yaşadık. Ancak her iki tarafında memnun olmadığı bir dönem yaşamamıştık, onu da şimdi yaşıyoruz. Sanayi odasında, meclisinde kürsüye çıkıp sanayicilerimiz, üreticilerimiz dertleniyorlar. Bu maliyetlere katlanamıyoruz diyor. Asgari ücret maliyeti şu anda 590 Euro, işveren için konuşuyorum. Mısır'a gidiyorsunuz. 250 dolara asgari ücretli personel çalıştırabiliyorsunuz.

Dolayısıyla birçok sektör şu anda Mısır'a, Pakistan'a, Hindistan'a kayıyor. Özellikle İzmir ve Ege Bölgesi’ndeki üreticiler ve Türkiye'deki üreticiler için konuşuyorum. Girdi maliyetleri arttı, vergi ödemeleri, enerji maliyeti gibi birçok kalem arttı. Dolar ve Euro baskılandığı için olması gereken yerde değil.  Sanayici önünü zor görüyor. Çünkü maliyetlerini oturtamıyor” ifadelerini kullandı. 

"İzmir, dış ticarette Türkiye'ye örnek oluyor"

“İzmir Türkiye’ye örnek bir modeldir” diyen Özken; “Ege İhracatçılar Birliği’nin verilerine baktığımızda İzmir'deki ihracatçıların gerçekleştirdikleri geçen yılki ihracat yaklaşık 20 milyar USD. İzmirli sanayi üretici firmalar ne kadar ithalat yapmış, bunun altında. İzmir, Türkiye’ye örnek bir rol modeldir. İhracat, ithalatın önündedir. İzmir dış ticaret fazlası verir. Az önce bahsettiğim Hollanda'da olduğu gibi, Almanya'da olduğu gibi, Japonya'da olduğu gibi, Güney Kore'de olduğu gibi.  İzmir jeopolitik olarak baktığımızda hem liman kenti, dört farklı taşımacılık modeli dediğimiz deniz, kara, hava ve demiryolunun bütün mal taşımalarının gerçekleştirilebildiği bir şehir, liman kenti.  Dolayısıyla İzmir'den aslında üretim anlamında, ihracat anlamında sanayi odası ile birlikte kurulmuş şu anda on yedi tane organize sanayi bölgesi var. Bunlardan iki, üç tanesi çok önemli. Bunlardan biri de Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’dir. Buralarda aynı zamanda istihdama da çok ciddi katkılar sağlanmaktadır” dedi. 

“Teşvik bölgelerindeki bölgeselliğin kaldırılması gerekiyor”

Sanayicinin sorunları ve taleplerinden de bahseden Özken; “Devlet desteğinin ve teşvikinin olması gerekiyor. Teşvik bölgelerindeki bölgeselliği kaldırmamız gerekiyor. Devletin desteklerinden yatırımlardan hiçbir şekilde İzmir birinci bölge olması vesilesiyle faydalanamıyor. Sanayici, bundan çok muzdarip. Mecburen gidiyor, Manisa, Uşak ya da Afyon’da fabrika kuruyor. Bir de katma değeri yüksek ürünlerle ilgili bizim çalışma yapmamız gerekiyor. Bakın üniversitelerin TEKNOPARK’ları var. Buralarla işbirliği yapılıp çalışmaları arttırmamız gerekiyor.

İzmir’de biraz daha turizmi canlandırmamız gerekiyor. Mesela İzmir Limanı’nda o konteynerleri alıp, tır parkını taşımamız gerekiyor.  Yani bunu aslında hem yerel yönetim hem ilgili odalar, STK’lar hep bir araya geldiklerinde kamu kurumları ile birlikte çözüm üretebilirler, üretiliyor zaten. Ama sonuç almakta biraz gecikiyoruz. Az önce bahsettiğim o bölgeselliği ortadan kaldırıp bütün yatırım yapmak isteyenlere, istihdam sağlamak isteyenlere destek olunması gerekiyor” diye konuştu.

Muhabir: Ayşegül Koç