İzmir'in Çiğli ilçesi, bir ay önce yaşanan ve tüm Türkiye'yi sarsan kadın cinayetinin detaylarıyla bir kez daha gündeme geldi. Haziran ayında boşandığı Halil Tezkorkmaz (46) tarafından bıçaklanarak öldürülen Demet Akarsu'nun (45) ablası Dilek Hınıslı (47), olayın dehşet veren ayrıntılarını paylaştı. Hınıslı, Tezkorkmaz'ın kardeşini katlettikten sonra kendisine Demet'in cansız bedeninin fotoğrafını gönderdiğini ve "Demet öldü, sıra sizde" diyerek tehdit ettiğini belirtti. Bu vahşi cinayet, kadına yönelik şiddetin boyutlarını ve koruma kararlarının yetersizliğini bir kez daha acı bir şekilde ortaya koydu.
Cinayetin perde arkası: 31 bıçak darbesi ve eski eşin vahşeti
Olay, 19 Temmuz günü sabah saat 07.30 sıralarında Çiğli Balatçık Mahallesi'ndeki bir evde meydana geldi. Demet Akarsu ile eski eşi Halil Tezkorkmaz arasında çıkan tartışma kısa sürede büyüdü. İddialara göre, Tezkorkmaz, tartışmanın şiddetlenmesi üzerine Demet Akarsu'yu defalarca bıçakladı. Komşuların ihbarı üzerine olay yerine hızla polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı halde Bakırçay Üniversitesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Akarsu, aldığı 31 bıçak darbesine rağmen tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Halil Tezkorkmaz, cinayette kullandığı suç aletiyle birlikte olay yerinde gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Tezkorkmaz, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan incelemelerde, Tezkorkmaz'ın ruhsatsız silah taşıma, kasten yaralama ve kasten öldürme gibi suçlardan çok sayıda sabıka kaydının bulunduğu belirlendi. Bu durum, failin şiddet eğiliminin kronikleştiğini gösterirken, böylesine tehlikeli bir geçmişe sahip kişinin neden daha önce etkin bir şekilde engellenemediği sorularını da beraberinde getirdi.
'Uzaklaştırma kararına rağmen öldürüldü'
Demet Akarsu'nun ablası Dilek Hınıslı, yaşananları DHA'ya yaptığı açıklamalarla gözler önüne serdi. Kardeşinin evlendikten sadece üç ay sonra şiddet görmeye başladığını belirten Hınıslı, "Yüzüne öldürücü bir darbe almıştı. Hastane kayıtları ve raporları var ancak o dönem korktuğu için şikayetçi olamadı" dedi. Hınıslı, kardeşinin şiddetin sonlandığı anda kendilerine sığındığını ve boşanmak istediğini söylediğini aktardı. Boşanma sürecinde destek olduklarını ve Demet Akarsu'nun uzaklaştırma kararı aldırdığını, hatta bu kararın süresini uzattıklarını vurgulayan abla, "Bu olay, uzaklaştırma kararı varken yaşandı. Kardeşimin peşini bırakmadı. Sürekli tehdit ediliyormuş ama bu tehditlerin çoğundan haberimiz olmadı. Muhtemelen bizi korumak istediği için hepsini söyleyemedi" ifadelerini kullanarak, koruma kararlarının dahi bu vahşeti engelleyemediğine dikkat çekti.
Cinayetin ardından tehdit mesajı: "Demet öldü, sıra sizde"
Dilek Hınıslı'nın anlattıkları, cinayetin sadece bir cinayet değil, aynı zamanda korkunç bir psikolojik taciz içerdiğini de ortaya koydu. Olay günü Halil Tezkorkmaz'ın kendisini aradığını ve meşgule atarak numarasını engellediğini belirten Hınıslı, daha sonra kardeşini aradığında telefonu Halil Tezkorkmaz'ın açtığını söyledi. Tezkorkmaz'ın telefonda "Demet öldü, sıra sizde" dediğini ve kardeşini öldürdükten sonra cansız bedeninin fotoğrafını kendisine gönderdiğini aktaran Hınıslı, fotoğrafı geç saatte gördüğünü ve hemen polise haber verdiklerini ifade etti. Acı haberi hastanede aldıklarını söyleyen abla, "Kimse bu kadar vahşice öldürülmeyi hak etmiyor. 'Başımıza gelmez' dediğimiz her şey başımıza geldi. İçimiz yandı. Cezalar caydırıcı olmalı, şiddet uygulayan kişiler ömür boyu hapiste kalmalı" sözleriyle isyanını dile getirdi.
Hukukçulardan çağrı: "Tasarlayarak işlenmiş bir cinayet"
Olayın hukuki sürecini yakından takip edeceklerini belirten Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Gönüllü Hukukçu Avukat Barış Özbay, cinayeti "canice ve kan dondurucu" olarak nitelendirdi. Avukat Özbay, merhume Demet Akarsu'nun geçmişteki şiddet eğiliminden dolayı 6 Mayıs 2025 tarihinde bir koruma kararı aldırdığını, Haziran ayında boşanma sürecinin tamamlandığını ancak koruma kararına rağmen Tezkorkmaz'ın Demet Akarsu'yu rahatsız etmeye ve tehdit etmeye devam ettiğini ifade etti. Tezkorkmaz'ın kıskançlık meselesinden cinayeti işlediğini öne sürmesine karşın, Avukat Özbay, bu eylemde "bir tasarlama durumunun olduğunu düşündüklerini" belirtti. Demet Akarsu'nun geçmişten bu yana şiddet gören bir kadın olduğunu ve ani gelişen bir durum olmadığını vurgulayan Özbay, 31 yerinden bıçaklanmasının hedef alınan bölgelerin birçoğunun ölümcül nitelikte olduğunu gösterdiğini söyledi. Avukat Özbay, sanığın en ağır cezayla cezalandırılması için ellerinden geleni yapacaklarını sözlerine ekledi. Bu olay, kadına yönelik şiddetle mücadeledeki mevcut mekanizmaların etkinliği ve caydırıcılığının acilen gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.