Son Mühür- Berivan Kaya/ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZELMAN, İZENERJİ ve Ege Şehir A.Ş'de çalışan 23 bin işçi grevin ikinci gününde sokağa çıktı. İşçiler, Konak Pier önünde toplanarak Kültürpark içinde bulunan ana hizmet binasına yürüdü. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık ofisinin bulunduğu İzmir Sanat'a yürümek isteyen işçiler polis barikatı ile karşı karşıya geldi. Tugay'ın başkanlık ofisine yürüyemeyen işçiler Gündoğdu Meydanı'na yürüdü. Burada DİSK, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne çağrıda bulundu.
Sokakta mücadele edeceğiz!
İzmir halkının 3 gündür çile çektiğini dile getiren DİSK Genel İş 2 Nolu Şube Başkanı Ercan Gül, "5,5 ay önce TİS masasına oturduk. Gelin bu işi masada çözelim aksi halde sokaklardayız dedik. İzmir bizim, İzmir'in vatandaşları biziz. Burada bize bu sefalet ücreti reva görenlerin karşısındayız. Biz İzmir'e sahip çıkan emekçileriz. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımızı alana kadar da sokaklarda mücadele edeceğiz. 2 gündür üzülerek izliyoruz. İzmir halkı 2 gündür çile çekiyor. İzmir halkına hizmet eden biz greve çıkmadan önce söyledik. Mağduriyetin sorumlusu biz değiliz dedik. Mağduriyetin sorumlusu Belediye Başkanı Cemil Tugay ve bürokratlardır. Basına gerçek dışı rakamlar sunuyorlar. Dün masada dedik ki giydirilmiş rakamlar içerisinde ne olduğunu sorduk ve ikramiye dediler. İkramiye farkı, öğrenim yardımı var. Sanki öğrenim yardımını herkes alıyor. Neymiş, 2 çocuklu ailenin ortalaması hesaplandı. Senede bir alınan yardımı 12'ye bölüp farkı da içine koymuşlar. Gıda kartını da giydirilmiş rakamların içine koymuşlar. Dün ihmalkarlığından kaynaklı pasolarımız kapandı. Onları da giydirilmiş rakamlar içine koymuşlar. Dün 8,5 saat var olan haklarımızı korumak için toplantı yaptık. Bir görüşme teklifi geldiğinde binlerce emekçi umutlanıyor ancak karşımıza öyle bir yapı yok. Biz teklifi ısrarla masada söyledik. Bizim teklifimiz eşit işe eşit ücret" ifadelerine yer verdi.
Bürokratlara çift maaş iddiası!
SGK ve vergi borçlarının hesabının emekçiye kesilmemesi gerektiğine vurgu yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, "SGK zaten parayı kesti. 12 milyar borç 5-6 yıldır ödenmiyor. Bizden kesilen paraları ödemedikleri için bugün iktidar tarafından silkeleniyorsa bunun hesabı emekçiye kesilmemeli. Doğal olarak o paraların nereye gittiğini biz bilmiyoruz. Yanlış yerlere açılan fabrikalar, Kooperatifler, iş bilmezlikler, danışmanlıklar, bilbordlar, basına verilen reklamları göz ardı edeceksiniz, işçilerin alın terine göz dikeceksiniz. Bu işçiler CHP'ye oy veriyor, CHP'de de grev yapıyor. Çünkü işçiler haklı mücadelesinde grev yapar, karanlığa, AKP'ye karşı da oyunu sosyal demokrasiden yana kullanır. 25 yıldır yönettiğiniz bu kentte otobüsler çalışıyorsa biz işçinin alın teridir. 5 büyük şirkete 80-90 bin lira vereceksiniz bize 45 bin teklif edeceksiniz. Yok öyle yağma. Pazartesi herkes ailesine söylesin. İşe gitmesinler rapor alsınlar. Ailelerinizle birlikte yüzbinler İzmir'i kırmızıya boyayacağız. Ben demiyorum, yazar diyor ki, bürokratlarınıza şirketlerden ek ödeme yapıyorsunuz. Yani çift maaş veriyorsunuz. Siz aynı bürokratları Seferihisar'a, Dikili'ye özel şoförlerle gönderiyorsunuz, işçiye de 45 bin lirayı reva görüyorsunuz. Tam de bu noktada güvenlik emekçilerini dışarıda bırakıyorsunuz" dedi.
Sözleşme dışına itme mühendisliği
Güvenlik görevlilerinin TİS dışında bırakılmasına tepki gösteren DİSK/Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, "Alnımız ak, başımız dik. Grevimizin ikinci gününde onurlu mücadelemizi sürdürüyoruz. Güvenlik emekçilerine yapılanlar, bu süreçteki tavırlar asla kabul edilemez. Bakanlıktan yetkimizi aldıktan sonra bu ülkedeki kanunlar şunu diyor; TİS için yetki alınmışsa, bakanlık kendi dahi yetkiyi alamaz ancak bir sonraki dönem yetki değişikliği olur. Bu ülkede haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı her yerde mitingler yapıyoruz. Güvenlikçileri nasıl sözleşme dışına iteriz mühendisliği mi yapıyorsunuz? TİS süreci İzBB tarihinde ilk defa bu noktaya geldi. Hesap basit, taleplerimiz basit. Aynı işi yapacaksın birine 10 kalem, diğerine 5 kalem. Yok öyle! O masalarda bir niyet var. 5 buçuk aylık serüvenin sonunda greve çıkıldıysa sorumlusu biz değil o masada oturanlardır. Bursa Nilüfer’de onlar da bizler gibi aynı gün greve çıkacaktı. Oradaki bürokratlar, bakanlık emir genelgesi yayınladı ama alınmış yetki belgesi var. Bu sözleşmeyi bağıtlayalım dediler. Bağıtlandıktan sonra bakanlığın genelgesini uygulayalım siz de davayı yürütün dediler. Aynı partinin bürokratları da başkanı da orada, bir de buradakine bakın! Bu süreç artık bitmeli. Bu kente sorumluluğumuzu akıttığımız alın terimizle yerine getiriyoruz. Ama mağduriyet karşısında sorumluluğu yerine getirme sırası sizde" dedi.
Adap bilmeyen bürokratlar
DİSK Genel -İş 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal ise, "Biz 150 gündür TİS'i masada bitirmek için elimizden geleni yaptık. Dedik ki, 25 yıllık geçmişi olan bir şirketin devam eden TİS'i var. Kazanılmış haklarımız var. Biz önce işvereni yani henüz TİS'in T'sinden bile anlamayan bürokratlara bunu 3 ayda anlattık. Neden ücretlerin buraya geldiğini kendilerine 90 gün anlattık. Ancak her defasında bize kulaklarını tıkadılar. TİS masasına TİS adabını bilmeyen bürokratlar bizi adım adım greve götürdü. TİS'in bir adabı var. Masada yürütülen sözleşme bitene kadar her iki taraf arasında pazarlık unsuru neticesinde devam eder. Ancak her defasında taslağın başlangıcında İzmir halkına linç ettirmeye çalıştılar. 214 bin liradan 90 bine düştüler. Bize maliyet hesaplıyorlar. Brütleri hesap ediyorlar. Maaşın yattığı gece işçi aldığı ücreti bilir. ESHOT'tan şoförsen gömlek, park bahçedeysen çizme verdim diyor. Bunları da ekleyip maaşları 214 bin liraya çıkardılar. Ancak açıklamalarında bunlara verdiğimiz gömleği ve pasoları koyduklarını basına söylemiyorlar. Böyle bir anlayış ile TİS'i getirdik. Grev aşamasında İzmir'in mağduriyet yaşayacağı ortaya çıkınca masaya çağırdılar. Biz masadan kaçmadık ancak masada bizim sınır uçlarımıza dokunuyorlar. Ancak bilmiyorlar ki DİSK'in onurlu üyeleriyle konuştuklarının farkında değiller. Çağırdılar gittik. Masa kuruldu. Öyle bir masa kuruldu ki İzmir halkı mağdur olmayacak dedik. Oturumlar devam ederken Pazar günü çok iyiydi. Neredeyse Pazartesi bitireceğimizi düşündük. Ancak oturup konuştuk 26,19 teklif ettiler. Bunun kabul görmeyeceğini söyledik. Anlaşma sağlanamadı. Dün 13.00'da çağırdılar, gittik. Genel Merkez'de TİS Daire Başkanımız Faruk Saral ile gittik. Kamuoyu bu gerçekleri bilsin. 8,5 saatlik bir toplantı oldu. Her yarım saatte bir ara verelim hesap yapalım dediler. Hesap üstüne hesap yaptılar. Sanki İzBB'ye mali idareler dün kuruldu. Biz İzmir halkına 30 gün hizmet edip 1 gün maaş alıyoruz. Hesap kitap bitti çağırdılar ve sonuçta 29'u aşamadılar. Enflasyonun yarısını size vereceğiz dediler. Sanki bizi yeni kazanılmış bir hak gibi lütufta bulunuyorlar. Siz bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz? Ne dediklerini artık anlamıyoruz. Böyle bir masa olmaz. Aylardır eşit işe eşit ücret diyoruz" dedi.