Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, moderatörlüğünü Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç'ın yaptığı Ankara Kent Konseyi'nin 'Söz Onda' programında katılımcıların sorularını yanıtladı. Önemli açıklamalar yapan Erbakan, “Terörist başı Abdullah Öcalan'ı ne Ankara'da ne de ana karada istemiyoruz diye ifade etmiştik. Orada bulunduğu yerde kalması gerekir. Hatta kendisinin şimdiye kadar idam edilmesi gerekiyordu.
Canının bağışlanmasını bile kendisine yapılan büyük bir lütuf olarak görüyoruz. Bizim gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla, böyle bir çağrı yapılması ve bu çağrı sonucunda da Öcalan'ın işte umut hakkından yararlanarak cezaevinden çıkartılması ve böylece de mevcut iktidarın da DEM Partinin desteği ile istediği yönde bir anayasa değişikliğini yapması şeklinde bir sürecin yürüdüğünü görüyoruz. Tabii çok şeffaf da değil ama ana hatlarıyla bu şekilde” dedi.
Şehitlerimize ve gazilerimize saygısızlık
Öcalan meselesiyle ilgili de açıklama yapan Erbakan şöyle konuştu: “Böyle bir sürecin yanında olmadığımızı net bir şekilde ifade ettik. Çünkü birincisi, şehitlerimize ve gazilerimize yapılan bir saygısızlık olarak görüyoruz. Abdullah Öcalan'ın herhangi bir şekilde ev hapsine geçmesi veya serbest kalması şehitlerimizin anısına gazilerimize yapılan bir yanlış olarak bunu değerlendiririz. Bununla beraber tabii bizi aciz gösterecek bir yaklaşım olduğunu daha önce ifade ettik.
Yani 'Abdullah Öcalan'dan devlet olarak, millet olarak medet umuyoruz, onun bir çağrı yapmasıyla ancak bu dertten kurtulabileceğiz, 40 sene mücadele ettik silahlı kuvvetlerimizle emniyet teşkilatımızla, devletin bütün kurumlarıyla devlet olarak millet olarak mücadele ettik baş edemedik, Abdullah Öcalan bize bir destek olsun yardımda bulunsun, bu işten bizi kurtarsın' görüntüsünün dediğim gibi bizi aciz göstereceğini ifade etmek isterim.”
Gündemi değerlendirdi
Fatih Erbakan, “Bir siyasi parti genel başkanı yemekteyken, akşam restorandayken alınıyor, götürülüyor ve tutuklanıyor. Davet etseniz gelebilecek durumda adresi belli, genel merkezinin adresi belli. Daha önce siyasetin içerisinde bulunmuş, bilinen bir insan. Cinayet işlememiş, uyuşturucu kaçakçılığı yaparken yakalanmamış, ahlaka aykırı bir iş yaparken yakalanmamış. Hep burada bir sözünden dolayı, bir düşüncesinden dolayı bir muamele yapılacak.
Kendisi davet edilir, ifadesi alınır. Ve tabii, tutuklu yargılamak yerine tutuksuz yargılanması çok daha uygun olurdu diye düşünüyoruz. Gazeteciler için de aslında aynı durum söz konusu. İzinsiz bir şekilde, gizli bir şekilde bir görüşmeyi kaydedip yayınlamak tabii ki uygun değil, basın etiğine de uymuyor. Ama gazetecilerin de tabii tutuklanmaları bir sertlik görüntüsü yaratıyor” dedi.