Son Mühür- Berivan Kaya/ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZELMAN, İZENERJİ ve Ege Şehir A.Ş'de 23 bin işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinin tıkanmasıyla İzmir'de başlayan grev altıncı gününde devam ediyor. DİSK yöneticileri ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ı karşı karşıya geldiği süreçte belediye ile sendika arasında da pazarlık süreci devam ediyor.

DEM Parti cenahı ise grev konusundaki sessizliğini bozdu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın, çöp toplama hamlesini 'popülizm' olarak değerlendiren DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, her iki tarafı da 'aklı selim' olmaya davet etti.

DEM-CHP görüşmesi

Ankara'da CHP'li vekillerle konuya ilişkin görüşme gerçekleştirdiğini aktaran DEM Partili İbrahim Akın, "Bu olay başladıktan sonra Ankara'da CHP'li vekillerle görüştüm 'Arabuluculuk ihtiyacı varsa biz de devreye girelim. İzmir'in sorunu bizim sorunumuz, çözüm üretmeye çalışalım' dedim. Ancak orada CHP Genel Başkanının sorunu çözeceği söylendi. Ancak süreç uzuyor" dedi.

Hak mücadelesi sabote ediliyor

Grev süresince ırkçı söylemlerin yayıldığını belirten İbrahim Akın, "Çalışan insanların ve onların hakkını savunan sendikanın demokratik, meşru hakkını kullandıklarını düşünüyorum. Bu tartışma üzerinden 'İzmir'e zarar veriyor', 'iktidarın işine yarıyor' gibi söylemler işçilerin hak mücadelesini sabote ediyor. Mesele İzmir'in meselesi. Çalışanlarıyla, yöneticileriyle, halkımızla her şeyi önemli. Ancak bir gerçek var ki, başından itibaren idareciler sorunu çözmek yerine tavır alma, rest çekme tabiri caizse posta koyma davranışı doğru bulduğumuz yaklaşım değil. Tehditlerle bu işlerin yürümesi mümkün değil. İnsanlar birbirlerine yüz yüze bakıyorlar. Oturacaklar masaya ve konuşacaklar. Ettikleri laflardan dolayı pişmanlık duymamak için dengeli davranış geliştirmeliler. Ancak süreç uzuyor. Yönetimin tutumları ve karşılıklı atışmalar bir kısım söylentileri, tavırları geliştiriyor. Irkçı, ötekileştirici söylemler yayıldı. Bu can sıkıcı bir durum. Ben sendika ile de görüşüyorum. Biz işçilerin meşru grev hakkını kullanmasına karşı durulmasını doğru bulmuyoruz. İşçiler, eşit işe eşit ücret istiyor. Aynı işi yapan insanların eşit ücret talebi normaldir" ifadelerine yer verdi.

Halkın tepkisini örgütleyerek baskı yapıldı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın, 'fazla personel' sitemine yönelik açıklamalarda bulunan İbrahim Akın, "İşçi fazlalığı geçmiş dönem yönetimine bağlı yapılıyor. Geçmişte fazla alım olabilir. Ancak yaklaşık benim bildiğim kadarıyla 2 bin insan emekli oldu ancak onun yerine 2 bin kişi de yeniden işe başlatıldı. Kapasite fazlalığı varsa mevcut yönetimin emekliler sonrası aynı duruma gelmesine gerek yoktu. Neden alıyorsunuz demiyorum ancak bu gerekçe doğru değil. Geçmiş dönemden bu yana fazla kapasite deniyor ancak her belediye bütçesinin yüzde 30'a yakınını çalışana ayırmak gibi bir yasal hakkı var. Şu an İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yüzde 27, dolayısıyla bir kapasite fazlalığı yok. Bu gerçekler varken işçilerin üzerine İzmir halkının tepkisini örgütleyerek baskı yapma politikası doğru değil. Ben aklı selim olmaya, yöneticilerin ve sendikanın masada meseleyi müzakere etmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Popülizmle 4 milyon yönetilmez

Başkan Cemil Tugay'ın Kordon ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde çöp toplama hamlesini, 'popülizm' olarak değerlendiren DEM Partili Akın, "İşçilerle karşı karşıya gelen bir başkanın sokağa çıkması ve çöp toplaması bir popülizm. Bu anlayışla bu iş çözülmez. Bir mağduriyet yaratıp, 'işçiler çalışmıyor, çöpleri ben topluyorum' gibi bir popülist politika ile 4 milyonluk bir kent yönetilemez. O da sıkışmış ve bir tarz baskı kurmaya, halkın tepkisini örgütlemeye çalışıyor. Sosyal medya ve basın üzerinden bir baskı kurma yöntemi doğru değil, yakışmıyor" ifadelerini kullandı.

" Tek adam rejimi" göndermesi

Akın şunları söyledi:
"Ben başından itibaren yeni yönetimin en büyük probleminin sorunları insanlarla çözmek yerine, 'ben yaptım oldu' mantığıyla, sürekli değişen kadro yapısıyla sağlıklı bir katılımcı demokratik anlayışla yürütülmediği kanaati herkes de var. Biz mevcut sistemden rahatsızız. Tek adam rejiminden rahatsızız. Mevcut yerel yönetimlerin hiç olmazsa toplumsal uzlaşmayı, ortaklaşmayı sağlaması gerekiyor. Ancak otoriter anlayış, merkezi anlayış burada da söz konusu. Böyle sorun çözülemez. Bu yönetim ötekileştirme yaratır. Bugün işçilerle yarın başka bir kesimle karşı karşıya gelmenin ortamını yaratır. Biz daha çok müzakere ile bu kentin insanların sorunları birlikte çözmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yöntem bence sorunu çözebilir. Aksi takdir de, 'başkanım ben, istediğimi yaparım, halkı ayaklandırırım, tehdit ederim' politikası sorunu büyütür. İnsanlar arasındaki farklı anlayışları tahrik etmeye çalışıyorlar" dedi.

Muhabir: BERİVAN KAYA