Amerika Birleşik Devletleri'nde Filistin'e verdiği destek gerekçesiyle altı haftayı aşkın bir süre boyunca alıkonulan Türk doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, serbest bırakılmasının ardından yaşadığı zorlu süreci ilk kez dile getirdi. Amerikalı Yargıç William Sessions'ın 9 Mayıs'ta verdiği tahliye kararıyla özgürlüğüne kavuşan Öztürk, Massachusetts'e ulaşmasının ardından Boston Logan Uluslararası Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında yaşadıklarını aktardı.
Fulbright bursuyla Tufts Üniversitesi'nde doktora çalışmalarını sürdüren Öztürk, "Geçen 45 gün boyunca, doktora eğitimimin en kritik aşamasında hem özgürlüğüm kısıtlandı hem de eğitimime ara vermek zorunda kaldım" şeklinde konuştu. Arkadaşlarına, hocalarına ve öğrencilerine yeniden kavuşmanın heyecanını yaşadığını belirten Öztürk, gözaltında geçirdiği zaman dilimi için, "Bu süreç, benim için, mensubu olduğum Tufts Üniversitesi camiası için ve Türkiye'deki sevdiklerim için son derece yıpratıcı oldu. Ancak gösterdiğiniz tüm destek ve nezaket için hepinize içtenlikle teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Hukuki süreçte kendisine yardımcı olan avukatlarına da minnetlerini sunan Türk öğrenci, onların sayesinde Amerikan adalet sistemine olan inancının sürdüğünü vurguladı.
Önemli isimlerden destek: Politikacılar ve sivil toplum temsilcileri Öztürk'ün yanındaydı
Rümeysa Öztürk'ü havalimanında karşılamaya gelen ABD Senatörü Ed Markey, Kongre Üyesi Ayanna Pressley ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) avukatları da basın toplantısı sırasında Türk öğrenciye desteklerini gösterdi. Öztürk'ün gözaltına alındığı andan itibaren hukuki mücadelesine öncülük eden ACLU avukatları, Türk öğrencinin başlangıçta tutuklanmasının hatalı olduğunu ve Hamas'ı desteklediği yönündeki iddiaların hiçbir dayanağının bulunmadığını kuvvetle ifade etti. ACLU Massachusetts Direktörü Carol Rose, söz konusu suçlamalarla ilgili olarak, "Bunlar, ABD hükümeti avukatlarına kanıt sunmaları için bolca zaman tanınmasına rağmen hiçbir şekilde delillendirilemeyen, temelsiz iddialardır" dedi.
ABD yönetiminin, Öztürk ve benzer durumdaki pek çok uluslararası öğrenciye karşı sergilediği sert tutumu eleştiren Demokrat Senatör Ed Markey, "İfade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı evrenseldir, bu haklar hepimizi bağlar. Bu nedenle bu eve dönüş, tüm özgürlüklerimiz adına sürdürmemiz gereken mücadelenin sadece bir başlangıcıdır" şeklinde konuştu. Markey ayrıca, "Bu, Rümeysa için, adalet için ve demokrasimizin değerleri için kazanılmış bir zaferdir" değerlendirmesinde bulundu. ABD Kongre üyesi Ayanna Pressley ise Öztürk'e yönelik, "Sizi asla unutmadık. Tamamen aklanana kadar mücadelemize ara vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Rümeysa Öztürk'ün avukatlarından Mahsa Khanbabai, bundan sonraki hukuki süreç hakkında bilgi vererek, 22 Mayıs'ta Vermont'ta görülecek mahkemede Türk öğrencinin vizesinin "hukuka aykırı bir şekilde iptal edilmesine" karşı yasal mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı. ABD hükümetinin, yabancı öğrencilere yönelik gözaltı ve vize iptali gibi uygulamalarını eleştiren Khanbabai, "Bunu yetkilerini aşarak, öğrencilerle ilgili göçmenlik hukuku tarihimizde daha önce hiç rastlamadığımız bir biçimde gerçekleştirdiler" dedi.
Gözaltı süreci nasıl başlamıştı?
Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi'nde doktora eğitimi alan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk, 25 Mart akşamı arkadaşlarıyla iftar yapmak üzereyken, yüzleri maskeli altı Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) görevlisi tarafından aniden gözaltına alınmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, kısa bir süre sonra Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini duyurmuştu. Rubio, Öztürk'ü "Hamas destekçisi" ve İsrail karşıtlarını "deliler" olarak nitelendirerek, bu gerekçeyle 300'den fazla yabancı öğrencinin vizesinin iptal edildiğini iddia etmişti. Ancak, Amerikalı federal yargıç Denise Casper, ICE görevlilerince gözaltına alınan Türk öğrenci Öztürk'ün sınır dışı edilmesine karşı yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Rümeysa Öztürk'ün eğitim gördüğü Tufts Üniversitesi de öğrencisinin serbest bırakılması yönünde çağrıda bulunmuş, Rektör Sunil Kumar mahkemeye sunduğu beyanda, Öztürk'ün tutuklanmasının "okulun uluslararası öğrenci topluluğunu olumsuz etkilediğini" ve okulun güvenliği konusunda endişe duyduklarını ifade etmişti. Son olarak, ABD Vermont Federal Bölge Yargıcı William Sessions, Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılmasına hükmetmişti.