Orhan Alkaya, Türk şair, yazar, tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen ve gazetecidir. İstanbul doğumlu olan Alkaya, çok yönlü sanat kariyeriyle tanınır; Şehir Tiyatroları’nda oyunculuk ve yönetmenlik yaptı, Birgün ve Cumhuriyet gazetelerinde yazılar kaleme aldı. “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisindeki Hikmet Karcı rolüyle geniş kitlelerce sevildi.
5 Şubat 1958 doğumlu Alkaya, 1993’ten beri Nazlı Alkaya ile evli ve Asude adında bir kızları var. 12 Eylül Darbesi’nde görevden alınmasına rağmen sanat ve edebiyatta üretkenliğini sürdürdü, 7 kitabı yayımlandı. İşte Alkaya’nın hayatı, kökeni ve evliliği hakkında detaylar.
Orhan Alkaya Kimdir? Türk şair, oyuncu ve yönetmen
Orhan Alkaya, 5 Şubat 1958’de İstanbul’da doğdu ve 2025 itibarıyla 67 yaşında. Aslen İstanbullu olan Alkaya, köklü bir aileden geliyor; anne ve baba tarafı da İstanbul kökenli. Özel Doğuş Lisesi’nden mezun oldu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda eğitim gördü. Çocukluğunda Samsun Çarşamba’da yaşadı, 1968’de İstanbul’a döndü. Kadıköy Deneme Sahnesi’nde tiyatroya adım attı, 1976’da İstanbul Şehir Tiyatroları’na katıldı.
Sanat ve meslek kariyeri
Orhan Alkaya, Şehir Tiyatroları’nda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı, “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”, “Godot’yu Beklerken” gibi oyunları yönetti. 1980’de 12 Eylül Darbesi’nde 1402 sayılı kanunla görevden alındı, 1989’da tiyatroya döndü. “Öyle Bir Geçer Zaman ki” (2010-2013) dizisinde Hikmet Karcı ve “Al Yazmalım” (2011) dizisinde Salih rolleriyle tanındı. Birgün’de köşe yazıları yazan Alkaya, 7 kitap yayımladı, Türkiye Hâlâ Mümkün adlı eserinde güncel sorunlara değindi. 2008-2009’da Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni oldu.
Evlilik ve kişisel hayatı
Orhan Alkaya, 1993’ten beri Nazlı Alkaya ile evli. Çiftin Asude adında bir kızları var. Nazlı Alkaya hakkında detaylı bilgi kamuoyunda sınırlı, ancak çiftin uzun süreli evliliği biliniyor. Alkaya, özel hayatını medyadan uzak tutmayı tercih ediyor. Sanatçı, edebiyat, tiyatro ve siyasi yazılarla üretken bir hayat sürüyor, Osmanlıca öğretimini savunarak dil bilincine vurgu yapıyor.