Günümüzde birçok kişi, telefonda geçen sıradan bir sohbetin ardından çıkan reklamlarla şaşkına dönüyor. Basit bir sohbetin, ilgili markanın dijital reklamlarıyla sonuçlanması çoğu zaman “telefonlar bizi dinliyor mu?” sorusunu akla getiriyor. Peki bu gerçekten mümkün mü?
Siber güvenlik uzmanları, akıllı telefonların mikrofon ve kamera gibi donanımlarına erişim izni veren birçok uygulamanın kullanıcıdan açık izin aldığını belirtiyor. Ancak bu izinler, genellikle kurulum sırasında sorgusuz kabul ediliyor. Telefonların sürekli dinleme yaptığına dair somut bir teknik delil bulunmasa da bazı uygulamaların belirli tetikleyicilerle mikrofonu kısa süreli olarak aktif hale getirebildiği ifade ediliyor.
Algoritmalar Ne Kadar Tahmin Gücüne Sahip?
Konunun teknik boyutunu değerlendiren dijital pazarlama uzmanları, bu tür reklamların büyük oranda kullanıcı davranışlarına dayalı algoritmalar sayesinde hedeflendiğini aktarıyor. Uygulamalarda yapılan aramalar, izlenen içerikler, konum geçmişi ve sosyal medya etkileşimleri gibi veriler, büyük bir havuzda toplanarak analiz ediliyor. Bu sayede kullanıcılar henüz bir ürün hakkında konuşmadan bile o ürüne ilgi duyabilecekleri tahmin edilebiliyor.
Bu durum, özellikle kullanıcıların ilgisini çeken konularda zamanlaması şaşırtıcı derecede isabetli reklam mesajlarıyla karşılaşmasına neden oluyor. Yani aslında birileri dinlemiyor olabilir; ancak dijital ayak iziniz sizin yerinize çok şey söylüyor.
Yasal Düzenlemeler Ne Diyor?
Türkiye’de Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) ve Avrupa Birliği’ndeki Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR), kullanıcı izni olmadan ses kaydı alınmasını ve kişisel verilerin işlenmesini kesin olarak yasaklıyor. Ancak uzmanlar, çoğu kullanıcının bu izinleri uygulamaları indirirken farkında olmadan verdiğine dikkat çekiyor. Ücretsiz uygulamaların önemli bir bölümünün karşılığında veri talep ettiğini hatırlatmakta fayda var.
Ne Yapmalı? Kullanıcılar Nasıl Korunabilir?
Uzmanlar, bu konuda alınabilecek bireysel önlemleri şöyle sıralıyor:
- Uygulama izinlerini düzenli olarak gözden geçirin.
- Mikrofon ve kamera erişimlerini yalnızca ihtiyaç duyulan uygulamalarda açık tutun.
- Uygulamaların gizlilik politikalarını detaylı biçimde inceleyin.
- Sesli asistanları devre dışı bırakmayı değerlendirin.
Dijital dünyada gizliliği tamamen sağlamak zor olsa da, bilinçli kullanıcı alışkanlıkları ile riskler en aza indirilebilir.
Telefonların gerçekten dinleyip dinlemediği konusu hâlâ netlik kazanmış değil. Ancak kesin olan bir şey var: Dijital ayak iziniz, ilgi alanlarınızı siz konuşmadan da ortaya koyabiliyor. Bu nedenle, kişisel verilerinizi korumak için sadece sözlerinize değil, dijital davranışlarınıza da dikkat etmek gerekiyor.