İzmir’de taksi şoförleri, son dönemde tehlikeli boyutlara ulaşan "ücret ödemeden kaçma" olayları nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşıyor. Özellikle riskli ve ıssız güzergâhlara yönlendirilen taksilerde, haksız kazanç peşindeki yolcular parayı ödemeden hızla uzaklaşırken, şoförlerin elinde yalnızca araç içi kameralara yansıyan deliller kalıyor. Artan vakalar, şoförleri ekonomik kaybın yanı sıra fiziksel güvenlik endişesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Dolandırıcılık taktikleriyle sürücüler tuzağa düşürülüyor
Son günlerde taksicilik mesleğinin en temel sorunu haline gelen bu vakalarda belirgin bir artış gözlemleniyor. Kötü niyetli yolcular, yolculuk esnasında dikkat dağıtıcı çeşitli bahanelerle sürücüleri oyalayarak aracı özellikle ıssız, arka sokaklara ve riskli bölgelere yönlendiriyor. Ardından, ödemeyi evden alacağını ya da bir yakınının getireceğini belirterek araçtan inen müşteriler, şaşkınlık yaşayan şoförlerin gözleri önünde hızla kayboluyor. Ücreti tahsil etme amacıyla araçtan inmeye çalışan taksiciler, bölgenin tekinsizliği ve olası bir fiziksel saldırı tehdidi nedeniyle çoğu zaman vazgeçmek zorunda kalıyor. Yaşanan mağduriyetleri güvenlik güçlerine bildiren sürücüler, tüm çabalarına rağmen zararlarının büyük bir kısmının karşılanamadığını belirtiyor.
"Canımızı mı koruyalım, malımızı mı bilemiyoruz"
Sekiz yıldır taksicilik mesleğini icra eden Sedat Bıçakçı, sektörün yaşadığı zorlukları dile getirdi. Bıçakçı, "Son zamanlarda 'Ablamdan, annemden parayı alıp geliyorum' gibi bahanelerle sapa sokaklara girip ödeme yapmadan kaçan yolcularla karşılaşıyoruz" dedi. Yolcu aldıklarında kötü niyetli olduklarını anlamanın zorluğuna dikkat çeken Bıçakçı, "Sadece bu hafta içerisinde sekiz aracımız bu şekilde maddi zarara uğradı. Artık canımızı mı yoksa malımızı mı koruyacağımızı bilemez hale geldik. Yolcu seçimi yapmak istemiyoruz; yeter ki emeğimizin karşılığını versinler. Ancak bazı mahallelerde çeteleşmiş ve organize olmuş gruplar bulunduğu için inmek bile mümkün olmuyor. Tek bir ıslıkla araca ciddi zarar verebiliyorlar. Daha önce bir şoför arkadaşımız, parasını istediği için darp edilmişti. Şu anda para peşinde koşmayı bırakıp, güvenliğimizi sağlamaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kazanç kaybı müşteri seçmeyi zorunluluk haline getirdi
İşlerin azaldığı bu dönemde normal şartlarda riskli gördükleri yolcuları bile mecburen aldıklarını aktaran Bıçakçı, yaşadıkları ikilemi şöyle açıkladı: "Gelir kaynağımız sınırlı olduğu için yolcu alırken 'Alsam mı almasam mı?' diye tereddüt ediyoruz. Ancak bazen 50 lira kazanma umuduyla yolcu aldığımızda, 300-500 lira gibi büyük bir zararla karşılaşabiliyoruz. Bu durum bizi istemesek de yolcunun kıyafetine, genel duruşuna, alkol durumuna; saç tıraşına, dövmelerine ve uyuşturucu kullananlarda görülen yüz yapısına bakarak bir risk değerlendirmesi yapmaya mecbur bırakıyor. Bu, bir müşteri seçimi değil; kendi can güvenliğimizi koruma çabasıdır. Tek arzumuz, işimizi güvenle yapabilmek ve her yolcumuzun hizmetimizin karşılığını eksiksiz ödemesidir."
Loading...
"Yolcu seçme şansımız yokken zabıta ceza kesiyor"
Benzer bir mağduriyet yaşayan taksi şoförü Hacı Özkan ise bir olay anını anlatarak durumun ciddiyetine dikkat çekti. Özkan, "İki genç yolcuyu alıp oldukça uzak bir mesafe olan Menemen’e götürdüm. Yağmurlu bir gündü. Yolcuları indireceğim sırada biri sağ, diğeri arka kapıdan kaçıp koşmaya başladı. Peşlerinden gittim ama anahtar arabada kalınca geri dönmek zorunda kaldım" dedi. Yaşanan tüm bu risklere rağmen taksicilerin yaşadığı bir başka zorluğu da dile getiren Özkan, "Dış görünüşü güven vermeyen, sorun çıkaracağı belli olan birçok insan oluyor; ancak yolcu almadığımızda belediye zabıtası gelip bize ceza yazıyor. Müşteriyi seçme şansımız yok, mecburen alıyoruz, fakat karşımıza ne çıkacağını bilemiyoruz. Hem korsan taksilerle uğraşırken hem de bu tip olaylarla karşılaşmak işimizi daha da zora sokuyor. Yetkililerden bu mağduriyetin giderilmesi için acil çözüm talep ediyoruz" ifadeleriyle çağrıda bulundu.