Son Mühür - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Pazartesi günü yaptığı açıklamada İran parlamentosunun Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilmek üzere bir yasa tasarısı hazırladığını duyurdu. Devlet destekli SNN kanalına konuşan Bekayi, "En azından atılması gereken adım NPT'den çıkmaktır" ifadelerini kullandı. İran, dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) da ayrıldığını ilan etti. Tahran yönetimi, UAEK’yi İsrail’e İran’ın nükleer programına dair bilgi sızdırmakla suçluyor.

Nükleer silah adımı

İran'ın nükleer silah geliştirme kapasitesine ulaşacak düzeyde uranyum zenginleştirmesi, İsrail tarafından bir savaş gerekçesi olarak görülmüştü. Tahran yönetimi ise bu faaliyetlerin tamamen sivil amaçlarla yürütüldüğünü savunmuştu. Ancak ABD ve İsrail’in artan baskıları sürdü. Son dönemde yaşanan saldırılar ve İran hükümetinin giderek artan güvenlik tehditleri altında olması, ülkenin nükleer silah geliştirme ihtimalini güçlendirdiği yönündeki iddiaları da beraberinde getirdi. İran’ın NPT'den çekilmesi ise bu yönde atılmış en net ve resmi adım olarak değerlendiriliyor.

Nükleer silah kullanılacak mı?

Bekayi, kitle imha silahlarının geliştirilmesine karşı duruşlarını koruduklarını ifade etti. Ancak İran yönetimi, önümüzdeki günlerde yeni silah denemelerine başlayabileceklerinin sinyalini verdi. Daha önce İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Ebrahim Rezai, hükümete NPT'den çekilme çağrısı yapmıştı. Rezai, bu anlaşmanın İran’ın güvenliğini garanti altına almadığını belirterek, “Anlaşma, varlık sebebimiz yerine yokluk sebebimiz olmamalı” ifadelerini kullanmıştı.

Nükleer Silah kullanımı ve hukuk

Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması (TPNW)

2017 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen bu anlaşma, nükleer silahların geliştirilmesini, test edilmesini, depolanmasını ve kullanımını tamamen yasaklamaktadır. Ancak İsrail, Pakistan, Hindistan ve ABD gibi nükleer silaha sahip ülkeler, bu anlaşmaya taraf olmayı reddetmiştir.

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT)

1970 yılında yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT), nükleer silaha sahip ülkelerin bu silahları başka ülkelere aktarmamasını, nükleer silahı olmayan ülkelerin ise bu silahları edinmemesini amaçlar. Aynı zamanda, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımını da düzenler. İran, bu anlaşmaya tarafken; İsrail anlaşmayı imzalamayan ülkeler arasında yer almaktadır.

Uluslararası Adalet Divanı Kararı (1996)

Birleşmiş Milletler’in yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, 1996 yılında verdiği danışma görüşünde, nükleer silah kullanımının genel anlamda uluslararası hukukla uyuşmadığını ifade etmiştir. Ancak, bir devletin varlığını sürdürme gibi istisnai koşullarda, bu silahların kullanımına ilişkin açık bir yasak bulunmadığına da dikkat çekmiştir.

Cenevre Sözleşmeleri ve Sivillerin Korunması

Uluslararası savaş hukuku çerçevesinde sivillere doğrudan yönelik saldırılar savaş suçu sayılır. Nükleer silahların siviller üzerinde yol açtığı geniş çaplı yıkım ve etkiler, bu hukuk kurallarının ağır bir ihlali olarak değerlendirilir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)

Bir ülke, taraf olduğu uluslararası anlaşmalara rağmen nükleer silah kullanarak sivil hedefleri vurursa, bu eylem savaş suçu ya da insanlığa karşı suç olarak değerlendirilebilir ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanma süreciyle karşı karşıya kalabilir.

Kaynak: Haber Merkezi