Galatasaray'ın geçen sezonki şampiyonluğunun mimarı olan ve yeni yönetimde yer almayan eski Başkan Vekili Erden Timur, Fatih Altaylı'ya dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Timur, "İnsanlar sokakta 'Bizi üzdünüz' dediklerinde 'Siz benim ne çektiğimi biliyor musunuz?' demek geliyor içimden. Sarıldıkça sevgi iklimi oluşur ancak ben sarıldıkça 'bu tam da enayi arkadaşmış' diyorlar" şeklinde ifade etti.

''Hayır hiç bilmiyordum''

Timur, "Spor yöneticiliğini hiç bilmiyordum. Birinci senenin sonunda herkes beni överken ben 'Kısmet, neyi biliyorum ki neyi doğru yapmış olayım' diyordum. İnsanlar söyleyince tevazu falan zannediyor. Halbuki hakikat. Ben spor yöneticiliği bilmiyorum. Öyle bir tecrübem yoktu. Seçimden sonra Dursun Özbek ile futbolla ilgileneceğimi düşünmüyordum. Gayrimenkul ve proje işleriyle uğraşmayı planlıyordum. Projeler, fikir olarak benden çıkan projelerdi ve onları takip edeceğimi düşünüyordum. Ancak seçimden 7-8 gün sonra Dursun başkan ofisime gelerek 'Futbolla ilgilenir misin?' dedi. İlk cevabım 'Benim haddim değil' oldu. Avrupa futbolunu çok izler ve severim ama yapamazdım. Velhasıl 4-5 gün direndim ama sonunda başkanın isteğiyle başladım. Yönetim tecrübemle bir şeyler yapmaya çalıştım. Ekip çok iyiydi. Ayhan hoca, Emre Utkucan gibi isimlerle doğru ekip vardı" şeklinde ifade etti.

''Yanlışlarımız oldu''

Erden Timur transfer konusunda şunları söyledi: ''Transferde hatalarımız elbette vardı. Kadro stratejisi oluşturduk. Okan hoca ilk yıl ve sonrasında transferlerde son karar vericiydi. Bir oyuncu havuzu belirlendi ve o havuzdan seçilen oyuncuları benim görevim ikna etmekti. Galatasaray'a katkım bu olabilir. Samimiyet insanlara geçer. Samimiyet dünyanın en etkili şeyiymiş. Futbol dünyasında bu çok az bulunduğundan, gerçekten değer verip görmek insanları ikna eder. Bütçe çerçevesinde en iyi fiyata ikna etme görevimiz vardı.''

''Enayi dediler''

Erden Timur'un son sözleri şöyleydi: ''İki sene önceki seçimden bir akşam önce yönetim kurulundaki başkan yardımcılığı görevimden ayrıldım. Yine bir değerler meselesiyle alakalıydı. Belki duygusal bir karar olabilir, belki de yanlış bir karardı ama sebebini değerlerle ilgili bir konu olarak gördüm. O dönemde yapılmaması gereken bir şeydi. Değerlerime bu kadar aykırı bir durumla karşılaştım. Aylarca sessiz kaldım. Sokakta insanlar 'Bizi üzdünüz' dediklerinde içimden 'Siz benim ne çektiğimi biliyor musunuz?' demek geldi. Benim babam hatalı davranan biriyle aynı asansöre binmezdi. Hemen tepkisini gösterirdi. Ben de hatalı bir duruma karşı tepki gösteririm ancak sessiz kaldım. Florya'ya etki eder, şampiyonluğa etki eder diye kim konuşursa onların hepsine destek verdim. İşte böyle çözecektik bu sorunları. Sarıldıkça sevgi iklimi oluşur ancak ben sarıldıkça 'bu tam da enayi arkadaşmış' diyorlar. Beni omurgasız görüyorlar.

Kaynak: Haber Merkezi