EKONOMİ HABERLERİ

CHP’li Özgür Karabat: “Döviz şoku riski büyüyor, yolun sonu ödemeler dengesi krizidir!”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart’ta başlayan yargı süreci sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere dikkat çekti.

Abone Ol

Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, 19 Mart tarihinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlayan operasyonların Türk ekonomisine yarattığı etkileri değerlendirerek, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Özgür Karabat: Kriz doğrudan iş dünyasını etkileyecek

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının arıdan 60 milyar doların satıldığını ancak yinede piyasalarda güvenin sağlanamadığını aktaran CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, “Hukuksuzluk ve otoriter yönetime geçiş planları, Türkiye ekonomisini artık geri dönülemez noktalara sürüklüyor. Ekonomideki fay hatları büyük kırılmanın eşiğinde. Döviz kurları her ne kadar kontrol ediliyor görünse de, kritik bir noktaya gelindi. 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan süreçte 60 milyar dolar civarında döviz satıldı ama piyasada güven sağlanamadı.

Faiz artırımına rağmen 19 Mart öncesindeki döviz rezervlerine ulaşılamadı. İhracattan ve turizmden gelen dövizle rezervler bir miktar şişirildi. Sonuçta Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede döviz sorunu giderilemedi. Şirketlerin net döviz pozisyon açığı 172 milyar doları buluyor. 19 Mart’taki gibi herhangi bir kur şoku yaşanması durumunda bu şirketler döviz borçlarını ödeyemez. Ardından zincirleme iflaslar, yüzbinlerce işsiz gelecek. 2001’de bankalar kaynaklı bir kriz yaşanmıştı. Şimdi esas borçlu olan şirketler olduğu için kriz doğrudan iş dünyasını etkileyecek.” diye konuştu.

“Türkiye geri dönülemez bir sürece girecek”

Son olarak, AK Parti’nin akıl tutulmasına devam ederse Türkiye’nin geri dönülemez bir sürece gireceğini aktaran CHP’li Karabat, şu ifadeleri kullandı: “Cari açığın azalması bu krizin çıkmayacağı anlamına gelmez. Ekonomiye önceleri sadece yatırımcılar güvenmiyordu. Şimdi ise vatandaşlar da aynı güvensizliği yaşıyor. İnsanlar kötü gün olur düşüncesiyle fiziki altın ve döviz alıp bir köşeye atıyor. Yani hem şirketlerden hem de vatandaştan dövize talep sürüyor. Banka şubelerinde boş kiralık kasa bulmak neredeyse imkânsız.

Herkes, ‘rasyonel politika’ diyen Mehmet Şimşek’in hiçbir şey yapmadığını biliyor ve arabanın duvara toslayacağını görüyor. Bununla beraber, bileşikte yıllık yüzde 60’ı bulan yüksek faiz, nüfusun yüzde 20’lik zengin kesimini daha da zengin hale getiriyor. Bu insanlar yüksek faiz gelirleri ile bir miktar altın ve döviz stokluyor. Ayrıca yarattıkları talep ile enflasyonu körüklüyorlar. AK Parti akıl tutulmasına devam eder ve hukuksuzlukları sürdürürse, Türkiye geri dönülemez bir sürece girecek, ödemeler dengesi krizi yaşayacaktır. Ancak Saray ve onun etrafındaki yiyici güruh bunu görmemek için elinden geleni yapıyor.”