Son Mühür/ Emine Kulak - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yayıncılık altyapısını modernize etmek amacıyla ‘30 İl Ortak Kule Altyapısı Projesi’ni hayata geçireceklerini açıkladı. Avrupa’nın en yüksek yayın kulesi olan Çamlıca Kulesi model alınarak, 30 büyükşehirde yeni televizyon ve radyo kuleleri kurulacak veya mevcut direkler devralınacak.
Bakan Uraloğlu, projeyle hem analog ve dijital yayın kalitesinin artacağını, hem de şehir siluetlerine estetik katkı sağlanacağını belirtti. Çalışmaların Trabzon Boztepe, Bursa Gündoğdu ve Tekirdağ Süleymanpaşa’da başladığını söyleyen Uraloğlu, Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep, Konya, Antalya, Diyarbakır ve Samsun gibi şehirlerin de projeye dahil olduğunu ifade etti.
Çevre Mühendisi Yakup Ateş, projenin İzmir’deki muhtemel konumları ve potansiyel etkileri üzerine değerlendirmede bulundu.
“SEYİR TEPE VE BAYRAKLI BÖLGELERİ TEKNİK AÇIDAN UYGUN”
Ortak kule altyapısı projesinin İzmir’de olası konumları üzerine değerlendirmelerde bulunan Ateş, Seyir Tepe ve Bayraklı bölgelerinin öne çıktığını belirtti. Bu alanların dağlık yapısı nedeniyle teknik açıdan uygun olduğunu ifade eden Ateş, yüksek rakımlı bölgelerde inşa edilecek kulelerin antenlerin tek merkezde toplanmasına katkı sağlayacağını söyledi. Ancak söz konusu yapıların çevresinde yaşayan halk açısından dikkat edilmesi gereken hususlar olduğuna da dikkat çeken Ateş, “Yapıya yakın bölgelerde yaşayanlar yüksek nitelikli elektriksel kuvvetlere maruz kalabilir. Bu da sağlık ve çevresel etkiler bakımından değerlendirilmelidir” dedi.
“TEKNİK DETAYLARI ÇOK ÖNEMLİ”
Projenin şehir siluetine etkileri ve teknik boyutları açısından dikkatli ele alınması gerektiğini vurgulayan Ateş, “ İstanbul’a yapıldığında ziyaretçi akınına uğradı. Bakıldığında ilginç bir durum var. Belki İzmir’de de diğer illerde de böyle bir durum olabilir. Elektromanyetik açıdan değerlendirmek gerekiyor. Tek bir merkezde toplandığında elektromanyetik vericiyi azaltabilecek mi yoksa azaltamayacak mı? Halihazırda hanelerin üzerindeki, çatılardaki antenler ve vericiler ile oluşan kötü görüntünün ortadan kalmasına imkan sağlayabilir. Bu açıdan olumsuz gibi görünüyor ama teknik detayları çok önemli. İstanbul’daki durumun elektrik ve elektronik mühendisleri tarafından açıklaması vardır. Onlara bakmak gerekir. Teknik detayları çok önemli” diye konuştu.
“ÇANAK ANTEN VE VERİCİLERİN ORTADAN KALDIRILARAK TEK BİR KANALDAN VERİLMESİ MANTIKLI”
Çanak anten ve vericilerin şehir estetiğini bozduğunu, bunların kaldırılıp tek merkezden yayın yapılmasının mantıklı olabileceğini ifade eden Ateş, “Bu projenin sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanabildiğini göremiyoruz. Hanelerin, binaların üzerindeki, kent estetiği açısından da kötü olan çanak anten ve vericilerin ortadan kaldırılarak tek bir kanaldan verilmesi mantıklı olabilir. Çevre mühendisi olarak bakış açım bu şekilde. Ama bu konunun küresel bazda da düşünülmesi gerekiyor. İsrail’in İran ya da Filistin’de cep telefonlarına çeşitli ürünler takıp anlık bir patlamaya sebebiyet vermişti. Bu ve benzeri yapılar 30 büyükşehirde siber saldırılara karşı korunaklı olacak mı, olmayacak mı? 30 büyükşehir demek yaklaşık 50 milyon hatta daha fazla insan demek. Bu insanların da küresel siber saldırılardan korunmasında etkili olacak mı olmayacak mı bu konuda önemli” dedi.