Türkiye tarımında dikkatleri üzerine çeken yeni bir ürün var: Aronya. Küçük taneli, mor renkli bu meyve, son yıllarda “süper meyve” olarak anılıyor. Onu değerli kılan sadece fiyatı değil; kısa sürede ürün vermesi, düşük bakım maliyeti ve yüksek ihracat potansiyeliyle de üreticilerin ilgisini çekiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destek listesinde yer alan aronya, kuraklığa dayanıklı yapısıyla da öne çıkıyor. Özellikle hastalıklara karşı gösterdiği direnç, üreticinin girdi maliyetlerini düşürürken verimi artırıyor.
Küçük Alanda Yüksek Verim: Dekarda 1000 Kilo
Aronya yetiştiriciliğinde rakamlar oldukça dikkat çekici. Uygun iklim ve bakım koşullarında bir dekarlık alandan 800 ila 1000 kilogram arası verim almak mümkün. Dikimden sonra birinci yılda meyve vermeye başlayan aronya bitkisi, üçüncü yılda tam verime ulaşarak üreticisine istikrarlı bir gelir kapısı sunuyor.
İç Piyasa 150 TL, İhracat 500 TL’ye Kadar Çıkıyor
Türkiye’de taze aronya, iç piyasada 100–150 TL arasında alıcı buluyor. Ancak ürün, asıl değerini işlenmiş formlarda yurtdışında kazanıyor. Kurutulmuş aronya veya aronya tozu, Almanya, Hollanda ve Güney Kore gibi pazarlarda 500 TL/kg’ye kadar alıcı bulabiliyor. Bu da küçük çapta üretim yapan çiftçilere dahi ihracat olanağı sağlıyor.
Sağlık Trendleriyle Parlayan Bir Meyve
Aronya yalnızca ekonomik açıdan değil, besin içeriğiyle de dikkat çekiyor. Antosiyanin, C vitamini, demir ve lif bakımından zengin olan bu meyve; bağışıklık sistemini destekleyici, kan şekerini dengeleyici ve kolesterolü düzenleyici etkileriyle öne çıkıyor. Üstelik meyvesinden çay, reçel, meyve suyu, takviye kapsül ve kozmetik ürünler üretilebiliyor. Katma değeri artıran bu çeşitlilik, üreticinin gelirini de artırıyor.
Üreticinin Yüzünü Güldüren Sessiz Devrim
Türkiye'de meyve yetiştiriciliğinde alternatif arayışlar sürerken, aronya gibi az bilinen ama çok kazandıran türler yeni umutlar doğuruyor. Küçük yatırım, kısa sürede verim ve yüksek kâr getiren bu “sessiz devrim”, tarımda dönüşüm arayan üreticilere yeni bir kapı aralıyor.
