Yaptığımız çalışmalarda önemli olan doğanın bize doğal verdiğini yine aynı şekilde geri vermek diyen Prof. Dr. Okutucu, su kıtlığına dikkat çekti. Okutucu; ”Suyun yüzde 70’ini tarımda kullanıyoruz. Tarım artık SOS veriyor. Bu bağlamda bir çalışma yürütüyoruz. Ürettiğimiz doğal polimerlerle su kullanımında fayda saylayabiliriz. Çünkü polimerler yapısı gereği kütlelerinin bin katı kadar su hapsedebiliyor” dedi.
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Okutucu, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. “Doğal Biyopolimerlerden Biyobozunur Aerojel Eldesi” başlıklı proje ile TÜBİTAK 2242 Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları’nda “Tarım ve Gıda” kategorisinde Türkiye üçüncülüğü ödülünü aldıklarını söyleyen Proje Danışmanı Prof. Dr. Okutucu, çalışmanın öneminden bahsetti.
“Tarım ve Gıda” kategorisinde Türkiye üçüncülüğü…
“Doğal Biyopolimerlerden Biyobozunur Aerojel Eldesi” başlıklı proje ile TÜBİTAK 2242 Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları’nda “Tarım ve Gıda” kategorisinde Türkiye üçüncülüğü ödülünü aldıklarını söyleyen Proje Danışmanı Prof. Dr. Okutucu, çalışmanın öneminden bahsetti. Okutucu; “Sütün laktozsuzlaştırılması için hali hazırda olan yöntemler var ancak maliyeti arttırıyor. Burada kullanılan enzimler Euro bazlı. Ülkemizde bol miktarda yetişen koçbaşı nohuttan nişasta biyo arya jeli geliştirdik. Bunları bitki çaylarının poşetlerinin içine koyarak 7 farklı kez kullanabiliyorsunuz.
1 litre sütün içerisine bunu koyuyoruz belli bir saat sonrası süt laktozsuzlaşıyor. Enzimle aynı kaliteyi elde ediyoruz. Ticari olarak uygulanabilir bir çalışma bizim bu çalışmamız. Özge Yılmaz’ın lisans tezi idi. Lisans öğrencisinin geliştirdiği bir çalışmayla bu ödülü almış olmak çok kıymetli. Benim hedefim gençlere bilim ufuğu açmak. Farkındalık yaratınca AR-GE ve inovasyon gerçekleşiyor ülkemizde. Bilime katkı içinde gençlerin fikirleriyle projeler ve çalışmalar yapmak benim için çok kıymetli. Bu çalışmalarda önemli olan doğanın bize doğal verdiğini doğal olarak geri vermek” diye konuştu.
“Dünya atık sıralamasında ekmek bir numarada…”
Prof. Dr. Okutucu; “20 yıldır hem tarım hem de sanayi alanında Türkiye’nin imzaladığı bir sözleşme var. Yeşil mutabakat sözleşmesi. 14 maddeden üçünü hayata geçirdik belki. Daha yapılması gerekenler var. Biz daha atıkları toplama aşamasındayız dünyaya göre. Dünyada en fazla atık 10 milyon tondan fazla olmak üzere ekmek. Ekmek çok zararsız bir atık değil aslında içerisinde maya var. Toprağa karıştığında toprağın yapısını bozuyor. Atıkların iyi değerlendirilmesi çok önemli. Mesela yakılmaması da önemli. Çünkü her yaktığınız atık dünyada azot ve karbon kirliliğine neden oluyor” açıklamasında bulundu.
“En büyük sorunlardan biri su kıtlığı olacak”
Önümüzdeki 10 yılda dünyadaki en büyük sorunlardan biri su kıtlığı olacak diyen Okumuş; “Her alandaki kontrolsüz su tüketimi risk olarak karşımıza gelmiş durumda. En büyük SOS tarım sektöründe. Yüzde 70 oranında tarımda su kullanımı gerçekleşiyor. Bir diğer TÜBİTAK projemizde bu alanda. Neslihan Güngör ile birlikte bu alanda çalışıyoruz. Bu alanda akrilamid tabanlı süper adsorban polimerler kullanılıyor. Ama akrilamid dediğiniz şey bir kimyasal. Bu polimerlerin en önemli özelliği su tutucu yapıları. Yaygın kullanılıyor. Biz toprağa verilen zararın önüne geçebilmek için doğal polimerler bir hazırlıkta bulunuyoruz.
Kendi kütlesinin bin katı kadar su tutuyor. Polimer suyu hapsediyor, bir bitkiyi gün aşırı sulamamız gerekirken, günde bir değil 1 hafta boyunca suyu yavaş yavaş veriyor. Kökünden yavaş yavaş su verildiği için bitki daha güçlü çıkıyor. Doğal yoldan elde edilen polimerlerle böyle bir çalışma gerçekleştirdik. Çalışmamızın artık son aşamalarındayız. Biz bu çalışmayı buğday için kurguladık. Alan çalışmalarımız var. Toprağa rastgele ekiyoruz. Bitki her koşulda bu polimerden faydalanabiliyor. İşin önemli kısmı doğal biyo polimerlerle hazırlanıyor olması. Siz ucuza kısa süreli kullanım mı, bir tık daha pahalı ama havaya suya zarar vermeyen bir malzemeyle mi çalışmak istiyorsunuz? İşte bu noktada hareket etmek önemli” dedi.