Geçtiğimiz günlerde CHP'yi olağanüstü kongreye davet eden çıkışıyla dikkati çeken Oğuz Kaan Salıcı gazeteci Fatih Altaylı'ya ateş püskürdü. CHP'de kimsenin kurultay istemediğini savunan Fatih Altaylı'nın, bu türden hesapların Saray'a çalışan kesimlere ait olduğunu iler sürerek 'partinin yönetiminde uzaktalar ya! Erdoğan'a nasıl seçim kazandırırız, CHP'ye nasıl seçim kaybettiririz hezeyanı içerisindeler. Bunlar insan değil, bunlar siyasetçi diye, topluma umut diye gezmişler yıllarca. Bunlara var ya, diyeceğim ki seçmen bunların yüzüne tükürse diyeceğim ama seçmenin tükürüğünün de bir kıymeti var' ifadelerine Salıcı'dan tepki gecikmedi.

Haddini aşıyorsun...

'Fatih Altaylı'ya açık mektup' başlığıyla bir cevap yayınlayan Oğuz Kaan Salıcı, ''Cumhuriyet Halk Partisi örgütünü ve seçmenini dizayn etmeye kalkarak haddini aşıyorsun.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden 100 yıldır yaşadığını sen bilemezsin.
Ben bilirim.
Çünkü ben sosyal demokratım, sen değilsin.
Cumhuriyet Halk Partisi; Türkiye’nin en demokratik partisi olduğu için, 100 yıldır ulusal ve küresel gelişmelere ayak uydurabilme esnekliğine sahip olduğu için, halkla arasına sarsılmaz bir güven bağı kurabildiği için, kendi içinde yoldaşça tartışmayı bildiği için bir asırdır ayaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi ayakta, sen yerdesin.
İftira ve hakaretlerin için yargıya gitmeyeceğim çünkü sen buna değmezsin'' mesajı verdi.

İşte Oğuz Kaan Salıcı'nın açıklaması...

FATİH ALTAYLI’YA AÇIK MEKTUP
Sayın Fatih Altaylı,
Saçmalama hakkına saygı duyuyorum ama hakaretlerine göz yummayacağım.
Seviyemi senin yanına düşürmeyeceğim.
“Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay tartışması” hakkındaki sözlerimi çarpıtmışsın. Dediklerinin hepsi iftira ve gerçek dışıdır.
Ben söylediklerimi aşağıdaki videoda bizzat paylaşıyorum.
Gerçekte ne dediğimi senin araştırman gerekirdi.
Okuduğunu ve izlediğini anlaman gerekirdi.
“Tehdit” ile “tespit” arasındaki farkı bilmen gerekirdi.
Gazeteci olduğunu iddia eden sensin.
Ama sen de haklısın, kulağına üflenenleri araştırmana gerek yok.
Çünkü sen fevkalade bir tetikçisin.
Sen bir jetonlu küfür makinesisin.
Kraldan çok kralcı olmak, paralı askerlerin tutumudur.
Ben bir hakikat eriyim, hakaret ve iftiradan uzak dururum.
Bir gün gelir fon musluklarından akan su kesilir veya kaynaklar el değiştirir.
Paralı askerlerin bunları da dikkate alması gerekir.
Saray’ın ajanı olduğumu iddia etmişsin.
Ajanların bir kod adı olur.
Benim bugüne kadar hiç kod adım olmadı.
Senin kod adın var mı Fatih Altaylı?
Tüm Türkiye seni neden “Alo Fatih” diye biliyor?
Sen bu ülkenin siyahlarından değilsin, cümle alem sana niye “siyah” diyor?
Gezi Parkı Direnişi’nde ben Partimin İstanbul İl Başkanı olarak sokaktayken, sen AKP İstanbul İl Başkanlığı’ndan yaptığın canlı yayında Saray’a çanak tutuyordun.
İyi bir gazeteci olmadığın gibi, makyajı dökülen bir kanaat teknisyenisin.
Kötü bir kanaat teknisyeni olduğun gibi, vasatın altında bir yorumcusun.
Cumhuriyet Halk Partisi örgütünü ve seçmenini dizayn etmeye kalkarak haddini aşıyorsun.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin neden 100 yıldır yaşadığını sen bilemezsin.
Ben bilirim.
Çünkü ben sosyal demokratım, sen değilsin.
Cumhuriyet Halk Partisi; Türkiye’nin en demokratik partisi olduğu için, 100 yıldır ulusal ve küresel gelişmelere ayak uydurabilme esnekliğine sahip olduğu için, halkla arasına sarsılmaz bir güven bağı kurabildiği için, kendi içinde yoldaşça tartışmayı bildiği için bir asırdır ayaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi ayakta, sen yerdesin.
İftira ve hakaretlerin için yargıya gitmeyeceğim çünkü sen buna değmezsin.
 

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı