Ülkemizdeki bir grup “hainin” sevmediği, dedelerimizin babalarımızın ve bizim 100 yıl boyunca bu topraklarda doğup yaşamamızı sağlayan, çökmekte olan bir imparatorluktan sonra kendini kurduğu ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne adayan, tek “Devlet Adamı” ve tek “Başkomutan” olarak yüreğime işlediğim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini hatırlatayım istedim…  

Bugün ayrıca, “Kadının yeri evidir” ve “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” diyen ülkemizdeki bir grup tarikat vurguncularına da “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle Atatürk’ün kadınlara tanıdığı hakları aktaracağım.   

Tek kişinin yönettiği işgal altındaki imparatorluğun bir vatandaşı ve askeri olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal gittiği kongreler sonrası 23 Nisan 1920’de kurduğu Büyük Millet Meclisi’nde (BMM) bir ulusun kendini yönetmesi anlamına gelen ‘Cumhuriyet’ ve ‘Demokrasi’ için ilk adımını attı.

5 Ağustos 1921’de Kütahya ve Eskişehir muharebelerinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Mustafa Kemal Paşa’ya kazandığı zaferler nedeniyle Başkomutanlık, Sakarya Meydan Muharebesi sonrası 19 Eylül 1921’de de Gazilik ve Mareşallik rütbelerini verdi.

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları, 26 Ağustos 1922’de başlattığı İstiklal Savaşı ve Büyük Taarruz ile 9 Eylül 1922’de Yunan Ordusu’nu İzmir’de denize dökerek kurtuluş savaşını kazandı. Arkasından 29 Ekim 1923’te “Türkiye Cumhuriyeti” ilan edildi ve Gazi Mareşal Mustafa Kemal Paşa TBMM’nde ülkesinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. 1923-1938 yılları arasında 15 yıl süreyle Cumhurbaşkanı olarak ilkeleri ve devrimleri ile tüm uluslara örnek oldu.  

İşte Atatürk’ün ilkeleri:

*Cumhuriyetçilik:  Yönetim halk, halk yönetim demektir…

*Halkçılık:  Fert, aile ve sınıf ayrıcalığı bulunmayan ve kanunlar önünde herkesin eşit olduğunu ifade etmektir..

*Laiklik: Türk devriminin vazgeçilmez unsuru ve demokratik olmanın gereği olarak din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Atatürk devletin, hukukun, eğitimin ve kültürün laikliklerini gerçekleştirdi.  

*Devrimcilik; Atatürk ilkelerinin tümünü gerçekleştirmeye, korumaya ve yaşatmaya kesin kararlılıktır. Atatürk ilkeleri arasında, eylem ve atılım gibi kavramları içerisine alan tek ilkedir.

*Milliyetçilik için Atatürk, “Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa o topluma dayanan Cumhuriyet’de o kadar kuvvetli olur” diyor.

*Devletçilik: Anayasamızda yer alan devletçilik ilkesi, toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmada devletin üstlenmesi gereken görevlerdir.

Atatürk askeri bir dahi ve karizmatik bir lider olduğu kadar aynı zamanda büyük bir devrimciydi.  İşte 1924-1938 yılları arasında Atatürk’ün gerçekleştirdiği Devrimleri:

*Harf Devrimi; Arap alfabesi kaldırıldı. Önce Latin alfabesi, daha sonra 3 Kasım 1928’de Türk Alfabesi kabul edildi.

*Kıyafet Devrimi; Kadınlar çarşaf giymekten vazgeçti, modern kadın elbiseleri giymeye, erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladı.

*Hukuk Sistemi Devrimi: Atatürk Şeriat Kanunu yerine İsviçre Medeni Kanunu ile İtalya Ceza Yasası’nı getirdi ve Türk Hukuk Sistemi oluşturuldu.

*Eğitim Devrimi; İslami Eğitim veren medrese sistemi yerine önce Latin, sonra da Türk Eğitim Sistemi gerçekleştirildi.  1933 yılında da üniversite reformu uygulamaya alındı.

*1924’te hafta sonu yasası, 1925’de Uluslararası Zaman ve Takvim Sistemi, 1926’da Borçlar ve Ticaret Kanunu, 1933 yılında Ölçü Sistemleri, 1934’te Soyadı Yasası ve TBMM’nde kabul edilen kanun ile Mustafa Kemal’e ‘Türklerin Babası’ anlamına gelen ‘Atatürk’ soyadı verildi.

Bugün “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlu olsun…

Kadınlarımızın son yıllarda uğradığı saldırı ve cinayetlerden kurtarılması dileğiyle, tarikatların sevmediği ve kaldırılması için didindikleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara tanıdığı bazı hakları özetleyeceğim:

*Öncelikle kabul edilen Medeni Kanun ile erkeklere tanınan tüm haklara kadınlar da sahip oldu. Tek eşlilik, seçme ve seçilme hakları ile resmi görevlere atanmaları kabul edildi.

*3 Mart 1924’te eğitimde erkeklere tanınan haklar yürürlüğe girdi.

*1928 ve 1930’da kadın doktorlar görev yapmaya başladı.

*18 Nisan 1935’de Dünyada ilk “Uluslararası Kadın Kongresi” Atatürk’ün himayesinde İstanbul’da toplandı

*1936’da İş Kanunu ile kadınlara çalışma hayatında düzenleme getirildi.

*3 Nisan 1930’da belediye meclislerine üye seçme ve seçilme hakkı tanındı. 1934 yılından itibaren de belediye başkanı, milletvekili seçme ve seçilme hakları verildi.  Ki, Fransa kadınlara bu hakları 1946’da, İsviçre 1971 yılında tanıdı.

Son cümlemi Atatürk’ün sözleriyle bitireceğim…

“Türk kadını sen omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın.”

Sevgilerimle