SON MÜHÜR gazetemizin bugünkü sayısında sizlere Atatürk ve İstiklal Savaşı kahramanları ile Cumhuriyeti sevmeyenlerin eleştirdikleri (!) Lozan Antlaşması ile ilgili gerçek bilgileri aktaracağım. Beş yıl önce Lozan Antlaşması ile ilgili ilginç açıklamalar yapılmıştı. Hatırlayalım; “1920'de bize Sevr'i gösterdiler. 1923'te Lozan'a razı ettiler. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı.” denilmişti. Halbuki Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve egemenliğinin bir belgesidir. Türk Ulusu’nun tarihinde dönüm noktası olan Lozan Barış Antlaşması müzakereleri 20 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan kentinde başladı. Sekiz ay sonra 24 Temmuz 1923 tarihinde emperyalist devletlere karşı imza altına alındı.

Bu antlaşma tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile ulusumuzun birliği, bütünlüğü koruma altına alınmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları bu antlaşma ile belirlenmiş, bağımsız ve saygın bir devlet olarak tüm dünya devletlerine ilan edilmiştir. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı süresince emperyalist devletlerin Türkiye’ye dört defa barış şartları teklif edildiğini açıklamıştı. Birincisi Sevr taslağı, ikincisi Birinci İnönü Muharebesi'nden sonra toplanan Londra Konferansı sonrası 12 Mart 1921 tarihinde, üçüncü barış teklifi ise 22 Mart 1922′de Sakarya Zaferi’nden ve Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'ndan sonra yapılmıştı. Atatürk, getirilen bu üç antlaşmanın içeriğinin Sevr antlaşmasında bazı değişiklikler getirse de kabul edilecek gibi olmadığını, çünkü sunulan antlaşmaların ana çizgileri ile milli ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kabul edeceği antlaşmalar olmaktan çok uzak olduğunu ifade etmiştir. 

Dördüncü teklif Lozan Antlaşması’dır ve bu antlaşmanın imzalanmasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyük bir barış antlaşması gerçekleştirdiği  açıklanmıştır. Bu teklifte Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflediği sorunlar çözüm bulmuştur. Bunlar; TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasında Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı gibi sorunları bitirmeyi, Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki ekonomik, siyasal, hukuksal sorunları çözmeyi amaçlamış, Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar konusunda taviz verilmemesi üzerine karar alınmıştır. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk kitabında bu konuda bakın ne diyor: “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Saygıdeğer Efendiler, Lozan Barış Antlaşması'ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!”

Bu antlaşma ile yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, yıkılmış Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde kurulmuş yeni ve uluslararası alanda diğer devletlerle eşit haklara sahip tam bağımsız bir devlet olduğu kesinlik kazanmıştır. Bu belge, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını, uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Türk Devletini ortadan kaldırmayı amaçlayan Sevr Antlaşmasını tarihin çöplüğüne atarak, 23 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşmasını imzalamışlardır. Bu antlaşma adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır.