Radyo Ege'de merakla takip edilen 90 Saniye programında cumhuriyetin 100.yılına vurgu yapmaya devam eden Hasan Tahsin Kocabaş yaklaşan 29 Ekim öncesi yine çarpıcı gerçekleri dile getirdi.
İzmir'in usta kalemi şunları söyledi...
ON GÜN KALDI
İsrail’in vahşi ve kabul edilemez vahşetini bahane edip Cumhuriyet’in 100. Yılını gölgeleme hamlelerine başvuranlara bir şey demiyorum. Çünkü 100. Yıl alabildiğine coşkusuz ve ruhsuz geçiyor zaten. Ve ne yazık ki Cumhuriyet’in 100. Yılını da sadece konserlerle, festival gibi abukluklarla, herşeyologların
papağanlıklarıyla anlayanlar yüzünden karşı tarafın gölgeleme cüreti de kolay geliyor. Hatta geçen gün İzmir yayınları adıyla yayınlanan kitaplar bile kafa karıştırdı. Size yakında Raşit Cavaş, Erkan Serçe ve Melek Göregenli ile ilgili hikâyeleri anlatmaya başlayacağım. Bunu şimdilik geçelim.
100. Yıl coşkusu sadece 29 Ekim gününe özgü değildir. Hele dünyanın bugünkü halinde, daha yüksek sesle haykırmalıydık Yaşasın Cumhuriyetimiz diye. Hiç olmazsa son 10 gün masaya yatırmalıydık 100 yılı… Her açıdan her düşünceden uzmanların ama gerçek uzmanların romantizm ve hamasetten uzak analizleriyle 101. Yıla hazırlamalıydık dimağlarımızı. Belediye otobüslerinde, metro ve izban vagonlarında, polis ve zabıta araçlarının camlarında, kamu binalarında, okullarda 100. Yıl vurgulu veciz sözler, fotoğraflar olmalıydı.
Ama düşünüyorum da çok üzülüyorum…
2019’dan bu yana hep mış gibi yaptık… Şimdi Cumhuriyetin 100.Yılındayız ama çıkan kitap işgalden kurtuluşa… Arkadaşlar kurtulduğumuzu fark etmemiş anlaşılan…
Yine de inatla…
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti… Payidar olsun Mustafa Kemal düşüncesi, Ne Mutlu Türküm diyene…