Son Mühür/Sercan Engerek- Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasına bir hafta kaldı. Veliler ekonomik şartlar nedeniyle çocuklarına okul malzemesi almakta zorlanırken, kırtasiyeciler okul malzemesi de satan AVM’ler ve marketlerle mücadele etmek zorunda kalıyor. Özellikle üç harfli marketlerin kırtasiyecileri olumsuz etkilediğini vurgulayan İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Hulusi Demir, “Haksız rekabete karşı önlem alınsın diye kaç kez Rekabet Kurumuna başvurduk. Fakat her başvurumuz olumsuz sonuçlandı” dedi. Piyasada çok fazla kalitesiz kırtasiye ürünü bulunduğuna da dikkat çeken Demir, okullar açılmadan evvel güvenilir ürünler konusunda velileri uyardı.
Eğitim-öğretim (2025-2026) yılının başlamasına bir hafta kala, kırtasiyelerde hareketlilik başladı. Ancak kırtasiye esnafı uzun zamandan beri AVM’ler ve üç harfli marketler haksız rekabete yol açtığı için bu yıla da morali bozuk giriyor.
Son Mühür’e konuşan İzmir Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Hulusi Demir, kırtasiye esnafının sorunlarını anlattı.
“Başvurularımız sürekli geri dönüyor”
Zincir marketlerin, tekel hâline gelen AVM’lerin kırtasiye esnafını olumsuz etkilediğini vurgulayan Demir, “Tekelleşmiş AVM’lerin kırtasiye ürünleri satması haksız rekabeti doğruyor. Bununla ilgili önceki dönemlerde kaç kez Rekabet Kurumuna başvurduk. Fakat her başvurumuz olumsuz sonuçlandı. Tüketici yararı denilerek başvurularımız sürekli geri dönüyor. Yine başvuru yapsak, yine olumsuz sonuçlanacak. Rekabet Kurumu bu nedenle esnaf açısından işlevsel değil. Bir tarafta çok yüksek sermayeyle kurulmuş ve sürdürülen bir yapı var. Bir tarafta da emeğiyle geçinen bir kesim var” ifadelerini kullandı.
Demir, AVM’lerin ve zincir marketlerin sahibi olan büyük sermaye gruplarıyla esnafın tek başına mücadele etme gücünün bulunmadığını söyledi. Demir, yaşanan süreci “Kooperatifleşseniz bile oraya yetişemezsiniz. O AVM’ler yasal olup 12 ay kırtasiye ürünü satsın da görelim. Eylülde kırtasiye, diğer mevsimlerde başka ürünler satıyorlar. Birini raftan indirip başka bir ürün koyuyorlar. Sezon dışında kırtasiye ürünlerine yer ayıramazlar. Maalesef marketlerin çalışma tarzı, küçük esnafın hep aleyhine” diye yorumladı.
“Döviz ne kadar artıyorsa, fiyatlar da artıyor”
47 yıldan beri esnaflık yapan Hulusi Demir, ekonomik krizin kırtasiye sektörünü de vurduğunu belirtti. Kırtasiyecilerin ellerindeki stokları maliyetinin altına düşmeyecek şekilde satmaya çalıştığına dikkat çeken Demir, şunları dile getirdi:
“Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik gidişatın paralelinde kırtasiye sektöründe de aynı değişimler yaşanıyor. Yani döviz ne kadar arttıysa, maliyetler de fiyatlar da artıyor. Bu sene bazı ürünlerin maliyet fiyatları artmış olmasına rağmen, çok fazla bir değişikliğe gitmedik. Çünkü tüketicinin alım gücü yok. Gelen müşteriyi boş göndermek anlamsız. Tüm üyelerimiz bu anlamda hareket ediyor. Elindeki stokları maliyetinin altına düşmeyecek şekilde satmaya çalışıyor. Çünkü taksitlerini ödemek zorunda. Elbette kâr edecek ama ne öyle eski kârlar var ne de doğru dürüst iş yapabiliyoruz.”
Demir, çözüm olarak ise sosyal devlet ilkesine vurgu yaptı. “Sosyal devlet olgusu yerleşip devlet eğitime el atmadıktan, devlet eğitimi desteklemedikten sonra AVM’lerle mücadele etmek zor” diyen Demir, devletin önlem almasının hem esnaf hem de tüketici için nefes olacağını söyledi.
“Bazı ürünler alındıktan bir ay sonra çöpe atılıyor”
Hulusi Demir, özellikle üç harfli marketlerin çok düşük kaliteli ürünleri raflarına yerleştirip promosyonlarla ürünleri maliyet fiyatına satarak müşteri çekme hilesine başvurduklarını anlattı.
Üç harfli marketlerin markasız birçok ürünü piyasaya sürerek sektörde negatif etki yarattığı gibi müşteriyi de yanılttıklarına dikkat çeken Demir, velileri okul malzemesi alırken nelere dikkat etmeleri konusunda uyardı:
“Üç harfli marketlerin getirdiği pek çok kalitesiz ürün var. Hem güvenilir değil, hem de alınıp bir ay sonra çöpe atılıyor. Burada velilerin dikkat etmesi gereken husus marka olmuş, kaliteli ürünleri tercih etmesi. Markalar genelde ürününün arkasındadır. Veli de öğrenci de sorun yaşamaz.”