Galiba Başkan Tunç Soyer’in dikkat çektiği “hainleri” biliyorum.
Hatta o hainlerin ne zaman düğmeye bastıklarını, İzmir içinde olup
İzmir’i sömürdüklerini, Başkan Soyer’e şirin ve dost görünüp, her
türlü nifak, iftira ve düzenbazlık içinde olduklarını, hatta Atatürk ve
Cumhuriyet ilkelerine bağlıymış gibi görünüp, ellerine verilmiş
olanakları çaktırmadan Atatürk Cumhuriyeti aleyhine kullandıklarını
da biliyorum.
Başkan Soyer, geçtiğimiz günlerde belediye yöneticileriyle bir araya
geldi. Ben de basından öğrendim. Yaptığı konuşmada “bu
yolculukta ihanet edenler oldu, arkadan hançerleyenler oldu. Onlar
için üzülüyorum” dedi. Doğru dedi, gecikmiş de olsa tespiti çok
doğru. Ama o kalp gücüyle yine duygusallaşmış. Üzülmemesi
gerekenlere üzülmüş başkan. Ama bu ihanetin bir iç bir de dış odağı
var. İç odağı yönettiği belediyedeki unsurlar… Dış ise başta partisi
olmak üzere İzmir ve Ankara noktaları.
Bugün pazartesi hem SONMühür ekranında sabahları hem de bu
hafta 90 saniyelerle radyo egede anlatacağım örneklerle. Bazı
parçaları birleştirince göreceksiniz ihanetin büyüğünü. Tunç
Soyer’in başına gelenler, İzmir’in 150 küsür yıllık belediye tarihinde
başka başkanın başına gelmedi. Ama demiştim cehenneme giden
yol iyi niyet taşlarıyla döşenirmiş. Bir şey daha demiştim: Taş
uzaktan gelmez.
Yarın “iç hainleri” anlatayım birkaç örnekle….
